İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik dildir. Dil sayesinde insanoğlu toplum oluşturabilmekte, duygu ve düşüncelerini başkalarına aktarabilmektedir. Dil sayesinde ilim felsefe, teknik alanda bir gelişme kaydedebilmektedir. Çünkü dil toplumun ve bireyin hafızası olarak geçmişten geleceğe uzanan bir köprüdür.

Her toplumun kendine has bir dili bir kültürü vardır. Dil toplumun hayata bakış açısını, dünyayı algılayış biçimini, düşünce sistemini gösteren önemli bir göstergedir. Bir toplun içine doğan insan ancak o toplumun diliyle var olabilmektedir. Toplumlarda varlığını dil sayesinde oluşturup koruyabilmektedirler.

İnsanlar, bulundukları toplumda diğer insanlarla iletişimi bu dille sağlarlar, diğer toplumsal ilişkilerde de bu dil esası oluşturur. İnsanlar dilleriyle ancak karşılıklı iletişim kurabilirler, duygularını, düşüncelerini ifade ederler. Çünkü “dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan temel bir vasıta”dır. (M.Ergin: 1982).

Bugünlerde Türkçemizin siyaset dili ve diplomasi dili olarak ne denli elverişli bir dil olduğuna bir kez daha tanık oluyoruz. Dilin, insanın iletişim kurmasında ve milletlar arası ilişkilerde ne derece önemli bir rol oynadığına baktığımızda, Türkçemizin günlük yaşantımızda ve diplomasi alanındaki anlatım gücü kendini gösteriyor.

.

Dil, insanlar ve milletler arası ilişkilerde önemli bir ögedir. Başka bir deyişle dil, kendini ifade etmenin bir aracıdır. Diplomasi dili de tıpkı konuşma ve yazma dili gibi incelik isteyen ve karşıdaki insanlara anlatılmak istediğini iyi anlatılması gerekn bir ifade biçimidir. Günümüzde beden dilinin sıkça kullanıldığını, özellikle seçim meydanlarının ve diplomasi alanının vazgeçilmezi olduğunu biliyoruz. Yirmi ya da otuz yıl önceki siyasetçilerimizin beden dili ile bugünkülerin beden dili karşılaştırıldığında Batılı ülkelerde insan davranışlarında ve iş yaşamında sıklıkla kullanılan beden dilinin ülkemizde her alanda olduğu gibi siyasette de yaygınlaştığı gözlemlenebilir. Sözlü ifadeye başvurulmadan karşısındaki insan ya da topluluklara mesaj verme anlamındaki “beden dili”, bazı mekanik yollara, jest ve mimiklerle ifade biçimidir.

.

Dilin politikada, hitabet ve yazı sanatındaki önemi düşünüldüğünde, beden dilinin en büyük yardımcısının söz söyleme yani ifade olduğu ortaya çıkmaktadır. Günümüz siyaset dünyasında, diplomaside, meydanda, salonda, radyolarda, televizyonlarda konuşulan ve konuşmacının kitleyi etkileyen dili, sonuç almakta önemli rol oynamakta ve başarı sağlamaktadır. Öyleki, dünyadaki örneklere baktığımızda bir konuşma ile yükselen, bir tek nutukla yıkılıp giden politikacılar vardır. Ünlü İngiliz politikacısı W. Churchill, parlamentoda bulunmadığı günlerde toplantıda olup bitenler hakkında bilgi edinmek için sorduğu üç soru gerçekten ilginçtir: “Kim konuştu, ne konuştu, nasıl konuştu?..”

.

