Biri FITRAT mı dedi?
14 yıllık AKP iktidarı ülkeyi devralırken, terör olayları, tecavüzler, kadın cinayetleri yok denilecek kadar azdı.
Ne oldu da, şimdi ülke yangın yerine döndü?
İşte size yeni Türkiye...
Önce çözüm süreci yalanları ve oyalamaları başladı; tilkiyi uykusundan uyandırdılar. Dağ eşkiyaları muhatap alınıp, meşrulaştırılmaya kalkıldı. Masalara oturup pazarlığa girişildi. Devletin malı denizdi. Her türlü destek ve kuvvet takdim edildi huzurlarına.. Kamyonların üstünde davul zurnalarla karşılatıp, açılış törenlerinde elele tutuşup, “kardeşim” dediler birbirlerine..
“Tekke ve zaviyeler bataklıktır, yüzümüzü batıya dönmeliyiz, ilim ve bilimden şaşmamalıyız” diye bağırırken biz; Türkçe Olimpiyatlarına destek oldular. Ülkeye davet edip, "çok özledik, gel ne olur" diye ağlaştılar.
Ülkeyi parsel parsel ele geçirip, kendilerine emir komuta ile hizmet edeceklerini düşündükleri yaverlerle doldurdular..
Atatürk'ün inandığı ve kurduğu tüm yapıları ele geçirmek diğer hedefleriydi. Tek rakipleri oydu çünkü.. Tüm kudret ellerindeydi ama 80 yıl önce ölmüş bir dünya liderini ve devrimlerini bir türlü öldüremiyorlardı.
Ne yapsınlar, “ilk eğitim” dediler tabii ki...
Atatürk'ün adı ne kitaplarda, ne bayramlarda, ne çocukların ağızlarına duyulmamalıydı. Cahil bir toplumun itaatkar olduğunu bildiklerinden, “Osmanlıcılık” oyununu sahneye koydular. Açılsın imam hatipler, cemaat okulları, yurtları...!
Kendi elleriyle bir canavar yarattılar, hem de ne canavar.! Şimdi kendileri bile baş edemiyor.. Bir türlü bitmiyor, tükenmiyorlar. Açığa almalar, ihraçlar, tutuklamalar..
At izini, it izine karıştırıp, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Laik kim varsa hedef gördükleri; aynı torbaya doldurup, meclisten bir bir geçirdiler.
Bugün mü? Bugün ülke yangın yeri gibi..! Tüm yapılan yanlış politikaları ve stratejileri, bumerang etkisini sonunda gösterdi. Bunların bir bedeli elbet olacaktı.
Kandil'de masaya oturdukları, düğün dernek düzenledikleri, bugün düşman.!
Ülkenin dört bir yanına örümcek ağı misali, 40 yıldır yerleştirip kadrolaştırdıkları, bugün düşman.!
Ekonomik kriz, çocuk tecavüzleri, kadın ölümleri, merdiven altı yurtlarda yanarak yitirilen yavrular, her gün şehit haberleri, kan üzerinden siyaset, eve kor gibi düşen ateşler, acılar, gözyaşları..
Sosyal devletin gerektirdiği sorumluluk yok, üstüne alınan yok, çözüm önerisi yok, muhatap yok...!
"Bu düzen böyle gitmeyecek, gitmesin.!" diye haykırıyorsun, birisi de “bu işin fıtratında var, kaderi böyleymiş” diyebiliyor...
Küçük çocuklarımızı tecavüzcüleriyle evlendirmenin derdine düşmek yerine; keşke onların geleceği, vatandaşlarınızın güvenliği, kamu yararı ve toplumsal huzur için uğraşılarda bulunsaydınız.. Bu işin "Fıtrat"ında yok kardeşim; ne varsa sizin zihniyetlerinizde, makam düşkünlüğünüzde, kişisel menfaatlerinizde ve iktidarlık hegomanyanızda var..
Siz de biliyorsunuz, hiçbirşey kimsenin yanına kalmayacak, erkten düştüğünüz an sanırım hukuk sistemimiz tarafından yargılanacaksınız..! Sonun başlangıcındayız..
