Üniversite öğrencilerinin burs sıkıntısı

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Temel ihtiyaçlarını devlet desteğiyle karşılayamayan öğrenciler, sivil yardımlaşma ağlarından medet umuyor. Burs için başvuran öğrenci sayısı her yıl artıyor. Sivil toplum kurumları ise talepleri karşılamada yetersiz..

“Ailem memlekette. Ablam başka bir şehirde tıp okuyor, kardeşim ise üniversite sınavına hazırlanıyor. Bu dönemde bir ailenin üç çocuğu okutması oldukça zor..”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) birinci sınıf öğrencisi Ebru Yılmaz’ın ailesi sadece yurt masrafını karşılayabiliyor. O da 290 Türk Lirası. Ocak ayı itibarıyla 550 TL olan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) bursu almaya başlasa da, yetmediğini belirtiyor.

Yılmaz, üniversitenin burs ofisi aracılığıyla, bir mezunun kendisine sağladığı bursla 425 TL daha aldığını anlatıyor. Bu miktarın yeterli olup olmadığını sorduğumuzda ise özellikle ders materyallerini temin etmesi gerektiğinde zorlandığını ve mevcut şartlar altında eline geçen paranın sadece yemeğe ve ders kitaplarına yettiğini belirtiyor.

“Geçen sene bir öğrenci topluluğuna üye oldum. Yapılan etkinlikler ve beraber yenen yemekler bütçemi zorladığı için bu sene gidemiyorum. Bu sosyalleşmemizi olumsuz etkileyen bir şey, toplumda yer edinemiyoruz” diyen Yılmaz, Türkiye’de üniversite öğrenimi görürken maddi sıkıntı yaşayan yüz binlerce öğrenciden sadece biri.

Türkiye’deki ekonomik zorlukların öğrencilerin hayatına ve eğitimine yansımaları kısa süre önce İstanbul Üniversitesi’ndeki yemek kriziyle yeniden gündeme taşındı. Öğrenciler yaşadıkları maddi zorlukları düzenledikleri eylemlerle anlatmaya çalıştı.

Eğitimde, öğrencinin en temel ihtiyaçlarından olan beslenme ve barınma konusunda yaşanan sorunlar, aile ve öğrencilerin her geçen gün daha fazla sosyal dayanışma ağları ve burs sunan kurumlara yönelmelerine neden oluyor.

Kriz burs verenleri de etkiliyor

DW Türkçe’den Ayşegül Ilgın'ın konuştuğu ve haber olarak yayınladığı üzere; üniversite öğrencilerine aylık burs desteği sağlayan farklı kurumlar kendilerine yönelik burs başvurularında ciddi artışlar gözlemlediklerini aktarıyor.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) yöneticisi ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cihan Demirci Tansel, ÇYDD’nin üniversite öğrencilerine sağladığı aylık bursa olan talebin artışını elindeki verilerle ortaya koyuyor.

Burs için başvuran öğrenci sayısı 2017-2018 döneminde 31 bin iken 2018-2019'da 35 bine ulaşıyor. 2019-2020 dönemi, 41 bin ile en fazla başvuru yapılan yıl, fakat bu sadece internet üzerinden yapılan resmi başvurular.

Tansel, şubelere gelip konuşan ve e-mail yoluyla ulaşan öğrencilerin sayısının da kaydını tutamadıkları kadar çok olduğuna dikkat çekiyor.

"Burs miktarını artıramıyoruz"

Aylık 250 TL olan bursun öğrencilere fazla destek sağlayamadığından yakınan Tansel, miktarı artırmak ancak bursiyer sayısını azaltmak ile mümkün olabileceği için, daha fazla öğrenciye dokunmayı öncelikli gördüklerini söylüyor.

ÇYDD’nin bursiyerleriyle gerçekleştirdiği düzenli görüşmelerde farklı sorunlara dair detaylar ortaya çıkıyor. Tansel, bazı öğrencilerin aldıkları burslarla geçinemedikleri için çalışmak zorunda kaldıklarını ve bunun akademik başarılarına da olumsuz etki yaptığını kaydediyor.

Tansel, İstanbul Üniversitesi yemekhane protestoları esnasında öğrencilerin yaptıkları bir hesabı hatırlatıyor:

“Üniversite yemekhanelerinde yemek yenilmediği takdirde İstanbul’da en ucuz yerler tercih edilse bile, yemek için gereken günlük miktarın 40 TL civarında” olduğunu belirten Prof. Dr. Tansel, sadece yemek miktarı aylık olarak hesaplandığında bursların yeterli olmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Ayrıca herhangi bir burstan yararlanamayan fakat ihtiyaç içinde olan pek çok öğrenci olduğuna da dikkat çekiyor.

