Son yazımda başlık olarak “YA EVET ÇIKARSA” demiştim.
Bu yazımda amacım kişilerden ziyade yeni anayasanın neler getirip, neler götürdüğüne dikkat çekmekti.
İlk anayasa çalışmasına 1982 tarihli ve 12 Eylül askeri anayasası olarak ifade edilen anayasanın, yerine sivil bir anayasa yapmak amacıyla başlanmıştı. Ancak daha sonra meclisteki çalışmalar neticelenmedi ve iktidar kendi hazırladığı metni MHP’nin desteğiyle meclisten geçirecek ve halkoylamasına sunacak çoğunluğu elde etti. Yeni anayasadan ilk beklenen şey elbette Türk halkına daha fazla hak ve özgürlük tanımasıydı. Oysa hazırlanan ve halkoylamasında kabul edilen metinde kişi hak ve özgürlüklerini geliştiren herhangi bir madde bulunmadığı gibi aksine siyasi sistemi başkanlığa dönüştüren ve kişiler karşısında iktidarı güçlendiren maddeler yer aldı.

Geçen yazımda; anayasa değişikliğini isteyen kardeşlerim, ya evet çıkarsa gerçekten ne olacağını biliyor musunuz diye sormuştum.

Özür dilerim; ben bunu boşuna sormuşum.
Çünkü halkoylaması, anayasadaki değişiklik metininden ziyade, bir liderliğin güven oylamasına dönüştü. Günlerce bu getirilen değişikliklerden ziyade, tek liderin ve güçlü iktidarın nimetleri tek taraflı olarak devlet televizyonunda ve diğer medya organlarında yayınlandı.
Bu halkoylaması üzerindeki tartışmalar karşımıza çıkan oranlar tam anlamıyla bir bölünme yarattı. Ne kadar anlatsak da bu anayasa değişikliği her kesimin kabul edeceği ve büyük çoğunluğun kabul edeceği değişiklikler olmadı.

Özür dilerim; çevremizdeki bazı olaylara dikkat çekmiş ve halk için bu olayların önemli olduğunu sanmıştım. Yunanlılar 18 adamızı işgal etmesi, Suriye’den çekilmemiz, Suriye’nin bir bölümüyle, Kuzey Irak Kürt Yönetiminin birleşik bir devlet kurma ihtimali, Kıbrıs’ın elden çıkması gibi sorunların Türkiye’nin ilgilendiği konular olduğunu sanmıştım. Meğerse bunlarında bir önemi yokmuş. Başkanlık sistemi geldi sorunlar silindi gitti.

Özür dilerim; ben eski bazı özelliklerimizin devam ettiğini sanarak “Töre konuşunca Han susar” atasözünü hatırlatmıştım. Ama anlaşılan o ki artık Han’a göre töre yapmaya başlamışız bunu anlamadım.

Özür dilerim; Bursa ilini ben diğer illere göre daha farklı görürdüm. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir illeri gibi ülke sorunları konusunda algı düzeyi daha farklı bir il olduğunu düşünürdüm. Bunda da yanılmışım.

Özür dilerim; ben bu halkoylamasında Devlet Bahçeli’nin siyasi intiharına ülkücü camianın destek vermeyeceğini düşündüm, ama yanıldım. Bahçelinin son konuşması beni umutlandırdı, ama devamı gelmedi. Hem kendisini, hem partisini siyaset sahnesinden silecek bu girişime ortak oldu.

Özür dilerim; yurtdışı seçmenin yaşadığı ülkelerdeki ileri demokrasiyi Türkiye içinde isteyeceğini düşünmüştüm. Bunda da yanıldım.  Almanya ve Hollanda’dan 700 bin evet oyu gelmiş.  Sanırım yakın zamanda bu ülkeler haydi beğendiğiniz rejimde yaşayın diye onlarla ilgili bir düzenleme yapacaktır. Bu arada yurtdışına yaşayan, orada vergi veren, tatiller dışında Türkiye’yle bağı kalmayan ve Türkiye’de yaşamayı aklından bile geçirmeyen bu kişilerin hangi gerekçeyle Türkiye’de oy verdiklerini de hiç anlamamışımdır.

Özür dilerim; ben Suriye’liler ile birlikte yaşamak istemediğimizi sanmıştım. Ülkesinde savaşmak yerine başka ülkeye kaçan üstün niteliklere sahip bu yeni yurttaşlar, vatandaşlığa geçirilerek oylamaya katıldılar ve onlarda ilk yurttaşlık görevini yaparak oy kullandılar. 

Ömer Hayyam herkesçe bilinen meşhur dörtlüğünde diyor ki;

                Celladına aşık olmuşsa bir millet,
                İster ezan ister çan dinlet.
                İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
                Müstehaktır ona her türlü zillet.


Sonuçta özür dilerim; Ben bu sonuçları göremedim.  
Ama bundan sonraki sonuçları hep beraber göreceğiz..

 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.