Taşlar yerine oturdu, adaylar nihayet belli oldu; işte şimdi Belediye Başkanlığı seçim kampanyası başlıyor.

Bodrum’un Ankara’dan farklı bir tarafı var. Burada seçimler efendice ve sakin bir hava içinde yapılıyor. Bodrum’un Bay Kemal’i, rakip partileri destekleyenleri terörist olarak suçlayan kimseler yok ortalıkta. Herkes programını hazırlamış, seçilirse neler yapacağını anlatmaya çalışacak millete. Zaten öyle güçlü ittifaklar da pek hakim olamadı Bodrum’a. Ne Cumhur ittifakı nede millet ittifakı pek çalışmayacak gibi…

Seçim CHP’nin Ahmet’i ile İyi Parti’nin Mehmet’i arasında geçecek. Ancak Mehmet yarışa hayli önde başlıyor. Kentteki Belediye hizmetlerinden memnun olmayan kesim, tercihini çoktan yapmış olup, Mehmet Tosun’u destekliyor. CHP’nin çiçeği burnunda ve yıpranmamış adayı Ahmet Aras ise, önümüzdeki kısa dönemi çok iyi değerlendirmek zorunda. Eğer CHP’yi adı etrafında toplamayı becerirse, daha doğrusu tüm CHP’liler Ahmet Aras’ı desteklerse, Bodrum güzel ve zevkli bir demokrasi mücadelesine sahne olacak.

AKP’nin adayı Dr.Tahir Ateş’i henüz göremedik sahada. Saadet Partisi ile HDP adayı da öyle, adlarını bile bilmiyor kimse. Ama DSP’nin bir adayı var ki, onun kalitesinde bir adaya Türkiye genelinde rastlamak zor. Emekli Büyükelçi diplomat Necati Utkan’ın bir geçmişi var ki, o geçmişle değil Bodrum’a, Afrika’nın güçlü ülkelerinden birine rahat Başkan olur. SBF mezunu, İngilizce-Fransızca biliyor. Halep Başkonsolosluğu, Katar Büyükelçiliği kuruculuğu, Irak-Japonya-İtalya Büyükelçisi, TİKA Başkanı, Birleşmiş Milletler Gıda Teşkilatında daimi temsilci… Hangi birini sayayım… Üstelik Japonya ve İtalya’dan devlet madalyası almış başarılı bir diplomatımız. Gerçi böyle başarılı bir geçmişle, Türkiye’de sandıktan çıkmak ve bir yere seçilmek mümkün değil. Köy ihtiyar heyeti üyeliği belki ama, muhtar bile olunamaz bu özgeçmişle. O nedenle Necati Utkan’ın hiç şansı yok. Ama yine de medeni cesaretini alkışlamalıyız.

Şu günlerde Bodrum’un halini bir görmelisiniz. Belediye durdu durdu da, şimdi barlar sokağını, Kumbahçe aralarını, askeri kamptan Gümbet’e çıkan anayolu taşlarla döşemeye başladı. Aslında ondan önce el atılacak ve turizm mevsimi başlamadan mutlaka tamamlanacak o kadar eksiği var ki Bodrum’un, taş döşemek akla bile gelmez. Nasıl yapılıyor bu kadar büyük bir masraf, nereden bulunuyor bu paralar, anlamak mümkün değil. Bodrum dedikoduyu çok sever. Öyle şeyler anlatılıyor ki sokaklarda, inanmak istemiyor insan. Güya iki milyon lira Bodrumspor’a aktarılmış, Gıda AŞ’de çalışan yüzlerce kişi 3 aydır maaş alamıyorlarmış. Belediye memurlarının hepsine maaşlarının tamamı ödenmiş. Belediye’nin milyonlarca lira borcu varmış. Yeni Başkan bu borçları nasıl temizleyecekmiş falan filan…

İşte şeffaf politika olmadı mı, dedikodular böyle gırla gider. Belediye’nin muhalif Meclis üyeleri bile, hesapları göremediklerinden, istedikleri halde verilmediğinden şikayet ediyorlardı devamlı. Oysa hesaplar açık olsaydı, hatta halkın incelemesine bile imkan tanınsaydı, şimdi gezdirilen dedikodulardan hiçbiri inandırıcı olmazdı ki. Herneyse geçmişi bırakalım, artık önümüze bakalım.

Seçimler, politika kulisleri filan derken, Bodrum’daki güzel şeyleri de atlıyor insanımız. Oysa gerçekten insanın yüreğine su serpen, kulağının ve gözünün pasını silen çok değerli çalışmalar ve etkinlikler de yapılıyor Bodrum’da. Örneğin Bodrum’a bir 'Senfoni Orkestrası' kazandırmak için gecesini gündüzüne katan Numan Pekdemir dostumuz, harika konserlere imza atıp duruyor. Bu kere de Gülriz Sururi anısına Heredot Kültür Merkezi'nde, film müzikleri konseri düzenledi. Konsere başlamadan önce, izleyiciler arasında bulunan Belediye Başkan adaylarından 1500 kişilik bir konser salonu istedi. Daha sonra çıtayı biraz daha yükselterek, (hatta bir opera salonu bile lazım) dedi ve seçim biter bitmez seçilecek adayın masasına bu iki isteğin projelerini bırakacağını söyledi.

Konsere CHP’li Başkan adayı Ahmet Aras gelmişti. Ancak bir şey dikkatimi çekti. AKP’liler tam kadro salondaydılar ve yabancı filmlerin müziklerini büyük bir ilgiyle dinleyip alkışladılar. Hatta AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Dr. Nil Hıdır da gelmiş ve dinleyicilerden tanıdıklarının hatırını sormuş, çoğuyla selamlaşmıştı. Güzel bir gelişmeydi bu, görenler takdir ettiler Doktoru..

İzmir Operası ile İzmir Senfoni Orkestrasının sanatçıları müthiştiler. Opera Müdürü Aytül Büyüksaraç ile Altuğ Dilmaç, Demet Eytemiz’in piyanosuyla Kiss me Kate’den, Moon River’a, New York New York’tan, Strangers in the Night’a kadar pekçok şarkıyı, çok büyük bir başarıyla seslendirdiler. Kemanda Zeynep Simge, Klarnette Atıf Peynirci, Basda Sudi Kunduz, davulda Mehmet Kızılateş vardı. Altan Kılınç, İpek İbrahimoğlu ve Gökçe Zarplı’dan oluşan bale grubu ise, nefis ve gözleri okşayan gösteriler sundular. Bu arada 10 yaşındaki küçük solist Naz Barut da, müthiş performansıyla salondan büyük alkışlar aldı. Naz Barut, San Remo müzik festivalinde kendi yaşıtları arasında birincilik almış bir isim. Biz de onu ayakta alkışladık tabii.

Altuğ Dilmaç büyük bir ses, sahne hakimiyeti ve çok üstün performansıyla dinleyenleri büyüledi adeta. Böyle değerleri biz Bodrum’lulara tanıştırdığı ve dinlettiği için de, Numan Pekdemir’e çok teşekkürler ve büyük alkışlar…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.