Mikro gıdaların az miktarda yetersiz olması bile, “hastalık belirtisi göstermeyen çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir.  Örneğin; hepimizin kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanları olabilir. Bazen biraz yorgun, bezgin bıkkın, bitkin, halsiz olabiliriz veya bir yerlerimizde ağrılar hissediyor olabiliriz. Ne zaman bu şekilde belirgin hiçbir sebebi olmayan şikayetler yaşıyorsak ya da soğuk algınlığına veya diğer gribal enfeksiyonlara kolayca yakalanıyorsak, “bilin ki sebep (genelde) mikro gıda yetersizlidir.”

Genelde bu yetersizlikler çok sinsi olabilir. Çünkü var olduklarını bilmemiz çok zordur ve her insana uygun bir günlük İhtiyaç listesi hazırlayabilmek söz konusu değildir. Çünkü vücudumuzun her çeşit vitamin ve minerale “ne kadar ihtiyacı olduğunu belirlemenin hiçbir pratik yolu yoktur.”

Mikro gıda yetersizlikleri “hemen her yaşta herkesi etkileyebilir.” Kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, çeşitli kanser türleri ve birçok enfeksiyonel  hastalıkların, besin değeri yüksek taze meyve ve sebzeleri, yüksek lif içeren tahılları, baklagilleri ve diğer çiğ (canlı) gıdaları “daha az tüketen insanlarda” yaygın olduğu bilinmektedir.

Örneğin tüm şizofren vakalarının en az üçte biri çinko, magnezyum, selenyum gibi minerallerle,  A – B3 – B6 – B 12 gibi vitaminler ve folik asid “ihtiyacının ortalamanın çok üzerinde olmasının sonucudur. Bu hastaların kimyasal ilaçlarla tedavi edilmesi veya bir hastanede gözetim altında tutulması yerine, ortalamanın üzerinde ki mikro gıda ihtiyaçları karşılanarak iyileştirilmeleri muhtemeldir. (En azından denenmelidir.)

Ancak hiçbir insanın besin ihtiyacı, bir diğerinin ki ile aynı değildir. Bazen “bu fark 40 kat daha fazla olabilir.” Bu nedenle aynı diyetle beslenen iki insanın farklı sonuçlara ulaşması mümkündür. Biri sürekli mikro gıda yetersizligi çekip, hastalıklarla boğuşurken, diğeri sağlıklı ve canlı olabilir.

Bu nedenle “her zaman ölçülü, çeşitli ve dengeli beslenmeye dikkat etmemiz şarttır.

İçi boş kalori yüklü ve besin değeri olmayan fabrikasyon içecekler, şeker, beyaz un, pastörize süt ürünleri, GDO’lu mısır ve patetesten yapılmış abur cubur yapay gıdaları tüketmek yerine, besin değeri yüksek doğal, ve canlı gıdaları çeşitlendirerek yememiz çok önemlidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.