Kalp neye yöneliyorsa o sevilen ve kalbi yönelen de yöneldiğini seven olduğundan sevgi, kalbin yönelmesi olarak tarif edilebilir. Sevgi, yaratan Allah’ın yaratmış olduğuna bahşettiği en kutsî değerdir ve tüm yaratılan, yaratan Allah’ın yaratması ve yaratmayı sevgiyle yapmış olmasından dolayı, sevgi her zerrede mevcuttur. Bugün, varlık aslı itibariyle enerjidir ve bu enerji her var olanda mevcuttur ve bu sebeple her şey birbirine bağlıdır, birbirini etkilemektedir şeklinde yapılan gerçeğin beyanlarında enerji olarak zikredilen, sevgidir. Meryem suresi 13. Ayeti kerimede,

Katımızdan ona bir sevgi ve temizlik verdik

denilmektedir. İşte bizler, varlığı sevgiden ibaret olduğumuz için içimizde taşıdığımız bu sevgiyi yaşantımızın içinde yönelme, meyletme, isteme olarak kullanırız. Muhabbetimiz, zikrimiz, hizmetimiz hep yöneldiğimize doğru olduğundan, yaşantımız sevdiğimizle birlikteliktir. Cenab-ı Resulullah efendimiz bu gerçeklik için,

Kişi, sevdiğiyle beraberdir

buyurmaktadır. İçimizde var olan bu meyletmenin, yaratılışımızda içimize konulmuş yani Allah’ın sevgisinden bize de vermiş olmasının gayesini bilmediğimizden dolayı bu gayeden uzak yaşıyorsak, yaptığımız şey yönelişlerimizin gelip geçici dünyalıklara oluşudur ki kendimize zulümdür. Bizlerin varlığı, Allah’ın bizi yaratmasından dolayı var olduğundan, yaratılışımızın gayesinin yaratan Allah ile alakalı olması kaçınılmazdır. Allah’ın bizi Kendi özelliklerinde yaratması ve yönelme özelliği olan sevgiyi varlığımıza katmasının gayesi, Kendisine yönelmemiz yani Kendisini sevmemizdir. Sevgi kutsal bir ziynettir lakin neyi sevdiğimize göre yön alır ve yine bizim tarafımızdan ziynet, fitneye döndürülebilir. Bakara suresi 165. Ayeti kerimede,

İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını eş ve ortak tutanlar vardır ki, onlar bunları, Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi

denilerek bu gerçeğe dikkat çekilmektedir. Bizler, Allah’tan başka hiçbir şeyi sevmeyecek miyiz? Öncelikle, Allah’tan başka diye tarif edilen yaratılmışlığın her zerresi, Allah’ın sevgiyle yarattığı değerlerdir ve bu değerler başkalık içermeden var olmuşlardır. Tümü, yaratanın Kendisinde bulunanı zahir etmesidir. Başkalık, bizim yaratılan ve yaratan ayrımı çıkartmak sonucu yaratılana ilahlık anlamı yüklememizden gelmektedir. Sevgimiz, idrakimizde yöneldiğimizi Allah’tan başka ilah olarak tanımlayışımızaysa fitne olduğundan sevdiğimiz başkaya olur, lakin yöneldiğimizi kendi idrakimizde başkalıktan kurtarıp Allah’tan başka ilah olmadığı gerçeğiyle seviyorsak, sevgi ziynet olur. Bizler bu âlemde neyi seviyorsak onunla Allah’ı sevdiğimiz gerçeğinde tevhit üzerineysek Allah’tan başka sevmemiş oluruz tüm sevdiklerimizde. Cenab-ı Resulullah efendimiz, eşini, evlatlarını, yakınlarını severdi lakin O’nun sevgisi tümünde Allah’ı sevmek olduğundan O, Allah’tan başka bir şeyi sevmiş olmaz, bizzat Allah’ı sevmiş olurdu. O sultan, O yüce Peygamber,

