Bursaspor Kulübü Divan Kurulu Toplantısı başarılı geçti

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Bursaspor Kulübünün Divan Kurulu Toplantısına 133 üye, Başkan Ali Ay ve 17 yönetim kurulu üyesi katıldı.

Divan Başkanlık Kurulu Başkanı İdris Sevinç, yaptığı konuşmada, “2018 yılı itibariyle yaptığımız son toplantımız oluyor. 2019 yılımızın tüm camiamıza, şahıslarımıza, ailelerimize, Bursaspor’un daha başarılı olduğu günleri görmek temennisiyle hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bazı arkadaşlarımızdan bir takım konular geldi. Storelardaki ürün çeşitliliği ve ürün kalitesi hakkında bir hayli sıkıntılar dile getiriliyor. Bu konuda görevli arkadaşımızın uyarılarak daha kaliteli ve çeşidin bol olduğu storeları görmek istiyorum. Sportif Direktör konusu bize iletilen ikinci konuydu… Serzenişler geliyor bu konuda neden bir adım atılmadığı konusunda. İkili görüşmelerden bizler biliyoruz ki çalışmalarınız var. Bu konuda bizleri bilgilendirirseniz memnun oluruz. Hiç girmemem gereken ama girmeden duramayacağım bir konu; VAR Sistemi… Uluslararası kupa maçlarında izlediği ve hepimizin de ibretle bu sistem iyi dediğimiz ama oradaki uygulamayı adilane yapıldığı için bizler de Türk sporseverler olarak bu sistemin faydalı olacağını düşünmüştük. Lakin şeriatın kestiği parmak acımaz ama öyle bir adalet var ki yönetenlerde hep bizim parmağımız kesiliyor ve bizim canımız acıyor. Bu sistemle ilgili olarak Türkiye’deki spor yazarlarının ve yorumcularının her ortamda beyan ettikleri bir konu var ki Bursaspor’un 4-5 puanının heba edildiği. Biz adil olunsun başkasının hakkı bize geçmesin istiyoruz ama bizim de hakkımız başkasına geçmesin. Öyle bir hale geldi ki top kornere çıkıyor VAR, ofsayt oluyor Var, ele değiyor VAR, penaltı oluyor Var, gidilsin de adil olun. Daha önce 3 hakemle yönetiliyordu. Şimdi VAR da eklendi maalesef en çok canı yanan Bursaspor Kulübü. O zaman her şey VAR’a gidiliyorsa teknoloji son derece ilerlemiş durumda. Kurallar belli yükleyin bir bilgisayara, robota verin, bunlardan daha iyi maç yönetir. Kulüpler Birliği toplantısında lütfen sayın başkanım bunu çok farklı boyutlarda nazikse nazik, kibarsa kibar lütfen dile getirin. Bu konunun orada tartışılması gerekiyor. 2019 yılında inşallah bu ve bunun gibi şanssızlıkları yaşamayız. Hiçbir kulüp de yaşamasın. Yeni yıl hepinize hayırlı uğurlu olsun.”

Başkan Ali Ay da, yaptığı konuşmada: “Değerli divan, değerli basın mensupları sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sezonun ilk yarısını, pazar günü sahamızda oynadığımız Malatya maçıyla tamamladık. Gönül isterdi ki, sonuna kadar hak ettiğimiz bu maçı kazanalım ve 23 puanla ilk devreyi kapatalım. Ama maalesef son dakika kaçırdığımız bir penaltı, hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Başta tabi Aytaç olmak üzere, bütün oyuncularımız büyük bir üzüntü yaşadılar. 17 maçın 9 tanesini berabere bitirmiş olmak, öyle sanıyorum ki, ilk yarı itibariyle, kulüp tarihinde çok ender görülen bir durum. Puan durumuna baktığımızda, lider takımdan sonra, ligin en az yenilen 5 takımından biriyiz. Ligin en az gol yiyen üçüncü takımıyız. Ancak attığımız gol sayısının düşük olması, oynadığımız futbol ve ortaya koyduğumuz mücadelenin karşılığını almamıza engel oldu. Gol sayısındaki azlığın bir sebebi de, VAR uygulaması nedeniyle golleri en fazla iptal edilen takım oluşumuzdur. Bununla ilgili olarak son maç özelinde şunları söylemek istiyorum. Sıkıntı VAR’da değil… Sıkıntı uygulamada… Bunları dün federasyon yetkilileriyle yaptığım görüşmede de söyledim. Video Hakem Uygulaması, sistem olarak doğru ama uygulama olarak bizim açımızdan tam bir felakete dönüşmüş durumdadır. En basit örneği de Latovlevici’nin attığı goldür. Oyunun doğal akışı içinde bakıldığında orada asla bir faul yoktur. Ama siz eğer o pozisyonu, videoda ağır oynatarak izleyip karar verirseniz, her maçta en az buna benzer 40 temasın 40’ında da faul kararı vermek zorunda kalırsınız. Futbol bir temas oyunudur arkadaşlar. Temassız futbol oynanmaz. Attığımız tertemiz golü faul diye iptal edenlere sesleniyorum. Sizin verdiğiniz bu kararın; bir boks maçında, hakemin maçı durdurup, boksöre, rakibine niye vuruyorsun  demesinden bir farkı yoktur.