14 yıllık AKP iktidarı ülkeyi devralırken, terör olayları, tecavüzler, kadın cinayetleri yok denilecek kadar azdı.
Ne oldu da, şimdi ülke yangın yerine döndü?
İşte size yeni Türkiye...
Önce çözüm süreci yalanları ve oyalamaları başladı; tilkiyi uykusundan uyandırdılar. Dağ eşkiyaları muhatap alınıp, meşrulaştırılmaya kalkıldı. Masalara oturup pazarlığa girişildi. Devletin malı denizdi. Her türlü destek ve kuvvet takdim edildi huzurlarına.. Kamyonların üstünde davul zurnalarla karşılatıp, açılış törenlerinde elele tutuşup, “kardeşim” dediler birbirlerine..
“Tekke ve zaviyeler bataklıktır, yüzümüzü batıya dönmeliyiz, ilim ve bilimden şaşmamalıyız” diye bağırırken biz; Türkçe Olimpiyatlarına destek oldular. Ülkeye davet edip, "çok özledik, gel ne olur" diye ağlaştılar.
Ülkeyi parsel parsel ele geçirip, kendilerine emir komuta ile hizmet edeceklerini düşündükleri yaverlerle doldurdular..
Atatürk'ün inandığı ve kurduğu tüm yapıları ele geçirmek diğer hedefleriydi. Tek rakipleri oydu çünkü.. Tüm kudret ellerindeydi ama 80 yıl önce ölmüş bir dünya liderini ve devrimlerini bir türlü öldüremiyorlardı.
Ne yapsınlar, “ilk eğitim” dediler tabii ki...
Atatürk'ün adı ne kitaplarda, ne bayramlarda, ne çocukların ağızlarına duyulmamalıydı. Cahil bir toplumun itaatkar olduğunu bildiklerinden, “Osmanlıcılık” oyununu sahneye koydular. Açılsın imam hatipler, cemaat okulları, yurtları...!
Kendi elleriyle bir canavar yarattılar, hem de ne canavar.! Şimdi kendileri bile baş edemiyor.. Bir türlü bitmiyor, tükenmiyorlar. Açığa almalar, ihraçlar, tutuklamalar..
At izini, it izine karıştırıp, Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Laik kim varsa hedef gördükleri; aynı torbaya doldurup, meclisten bir bir geçirdiler.
Bugün mü? Bugün ülke yangın yeri gibi..! Tüm yapılan yanlış politikaları ve stratejileri, bumerang etkisini sonunda gösterdi. Bunların bir bedeli elbet olacaktı.
Kandil'de masaya oturdukları, düğün dernek düzenledikleri, bugün düşman.!
Ülkenin dört bir yanına örümcek ağı misali, 40 yıldır yerleştirip kadrolaştırdıkları, bugün düşman.!
Ekonomik kriz, çocuk tecavüzleri, kadın ölümleri, merdiven altı yurtlarda yanarak yitirilen yavrular, her gün şehit haberleri, kan üzerinden siyaset, eve kor gibi düşen ateşler, acılar, gözyaşları..
Sosyal devletin gerektirdiği sorumluluk yok, üstüne alınan yok, çözüm önerisi yok, muhatap yok...!
"Bu düzen böyle gitmeyecek, gitmesin.!" diye haykırıyorsun, birisi de “bu işin fıtratında var, kaderi böyleymiş” diyebiliyor...
Küçük çocuklarımızı tecavüzcüleriyle evlendirmenin derdine düşmek yerine; keşke onların geleceği, vatandaşlarınızın güvenliği, kamu yararı ve toplumsal huzur için uğraşılarda bulunsaydınız.. Bu işin "Fıtrat"ında yok kardeşim; ne varsa sizin zihniyetlerinizde, makam düşkünlüğünüzde, kişisel menfaatlerinizde ve iktidarlık hegomanyanızda var..
Siz de biliyorsunuz, hiçbirşey kimsenin yanına kalmayacak, erkten düştüğünüz an sanırım hukuk sistemimiz tarafından yargılanacaksınız..! Sonun başlangıcındayız..