İnsan kendi dünyasında ve içinde yaşadıklarını bilir de, karşı tarafın ne düşündüğünü, ne hissettiğini sadece tahmin eder. Kendini onun yerine koyarak ''Ben olsam şöyle yapardım'' veya ''Ben olsam böyle söylerdim''in dışında, ''Bunu yaptıysa şunu demek istemiştir'' diye düşünüp kesin olmayan sonuçlar elde eder. Elinde kesin bir bilgi de olmadığından olayları, durumları kendi algısı dahilinde, kendisini mutlu edecek şekilde yorumlamaktan da geri kalmaz. Şimdi bütün bencilliğimle senden kendime bakmak istiyorum...

Hayli uzun zaman oldu, çakırkeyif bir günümde gelip onca boş koltuk varken yanı başına oturalı. Tamamen tesadüf değildi tabi ki yer seçimim. Bir önceki konserde izlemiştim, görmüştüm seni. Ne çabuk geçiyor zaman... Nerden baksan üç buçuk yıl öncesiydi, bir türkü gecesiydi. Kendimden bile saklandığım zamanlardı o vakitler. Sonrasında biri senli, diğeri fiilen sensiz iki konser yılı geçti üzerinden. Öyle kolay olmadı bakışlarını yakalamak. Şimdiki kadar dik başlı ve şimdiki kadar güzeldin yine o zamanlar.

Seninle, ama sen olmadan geçen bu süreçte, bende çok şeyler değişti yaşamdan yana. Sanki her şey planlı programlı akıyordu sana. Ben ki üç gün sonraki programa inanan biri değilken... Hayatın insana ne getireceğini bilemeden, senli uzun hikayeler kuruyordum içten içe. Haziran ayının sonlarına doğru bir akşam karar kıldım, tek başıma, senden yana. Ya sen olacaktın bundan sonrasında ya da senli zaman, hayatımda. Halen, seninle her buluşmamızda heyecanlanıyorum.

Her günüm senli geçti o günden sonra, senin olmadığın zamanlarda. Bazen kadehime doldurdum, içtim tek yudumda. Bazen, üst üste söndürmeden yanan sigaramın dumanında aldım içime seni. Özlediğimde rüzgarı kokladım, senden yana eser de, kokun gelir diye.. Şiir oldun kitaplar dolusu dünyama, söz oldun yüreğimden akıp kalemime, ezgi oldun takıldın sazımın sırma teline. Sana sarılıp uyudum her gece, seninle uyandım, ''Günaydın''dı ilk hece. Kırdığım günleri hatırlamak istemesem de oldu, biliyorum. Ağladığın günlerin de anılarımızda yeri var, maalesef. Ayrılık günleri, ah o ayrılık günleri... Nasıl anlatayım ki şimdi? ''Tanıma süreci sancısı'' deyip kandırayım iyisi mi kendimi.

Şimdi şükürler olsun ki, senle geçen zamanlarım çoğaldı sayende. Benim biraz zorlamamın da hatırı sayılır katkısı oldu elbette bu duruma. Yavaş yavaş anlıyorum artık mimiklerinden ne düşündüğünü, hissettiğini; istemediğin bir şey olduğunda sağ kaşını kaldırmandan. Şaşkınlığını, iki gözünü soldan sağa bir defa döndürüp tavana çevirmenden anlıyorum. Üzüntünü, sevincini, mutluluğunu okuyorum yüzünden. Sana söz veremem "her anını mutlu edeceğim" diye. Ama sana söz veriyorum, seni son nefesime kadar, kimseyi sevmediğim kadar çok seveceğime. Senle veya senli...

YARİM..

Bahar geldi,

Bak! Nasıl da yeşerdi çimler.

Yaprak açtı nergisler, güller,

Deliye döndü,

Akmaz iken çaylarda seller,

Sana taze aşklar getirdim yarim..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.