Ayrıca… Bizim kullanacağımız bir korner öncesinde, oyunu durdurup, daha önce ofsayt var mı yok mu diye inceliyorsunuz da… Rakibin topu elle oynadığı pozisyona niye bakmıyorsunuz. Korner, penaltıdan daha mı değerlidir. Pazar günkü maç, var kazasıyla tamamladığımız 5. maçtır… Altıncısında tepkimiz daha farklı olacaktır, bunu da buradan söylemiş olayım. Değerli divan… Son derece enteresan bir futbol sezonu yaşıyoruz. Tabi kulüp olarak, maruz kaldığımız haksızlıklara isyan ederken, bizim adımıza ortaya çıkan güzel şeylere de değinmek lazım. Birçoğunuz, bu sezonun bir fırsat sezonu olduğuna ilişkin mesajların güçlü bir şekilde verildiğini düşünüyorsunuz. Haklısınız… Devre bitti ve puan durumuna baktığımızda, kendi takımımızın kapasitesini de dikkate alarak, bir kaç isabetli transferle, aslında zirvede yer alabilirdik diye aklınızdan geçiriyorsunuz… Ancak şu gerçeği de görmemiz  lazım. Sadece bu sene değil, önümüzdeki iki üç yıl, bu tabloda herhangi bir değişikliğin olması mümkün görünmüyor. Yani bugün ağır ekonomik kriz yaşayan, özellikle köklü kulüplerin ekonomik göstergeleri, öyle kolay kolay düzelecek gibi değil. Dolayısıyla biz eğer, oyuncu konusunda altyapı kaynağını etkin biçimde kullanmaya yönelik stratejimizden bir sapma yapmazsak... Takım bütçesini, bu sezon yaptığımız gibi makul ve mantıklı seviyede tutmaya devam edersek… Şu anda olduğu gibi kontrol altına aldığımız harcama politikamızı, disiplinli bir şekilde sürdürebilir hale getirebilirsek… Sırtımızdaki borç kamburundan kurtulabilir ve sportif hedeflerimize sağlam temeller üzerinden yürüyebiliriz. Dikkat ediniz değerli divan. Bu söylediklerim yapacaklarımız değil, şu anda yaptıklarımızdır. Bursaspor Kulübü’nün asetleri var. Uzun vadede gelire dönüştürebileceğimiz asetlerden bahsetmiyorum, tamamen kısa vadeli asetler. Bunlar, bugün transfer tahtamızın açılmasını sağlayabilecek ve bizi mayıs sonuna rahatlıkla götürebilecek asetler. Şimdi tabi gündem transfer… Transferde kader şudur, değerli divan… Transferde, size değer katanlar değil, düşük bedelle alıp, değer kattıklarınız ya da yüksek rakamlara sattıklarınız değil. Takıma faydası olmayanlar akılda kalır. Bu işin doğasında bu gerçek var. Bu durum sadece bizimle ilgili değildir, her dönemde ve her kulüpte böyledir. Aslında belki doğrusu da budur. Böyle olmalı ki, transferde daha dikkatli olalım, daha gerçekçi ve daha mantıklı hareket edelim. Kabul etmeliyiz ki, şu anda ligin birincisinden son sırasındaki takıma kadar herkesin transfere ihtiyacı var. İnsan için nefes ne anlam ifade ediyorsa, futbol için de transfer odur. Ama biz, nefesi doğru almak ve doğru vermek zorundayız. Hatalarımız olmadı mı? Oldu tabi. Olmadı diyen yalan söyler. Ama bu hatalardan dersler çıkardığımızı açıkça ifade etmek istiyorum. Niyetim, hatalara ortak aramak değil ama şunu da hatırlatmam gerekiyor. Bugün hepimizin hata olarak gördüğü bazı oyunculara, ismi gündeme geldiğinde ya da transfer edildiğinde kimse en küçük bir itirazda bulunmamıştı. Buna hocalar da dahil… Başta da söylediğim gibi, transferin doğasında risk vardır ve daima  olacaktır. Hatta şöyle örnek verebiliriz. Geçmişe baktığımızda, Bursaspor’da efsane haline gelmiş pek oyuncuya da, transferi gündeme geldiğinde şüpheyle bakıldığı olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada, haklı olarak şimdi herkesin merak ettiği konu, ara transferde bu kadroya takviye yapılacak