Sevgili okurlar, çok uzun bir süredir çocuklarımızı tehdit eden sinsi bir düşmanla karşı karşıyayız:kırtasiyelerde ve bazı marketlerde peynir ekmek gibi satılmakta olan lazerler.Biz öğretmenler,her gün okulda en az beş öğrencinin elinde onlara çok eğlenceli gelen ve oyuncak olarak düşündükleri lazerleri görüyor ve hemen onların ellerinden alıyoruz.Ancak,biz görünceye kadar,onlar iki arada bir derede birbirlerinin gözlerine lazer sıkıyorlar ve belki de kör olmalarına yol açacak bir tehlike söz konusu…
Böylesi büyük bir tehlike varken; lazerleri satan kırtasiye sahiplerinin çoğunluğu sanki hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi bunları satmaya devam ediyorlar.Arkadaşlarımla birlikte mümkün olabildiği kadar çok kırtasiyeye gidip o dükkanların sahiplerine sattıkları lazerlerin yerden sıkıldığında gökyüzünde seyir halindeki uçakları bile düşürebilecek güçlerinin bulunduğunu ve göze sıkıldığında görme kaybına yol açabileceklerini belirtiyor ve kendilerinden daha fazla kazanmak adına,geleceğimiz ve her şeyimiz olan yavrularımızın sağlıklarını tehlikeye atmamalarını; lazerleri satmamalarını söylüyoruz.Ancak,bu ziyaretler sırasında dükkan sahiplerinden aldığımız yanıtlar lazerlerden bile daha ürkütücü.Kırtasiye dükkanı sahiplerinin yarıya yakını nasıl bir saatli bomba sattıklarının ayırdında değiller.Onlara göre lazerler diğer küçük fenerlerden daha tehlikeli değiller.Ne acıdır ki bazıları da size bu lazerlerin gökyüzündeki bir uçağı asla düşüremeyeceğini;buna küçük çocukların bile inanmayacaklarını söyleyerek sizleri şaşkına çeviriyorlar.Bir kısmı ise dükkanının zaten iş yapmadığını,lazer satışlarını kesmeleri durumunda işlerin daha da kötüye gideceğini sanki normal bir şey söylüyormuş gibi size söyleyebiliyor.Çok azı,uyarılarımızdan ders alarak artık lazer satmayacağını söylüyor…
Öte yandan akla hemen şu soru geliyor:lazerler bu denli tehlikeliyse,bunları kırtasiye sahipleri nasıl bu kadar kolayca satabiliyorlar.Kendilerini denetleyen yetkililer nasıl oluyor da bunların kırtasiyeler de satıldıklarının ayırdında olamıyorlar.Ve ne kadar acıdır ki çocuklar okulda bunları arkadaşlarına sıkamıyorlar ama eve gittiklerinde bunun acısını fazlasıyla çıkartıyorlar;hemen en yakın kırtasiyeye koşup,peynir ekmek gibi satılan lazerlerden birini satın alıyorlar.Ve ne kadar büyük bir tehlike altında olduklarından bihaber olarak lazerleri birbirlerinin gözlerinin içine sıkıyorlar.Ne yazık ki çok büyük bir oranda anneler ve babalar da çocukları lazerlerle oynarlarken;onları izliyorlar…
Bu noktada sorulması gereken soru şu olmalıdır.dünya güzeli çocuklarımızdan birinin kör olması durumunda suçlu kim olacaktır,kimin yakasına yapışılacaktır.Lazerleri satan kırtasiye sahiplerinin mi,kırtasiyeleri denetlemekle yükümlü olup da bunu yerine getiremeyen yetkililerin mi,lazerlerle oynarlarken çocuklarını tiyatro seyreder gibi seyreden annelerin-babaların mı;yoksa hepsinin mi ?
Bir Avrupa Birliği Eğitim Projesi kapsamında bulunmuş olduğumuz Stockholm’de bir meslektaşıma İsveç’teki kırtasiyelerde lazerlerin satılıp satılmadığını sormuştum.Kendisinden aldığım yanıt tam O’ndan beklediğim yanıttı:Meslektaşım İsveç’te lazerlerin kırtasiyelerde ya da marketlerde satışlarının yasak olduğunu, yasağa uymayarak satış yapanlarınsa ağır para cezalarına çarptırıldıklarını söylemişti…
Sevgili okurlar,sizlerden bir ricam olacak:lütfen çevrenizdeki insanlara kırtasiyelerde ve marketlerde satılan lazerlerin çok tehlikeli olduklarını ve bunların kullanımının acı verici durumlara neden olabileceğini anlatın…