Dünya’da hava kirliliği gündem oluşturmaya devam ediyor. Özellikle büyük kentlerde yaşanan hava kirliliğinin çeşitli hastalıklara da davetiye çıkardığı, bu nedenle insanların daha yaşanabilir yerlere yönelmeye başladıklarına dikkat çekiliyor.

Söz hava kirliliğinden açılmışken, Türkiye’nin de bu kirlilikten büyük çapta etkilendiğini hemen belirtelim. Yapılan araştırma sonuçları Türkiye’de yaşanabilir kent sayısının giderek azaldığını, büyük kentlerde soluk almanın güçleştiğini ortaya koyuyor.

Bu nedenle Türkiye’de daha çok deniz ve ormanlık alanlara ilgi duyuluyor. Ancak, bu yerleşim bölgelerinin de çeşitli kirliliklerin yaşanmaya başlamış olması da başka bire endişe nedeni ile olarak görülüyor.

Örnek verelim:

Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Fethiye ve Datça gibi doğa harikası beldelerimize olan akın, buraların da artık yaşanamayacak konuma doğru yol aldığını gösteriyor. Karadeniz ve diğer bölgelerimizdeki yayların da aynı yönde yol aldığı görülüyor.

Şimdi, dünyadaki hava kirliliği ile son yapılan araştırma sonuçlarını sizlerle paylaşmak istedik:

ABD'de yapılan bir araştırma, taşıtların yarattığı hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl 4 milyon çocuğa (günde 11 bine yakın) astım teşhisi konduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmaya göre en çok yeni çocuk astımı vakası tespit edilen ülkelerde hava kirliliği oranı Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) sınırlarının altında. Bu da hava kirliliğinin çocuklar için sandığımızdan daha tehlikeli olabileceğine işaret ediyor.

George Washington Üniversitesi ‘den araştırmacılar, tıp dergisi Lancet Planetary Health'de yayımlanan araştırma için 194 ülkede 125 büyük şehri karşılaştırdı. Trafiğin yarattığı hava kirliliği ile çocuklardaki astım vakaları arasındaki ilişki ilk kez küresel olarak incelendi.

ABD'li araştırma ekibi, trafikteki araçların neden olduğu hava kirliliğini ölçmek için bölgelere göre nitrojen dioksit (NO2) oranlarına baktı.

Araştırma raporunda, çocuklarda yeni astım vakalarının en çok görüldüğü ülkelerin, hava kirliliğinin en tehlikeli boyutlarda olduğu Hindistan ve Çin gibi ülkelerle sınırlı olmadığına dikkat çekildi.

Rapora göre, trafik kirliliğine bağlı çocuk astım oranının en yüksek olduğu ülke Kuveyt. Kuveyt'i Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kanada, Tayvan ve Bahreyn takip ediyor.

Araştırma raporunda, trafik kirliliğine bağlı en çok çocuk astım vakasının görüldüğü yerler, bölgelere göre ayrıldı. Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde değerlendirildi.

Araştırmaya göre Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki şehirlerarasında trafik kirliliğine bağlı çocuk astımı vakalarının en çok görüldüğü dördüncü kent İstanbul, yedinci kent de Ankara.

Doktorlarca teşhis edilmiş astım vakaları, nüfus verileri, uydulardan ve yeryüzünden ölçülen NO2 oranlarını kullanan araştırmacılar, 18 yaşın altındakiler arasında trafik kirliliğine bağlı astım rakamlarına ulaştı.

Ancak düşük ve orta gelirli ülkelerde birçok vakanın teşhis edilemiyor olması nedeniyle, rakamlar çok daha yüksek olabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), çocuklarda astım oranlarının 1950'li yıllardan beri hızla yükseldiğini söylüyor.

WHO, hava kirliliğine bağlı kalp hastalıkları, solunum enfeksiyonları ve felç gibi rahatsızlıkların 4.2 milyona yakın prematüre doğuma neden olduğunu belirtiyor.

Özetleyelim:

Hava kirliliği artık doğrudan canlıları zehirliyor. Trafik nedeni ile kirliliğin de büyük boyutlarda olduğu görülüyor. Bu önlenebilir mi, bugün için bu konuda yapılan çalışmalardan bir sonuç elde edilmiş değil.

Araçların elektrikle çalışmaya başlaması ile beklenen sonuç alınabilir mi, şimdilik bu da şüpheli görülüyor.

Sorunun sadece araç trafiğinin yoğunluğuna da bağlayamayız. Çevre ve hava kirliliğini oluşturan o kadar çok şey var ki, bunların her biri ile ayrı ayrı mücadele edilmesi gerekiyor. Dünya nüfusunun da giderek artması, su kıtlığının yaşanmaya başlaması, sağlıksız yiyecek ve içeceklerin piyasalarda uçuşmasını da unutmamalıyız.

.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com.necdet/buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.