mı, yapılmalı mı? Değerli divan. Bu meselede olayı iki ayrı başlıkta ele almamız gerekir. Birincisi… Maalesef bizim gibi şampiyonluk yaşamış kulüpler de dahil olmak üzere, bir çok kulüp ekonomik krizle karşı karşıya. Bu krizi, sadece ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumla izah etmeye kalkışmak, futbolu yönetenler olarak kendimizi masumlaştırmaya çalışmak olur. Bu da kesinlikle bizi çözüme götürmez. Dolayısıyla, onlarca yıl öncesine dayanan ve bugüne kadar gelen kötü alışkanlıklarımızla da yüzleşmek zorundayız. Değer futbolu yönetenler olarak biz, sırf taraftar istiyor diye, sırf medya baskısı var diye, hesapsız kitapsız transfer yapmaya, ödeyemeyeceğimiz kontratların altına imza atmaya devam edersek, bu işin altında kalkamayız. Şahsen kendi özeleştirimi yapıyorum. İki sene önce yaşadığımız travma, bizi geçen sene bazı yanlışların içine itti. Kariyerli ve maliyetli hoca ve oyuncularla bu işin üstesinden gelebiliriz fikri, bizi ekonomik olarak yıprattı. Hatırlarsanız, göreve ilk geldiğim dönemde, borcu indirmenin ve ekonomik yapıyı düzeltmenin sportif hedeflerin de önünde olması gerektiğini söylemiştim. Ancak dediğim gibi, iki sene önce yaşadıklarımız, önceliklerimizi değiştirmemize neden oldu. Ancak bu hatadan, bu sezon başında ciddi biçimde döndüğümüzü ifade etmek istiyorum. Bu noktada söylemek istediğim bir önemli konu daha var. Ekibimdeki arkadaşlar şahittir. Ben gerek hocamız ve gerekse transfer ve altyapı kaynağının kullanımı konusunda, geçen sene, şu anda yaptığımız hamleleri hayata geçirmek istemiştim. Kimseyi suçlamak istemiyorum ama tam bir sene bu konuda gecikme yaşadık. Belki geç kaldık ama şu anda tecrübeli oyuncularla genç isimlerin bir araya geldiği, potansiyeli yüksek bir kadroya sahibiz. Türk futboluna kazandıracağımız son derece yetenekli çocuklarımız var. Vakıfköy’de büyük bir değişim gerçekleştirdik.  Bu değişim sadece yapısal bir değişim değil. Oyuncu gelişimi noktasında zihinsel bir devrim gerçekleştiriyoruz. Burada yönetici kardeşim Görkem Akbaş ve arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. Elbette bir de Samet Aybaba faktörü var. Şu anda altyapımızda çalışan bütün oyuncular, Vakıfköy’den Özlüce’ye, oradan da Timsah Arena’ya uzanan aydınlık bir yolun varlığını gördüler ve onun hayaliyle çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz bu kaynağı yukarı taşımaya ve artık kendi evlatlarımızla sportif hedeflerimize yürürken, finansal olarak da Türkiye’deki bütün kulüplerden önce düzlüğe çıkmaya odaklandık. Dolayısıyla transfer konusundaki politikamızı, transfer tahtasının açık ya da kapalı oluşundan bağımsız bir şekilde belirledik. Bursaspor Kulübü, şu anda bile kadrosunda en fazla altyapı oyuncusu bulunduran, en az yabancıyla oynayan ve milli takımlara en fazla futbolcu veren bir kulüptür. Bugün belki önümüzde zirve için büyük bir fırsat doğmuş olabilir. Ama emin olun, bizi finansal açıdan zora sokacak her transfer hamlesi, daha büyük riskler taşıyacaktır. Hocamızla her konuda hemfikiriz. Transfer, altyapı ve geleceğe yönelik planlama noktasında tam bir mutabakat halindeyiz. Yakaladığımız bu uyumlu çalışma şekliyle, biz bu senenin değil, önümüzdeki iki yılın bize getireceği avantajların peşindeyiz. Değerli divan. Önceki senelerde yaptığımız ve maalesef verim alamadığımız bazı oyuncularımız oldu. Biz bunlarla yollarımızı ayırmak için her yolu denedik. Kendilerine onları mağdur