Allah yolunda birbirlerini sevenler, arşın gölgesinden başka gölge olmayan o günde, arşın gölgesindedirler. Nurdan minberler üzerinde. Onların mekanlarına Nebiler ve Sıddıklar gıpta ederler

buyurarak bu hakikati beyan etmektedir. Allah yolunda birbirimizi sevmek birbirimizde Allah’ı sevmektir. Sevgi, içimizdeki yaşam enerjisi olduğundan, kalbinde sevgiyi söndüren kişi yaşam enerjisini yok etmiştir. O, yaşamın içinde zulmaniyetin esaretinde bulunmaya başlar. Bakışı, işitişi, kelamı, fikredişi zulmaniyet olan öfke, kin, kibir, haset gibi hayvandan daha aşağıda olarak tanımlanan hale tâbî olarak gerçekleşir. Bakışı nursuz ve kara, işitişi sağır ve zulüm, kelamı kahır, düşüncesi hüsrandır. Sevgisiz kalan, rahmaniyetten mahrum kalmış olur. Dünya var olduğundan beri ortaya çıkan tüm zulümler, sevgisizlikten ya da sevgiyi eşyadan yana kullanmaktan dolayıdır. Sevgiyi eşyaya yöneltmek ile sevgisiz kalmak aslında aynı şeydir. Allah ile birlikte Allah’ı, yaratılmışlık olan tecellilerinde sevmek iman, Allah’ı başkalaştırıp yarattığını ilahlaştırarak sevmek ise küfürdür. Bizlerin yani Allah’tan başka ilah olmadığına şahit olma özelliğinde ve mesuliyetinde olanların bu şehadeti yapmalarının yolu, Allah’a yönelmektir ki ancak Allah’ı, yarattığında zikredip yarattığında sevmektir.

Ey içinde sevgi kutsiyeti taşıyan varlık! Yaşama sadece ihtiyaçlığını gidermek ve eşyayla değer kazanmak yanılgısını oluşturan aklî mantıkla bakmaktan kendini kurtarıp, kalbinle sevgiye tâbî görüşle bakmaya başlamadıkça, yönelişin zulme ve şirke olacağından, yaratılış gayen olan, Allah’a yönelip Allah’tan başka ilah olmadığına şahit olamayacaksın. Ömrün, sevgini kendi ilahlık iddian üzerine kullanmak sonucu sevgini yani kendini karanlığa mahkûm etmek ve kendine zulmetmekle geçecek. Secde suresi 12. Ayeti kerimede,

Rableri katında başlarını eğerek Rabbimiz, gördük ve duyduk, artık bizi tekrar dünyaya döndür de iyi işlerde bulunalım, gerçekten de adamakıllı inandık dedikleri zaman bir görsen mücrimleri

denilerek bu gerçeğe işaret edilmektedir. Ayette zikredilen mücrim, suçlu anlamında kullanıldığından ve “Gördük, duyduk” denilerek, dünyada yaşarken sevgi üzerine yaşamak ve sevgiyi Allah’a yönelterek yaratılmışlıkta Allah’ı sevmenin gerektiği gerçeğinde, sevgisiz ya da sevgiyi Allah’ta değil de eşyada kullanmanın suç olduğu vurgulanmaktadır. Yaşam bir ömürdür ve bir daha dönüşü yoktur. Bu sebeple içimize konulan sevgiyi kendimizde zahire getirip, yaşamda önce sevgi üzerine sonra sevgiyi Allah’a yöneltmeyle bulunmak yaratılış gayemiz olan şehadet ve kulluk için farzdır. Sevgi, kalbi değerli ve iman dolu yapan kutsiyettir.

Yaşamda önce insan sonra iman sahibi olarak bulunmak istiyorsak, sevgiyi hayatımıza dahil edip öncelik yapmamız gerekir. Aksi durumda insanlığımızın taşıyanı olmaktan, yaşayanı olmaya geçemeyiz. Sevgi dolu birey, sevgi dolu toplum, sevgi dolu millet ve sevgi dolu ümmet, barış, tevhit, sevgi olan İslam’ın temeli, İslam ise insanlığın tek kurtuluşudur. İçinde bulunulan zulmaniyetten rahmaniyete geçilmesi, sevgiyle mümkündür.

Sevgi yaşantımızın merkezinde tavaf edilen olsun!

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

http://www.emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.