Değerli okuyucularım,

Hepinizin bildiği gibi yaklaşık 18 yıldır insan sağlığını, modern tıbbın bu günkü durumunu, hastalıkları, sebeplerini ve çözümlerini araştırıyorum. Geldiğim noktada %100 emin olarak söylüyorum ki, “kanser dahil birçok hastalığın sebepleri aynı ve çözümleri çok kolay.” Ancak hastalıkların çoğalma hızına ve tedavi adına yapılan uygulamalara bakınca “sağlık sektörü insan aklıyla dalga geçiyor” diye düşünüyordum.

Çünkü insanlar birçok hastalığın (başına genetik, kronik ya da dejeneratif gibi bir ekleme konularak) çözümsüz olduğuna sonuna kadar inandırılmış olmalarına rağmen hem ölüme mahkûm olduğunu bilip, hem de ölene kadar hastanelerde parasıyla sürünerek çare aramaya razı oluyor.

31 Mart seçim çalışmalarını, aynı cephe de birleşen partilerin adaylarını, söylemlerini görünceye kadar bu duruma bir türlü aklım yatmıyordu. Galiba ölüm korkusu insanlara bunu yaptırıyor; hem öleceğinden emin, hem de önüne konulan her tedaviye çözüm diye sarılıyor diyordum.

Ancak bu seçimdeki gruplaşmaları, sataşmaları, hakaretleri, özellikle Saadetçilerin Ak Parti’ye attığı iftiraları, İyi Partililerin MHP'ye söylediklerini, CHP ve İyi Parti'nin Türkiye’yi bölmek için 40 yıldır kan döken HDP/PKK bayraklarıyla miting yaptıklarını görünce meseleyi çözdüm.

Aslında çok basitmiş. İnsanları hastalıkların çaresizliğine inandırdıkları gibi, halkımızın bir kısmını da “Tayyip diktatörlüğüne, (dünya da olup bitenleri hiç dikkate almadan) Türkiye’nin battığına inandırınca” gerisi kolaymış. Bugün Tayyip düşmanlığı şemsiyesi altında birleşerek “Tayyip gitsin de ondan sonra ne olursa olsun, Tayyip’in yaptığı köprüyü, dünyanın en büyük hava alanını bile yıkacağız” diyen muhalefeti destekleyenler, onlar için emek harcayıp oy verecek olanlar, bir an için “seçimi kazanıp” Ak Parti'yi mağlup edip muhalefet olarak “bu partilerin belediye yönetimi için baş başa kaldıklarını düşünün.”

O durumda Türkiye’nin ne hale geleceğini tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Çünkü düne kadar HDP/PKK ile düşman olan, kan davalı ülkücüler vs. MHP yerine isim değiştirip İyi Parti olunca terörist başının affı için oy isteyen, HDP ile dost mu, kardeş mi olacaklar?..

Ülkücülerin, Akıncıların, fanatik kemalist - ulusalcı - solcularla 70’li yıllardan beri süregelen kan davaları, düşmanlıkları parti isimleri değişip “iyi” ya da “saadet” olunca ortadan mı kalkacak. Diğer mazlumlarla birlikte 28 Şubat zulmünü iliklerine kadar yaşayan Saadet Partililer, bu zulmü yapan ateist, ulusalcı CHP’lilerle kardeş mi olacak. Binlerce vatan evladını şehid eden HDP/PKK ile dost mu olacaklar?..

Bu partiler belki de “daha belediye yönetim paylaşımının” ilk gününde kavgaya başlayacaklar. Bugün dünyada söz sahibi olma noktasına gelmiş, vatandaş olarak bizi ilgilendiren ulaşım, temizlik, su, park, bahçe, sosyal alanlar gibi birçok konuda belli bir seviyeye ulaşmış Belediyelerimizin “tek ortak noktaları Tayip düşmanlığı olan” bu partilerin elinde sizce ne hale gelir?..

Oy vermeye çok kısa bir süre kaldı.

Allah rızası için, tüm akıl sahibi arkadaşlarımı 1980’li, 1990’lı ve 2000’li yılların başındaki Türkiye’nin durumuyla, bu günkü durumunu düşünüp değerlendirip, “öğretilmiş Tayyip düşmanlığından” ya da “Ak Parti içindeki defolu insanların kişisel hatalarından” dolayı, ülkemizi parçalamaya çalışan tüm batılı sömürgeci emperyalist güçlerin istekleri doğrultusunda oy vermemeye çağırıyorum.

Dışımızda ki düşmanların, içimizdeki piyonlarına oy vererek düşmanın ekmeğine yağ sürüp işlerini kolaylaştırmayalım. Ülkemizde birçok konuda birbirimize muhalif olabiliriz. Ancak medya ve para imkanını kullanarak daha kolay sömürmek için ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan düşmanlarımıza karşı birlik ve beraberlik içerisinde olmak zorundayız.

Bu seçimin birlik beraberlik ve istikrarımızın devamına vesile olması dileklerimle, gelecek nesilleri düşünen, onlar için emek verip kafa yoran bir vatandaş olma sorumluluğum gereği hepinizi Cumhur ittifakı’na oy vermeye davet ediyorum. Allah, “Allah'tan başkasını ilah edinmeyen” tüm Müslümanların yardımcısı olsun….

Saygılarımla…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.