etmeyecek öneriler sunduk. Hatta bazılarını yeniden kazanabilme konusunda çaba sarf ettik. Ama hepsi, kontratların arkasına saklandılar ve bize doğru hiç bir adım atmadılar. Mesela Stancu… Takıma dönmesi için hem parasal hem de teknik anlamda adeta seferber olduk ama o, buradan ayrılmayı kafasına koymuş bir şekilde Nuh dedi Peygamber demedi. Biz de Stancu ile birlikte John ve Boban Jovic’e de güle güle dedik. Kamuoyunda şöyle bir algı oluştu. Biz bu oyuncuların parasını ödemedik ve onlarda bizi UÇK’ya verip, takımdan ayrıldılar. Hayır! Böyle bir şey yok. Hem burada oynamak istemeyeceksin, hem de hak etmediğin halde bütün paranı alıp gideyim diyeceksin. Biz sadece buna razı olmadık. Değerli Bursasporlular. Futbol bir oyun… Ve biz bu oyunun saha dışındaki kurallarının yeniden yazıldığı bir dönemin içinden geçiyoruz. Dolayısıyla biz, kendi gerçeklerimizden yola çıkarak, kendi kurallarımızla bu oyunu yeniden oynayabilmeliyiz. İşte bu noktada bir olmaya, birlikte olmaya ve birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Ne yazık ki, bizi biz yapan değerlerden bir hayli uzaklaştık. Bunu bir suçlu aramak maksadıyla söylemiyorum, burada hepimizde kusur var. Kulüp, camiayı… Taraftar, takımını… Şehir, kulübünü bağrına basarsa eğer… Birimizin derdi, hepimizin derdi haline geldiği gün, Bursaspor sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın yıldızı haline gelebilir. Bunun için paraya pula değil, birbirimizi anlamaya ve dinlemeye ihtiyacımız var. Az evvel UÇK ile ilgili bir soru geldi. Ona cevap vereyim. Şu anda UÇK’ya bizi veren İsmail Konuk, Bilal Kısa, Harun Tekin, Paul Le Guen ve birkaç futbolcu daha var. 11 milyon aşağı yukarı. Transfer yapalım mı yapmayalım mı? Buna karar vermeliyiz. Yaparsak daha önceki seneler gördük. Maalesef garantisi yok. Bir başka soru da TFF altyapı gelirleriyle ilgili. 3 seneden beri hem başkanla konuştuk, hem de TFF yönetim kurulunda konuştuğum arkadaşlar oldu altyapı desteği ile ilgili. 3 seneden beri 5 kuruş para alamadık. En son Yıldırım başkanla konuştuk. Bakın milli takımlarda Bursaspor’un yetiştirdiği 4-5 futbolcu var. Gençlere önem veren kulüp kim, Bursaspor… Türkiye’de alt yapıya önem veren kulüp kim, Bursaspor... Diğer kulüplerden daha fazla hakkımız ve ihtiyacımız var. Bu işi artık lütfen bitirelim dedim. Ocağın ilk yönetim kurulu toplantısına koyacaklar. İnşallah oradan güzel bir meblağ alacağız. Doumbia konusunusordunuz. Evet ilgilendik. 2 hafta da bekledik. Sakho’nun son gün gelmesi ondan kaynaklandı. Kendisine 1 milyon 400 bin teklif ettim, onlar 2.200 istediler. Sonra da 2’den aşağı inmeyince konuyu kapattım. İsabetli karar vermişim gittiği takımda şuanda oynayamıyor. Borcu da soracaksınızdır. Mayıs ayına kadar 413 milyon borcumuz var. 2 arsamız var. Onlar için çok uğraştık. Dereçavuş’ta yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bir de Recep Tayyip Erdoğan bulvarında benzin istasyonu ve ticari alan yapacağımız bir arsamız var 1-2 ay içinde 50-60 milyon TL civarında bekliyoruz. Borcumuz 60 Milyon Eurolara düşüyor bunları düştüğümüzde. Aldığımızda 100 Milyon Euro’ydu. Bütçeden taviz vermezsek 4 yılın sonunda artıya geçiyoruz. Lütfen yanımızda olun. Biz bugün varız yarın yokuz. 5 şampiyon içinde şu anda en iyi durumda olan Bursaspor. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” Şeklinde açıklamalarda bulundu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.