Ülkemizdeki siyasetçilerimizin de diğer rakiplerini dikkatle takip ettikleri ve “Kim konuştu, ne konuştu, nasıl konuştu?..” biçimini ön plana çıkardıkları görülüyor. “Sokak dili”, “Diplomasi dili” ya da “Meydan dili” denilen ifade biçimleri siyasetin seviyesini belirliyor. Türk diplomasisi artık farklı bir dil kullanıyor. Örneğin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Tillerson’la yaptığı görüşmede Tillerson’a “Gülen’in iade edilmemesi, ABD’nin YPG’ye desteği ve bölgede YPG ile birlikte sınır gücü oluşturulması gibi sorunlar ilişkimize ciddi zarar verir, Türk-Amerikan ilişkileri geri dönülmez bir sürece girebilir.” dedi.

.

Çavuşoğlu’nun sözleri, ‘diplomatik dil’ dediğimiz anlatım tarzını aşan bir açıklıkta. ‘Zeytin Dalı’ operasyonunun hemen ardından BM’yi toplantıya çağıran Fransa, Türkiye’nin “Konuyu BM’ye götürürsen müttefik değil, terörün yanında bir ülke olursun” çıkışı üzerine “Çağrımız Afrin’le ilgili değil, Suriye’nin genel durumuyla ilgili” diye izahta bulundu.

Türkiyenin yeni diplomasi dili, artık Batılı çevreler tarafından daha iyi anlaşılan bir üsluba sahip.

Yeni diplomasi dilinin gazete sayfalarına da yansıdığı görülüyor. Suriye’deki Afrin şehrine yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Zeytin Dalı Harekâtı”nda da aynı başarılı diplomasi diline ve gazete manşetlerine tanık oluyoruz. Devlet büyüklerimiz, BM, NATO ve diğer milletler arası kuruluşlara harekât konusunda bilgi verirken, sözlü açıklamalarında ve basın duyurularında açık ve anlaşılır ifadelerle Türk Devleti’nin ve Türk Ordusu’nun ne yapmak istediğini anlattılar. Gazetelerimizdeki şu manşetlerde; Türk devlet ve hükûmetinin hiç kimsenin toprağında gözü olmadığına, asıl amacının terörle mücadele olduğuna, sivillere zarar gelmemesi için çok hassas davranıldığına dikkat çekiliyor.

“TSK'dan Afrin İçin Yeni Cephe (Zeytin Dalı Harekâtı)”, “Teröre Demir Yumruk, Sivile Zeytin Dalı”, “Hedef Terörü Bitirmek”, “Erdoğan Açıkladı: Opersyon Zeytin Dalı, Şimdi Afrin Sırada Münbiç”, “İnlerinde Vurduk”, “Sıfır Hatayla Yürütülüyor”, “Jetlerimiz Afrin’deki 108 terör üssünü imha etti. Fırtına obüsleri teröristlere nefes aldırmadı. ÖSO da karadan ilerlemeye başladı”, “Türk Milleti Arkanızda”, “Kendi Göbeğimizi Kendimiz Kestik”, “Kod adı: Zeytin Dalı”, “ABD’ye Rağmen, Rusya’ya Rağmen Afrin’i Vururuz Dedik: Hainleri Vurduk”, “Bizi Kuşatma Heveslerini Kursaklarında Bırakacağız”, “Afrin’de Zeytin Dalı Harekâtı Başladı: Gazamız Mübarek Olsun”, “PYD, PKK Zulmünü Ortadan Kaldıracağız”, “Türkiye Çok Sabretti, Çok Uluslu Terör Yığınağı İçin Çok Uyardı: Şimdi Zafer Zamanı”, “Terör Örgütüne pabuç bırakmayız”, “Türk Ordusu’nun Zafer Taarruzu”, “Rahat Durmadılar, Sırada Münbiç Var.”

.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanlarımız ABD ve Avrupalı mevkidaşlarına hitap ederken yeni bir diplomasi dili kullanıyorlar. Anlatmak istediklerini “Müttefik”lerin anlayacağı biçimde anlatıyorlar. Bu anlatım dili gazetelerimizin manşetlerinde de yer alıyor.

.

Artık Türkiye’nin yeni bir diplomasi dili var.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.