Başvurularda ciddi artış var

2003’ten beri bireysel ve kurumsal destekçileri aracılığıyla üniversiteli öğrencilere burs desteği sağlayan Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG) aylık burs miktarı ise 255 TL. Bugüne kadar 7 bin 786 gence burs olanağı sağlayan TOG, 2020 yılında da bin üniversite öğrencisine burs veriyor.

TOG Programlar Direktörü Gözde Duranay’ın DW Türkçe ile paylaştığı verilere göre son iki yılda bursa başvuran öğrencilerin sayısı ciddi bir artış kaydediyor. 2018-2019 eğitim yılı için başvuran öğrenci sayısı 4 bin 816 iken 2019-2020 eğitim yılı için bu rakam 10 bin 372.

Fırsat eşitsizliğine dikkat çeken sivil toplum kuruluşları, ortak bir sorundan bahsediyor: Verebildikleri aylık miktarlar öğrencilerin yemek masraflarını bile karşılamıyor iken ekonomik krizin kurumlara bağış yapanları da olumsuz etkilemesi nedeniyle, söz konusu kurumlar burs miktarlarını artıramıyor.

Ayrıca, ekonomik kriz bazı bağışçıların geri çekilmesine neden olduğundan halihazırda sağlanan yardımların da kesilme ihtimaliyle karşı karşıya olunduğu belirtiliyor.

Son yıllarda yüzde 20'yi aşan yıllık enflasyonun çok gerisinde kalan yıllık burs artışı da öğrenciler için gelir kaybı anlamına geliyor.

DW Türkçe'nin kurumlardan aldığı veriler, ülkedeki ekonomik ve siyasal değişmelerin yapılan burs başvurularını doğrudan etkilediğine işaret ediyor.

TOG Programlar Direktörü Duranay’ın bahsettiği bir diğer sorun ise bursiyer seçiminin ve bursun devamlılığının, akademik ve sosyal başarı kriterlerine dayandırılması. Duranay, bu başarıların ekonomik refahla da bağlantılı olabileceği ihtimali nedeniyle adil olmadığını belirtirken, maddi durum yetersizliğinden dolayı iyi üniversitelere yerleştirilememiş ve akademik başarı gösterememiş öğrencilerin de bu hizmetlerden yararlanmasının önemini hatırlatıyor.

Kurum olarak ihtiyaca yönelik seçimleri adil bölgesel dağılım ile yaptıklarını anlatan Duranay, diğer kurumların ve bireysel bağışçıların da bu kriterlere dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Aldığı burs yetmeyen öğrenciler çalışmak zorunda

Duranay da, Prof. Dr. Tansel ile benzer bir noktaya vurgu yaparak, gençlerle bursun sosyal etkisini ölçme amaçlı yaptıkları etki ve değerlendirme toplantılarında bazı öğrencilerin burslar yetmediği için yarı zamanlı çalışmaya başladıklarını öğrendiklerini ve bunun öğrencilerin okul başarılarını olumsuz etkilediğini söylüyor.

Ali İsmail Korkmaz Vakfı'nın (ALİKEV) paylaştığı veriler de aylık eğitim bursuna başvuru yapan öğrenci sayısının artış gösterdiğini destekliyor. ALİKEV Programlar Sorumlusu Fırat Köse, başvuran öğrenci sayısının 2017'de bin 934'ken, 2018'de 2 bin 168'e çıktığını ve 2019'da da 3 bin 250'ye yükseldiğini bildiriyor.

Burs için başvuruda bulunan öğrencilerin sayısı artarken, zorluklar bursu alınca da bitmiyor. Bursu elde tutmak için gereken bazı kriterler, öğrencilerin boğuştukları sıkıntılarla birleşince büyük bir yük oluşturuyor. ODTÜ’lü öğrenci Ebru Yılmaz, “bursun devam etmesi için gereken akademik başarı şartının bursiyerlerde büyük bir stres kaynağı olduğu unutulmamalı, öğrencilerin üzerine binen yükler daha iyi anlaşılmalı” şeklinde konuşuyor. Birçok öğrenci için, devletten alınan KYK kredisinin birkaç yıl içinde büyük bir borç yükü olarak dönecek olması da, üstesinden gelinmesi gereken ekonomik engellerin eğitim süresiyle sınırlı olmadığını gösteriyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Şeyma 4 yıl önce

Kendi ülkemde bir suriyeli öğrenci kadar kıymetim yok