Mevlana müridleri ile yolda giderken kedi yavrularının birbirleriyle oynaştıklarını görmüşler.

Müridlerden birisi, “Ne de güzel, kardeş kardeş oynuyorlar" demiş.

Mevlana Hazretleri de; “aralarına bir ciğer parçası at da o zaman gör kardeşliği” demiş.

Hz. Adem (as) ın çocuklarından Kabil kardeşi Habil’i niye öldürdü dersiniz.

İnsan bir kez bu hırsa kapılmayı görsün.

Medine halkından Salebe’de bu hırsa kapılmıştı.

Kendisi cami kuşu denecek kadar sofu bir insandı.

Nefsinin ve şeytanın verdiği telkine uyarak ne pahasına olursa olsun zengin olma hevesine kapıldı. Hatta hayırlı ise olsun bile demiyor, sadece zengin olmayı kafasına koymuştu.

Bu yüzden tam üç defa Peygamber Efendimiz (sas) Hazretleri’ne müracaat ederek zengin olmak için dua istemiş ve Seni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, beni zengin ederse fakirin hakkını fazlasıyla da veririm,” diyecek kadar da teminat vermişti.

Peygamber Efendimiz (sas) “Şükrünü yaptığın az mal, şükrünü yapamadığın çok maldan hayırlıdır!” sözleriyle ikazda bulunmuşsa da, ısrarını sürdüren Salebe’nin istediği duayı nihayet yapmış: "Salebe’ye istediği malı ver ya Rab!" diye niyazda bulunmuştu.

Cami kuşu olan artık cumalara bile gelmiyordu.

Teminat olara verdiği zekatı dahi vermez olmuştu. Zekat memurlarına ;

"Çölde aç susuz dolaşarak kazanan benim. Size ne oluyor ki gelip benden haraç istiyorsunuz? Bu sizin istediğiniz haraçtan başka bir şey değildir." diyerek Resulüllah (asv)’ın gönderdiği zekat memurlarını eli boş çevirmişti.
Bu hırsı öyle bir hırstı ki, Tevbe Sûresi’ndeki ayetler bu olay üzerine inmiştir:

"Münafıklardan bazıları da mal mülk verip zengin ettiği takdirde Allah’a daha çok itaat edip, fakirlere daha çok yardım edeceklerine söz verirler de, Allah onlara istediklerini ihsan edince verdikleri sözleri unuturlar, cimrilik edip yoksulun hakkını vermezler! " (Tevbe, /75 ve 76)

Mal hırsı maalesef insanın nefsini kabartıyor.

Kabaran nefis hem bedenden hem İslam’dan çıkıyor.

Göz aç ise karın da bir türlü doymayı bilmiyor.

Padişah bir gün veziri ile tebdili kıyafet şehri gezmeye çıkar.

Deniz kenarına geldiklerinde kıyafetlerinden garip olduğu anlaşılan bir kişi balık tutuyor.

Adamın yanına geldiklerinde padişah ona, ne yaptığını sorar.

O kişi de balık tutmaya çalıştığını söyler. Padişah bunun üzerine ona ;

"Hadi bakalım, denizden ne çıkarırsan onun ağırlığınca altın vereceğim" der.

Garip bunun üzerine oltasını denize savurur.

Bir müddet sonra oltaya bir şey takılır. Garip kişi sevinç içindedir.

Oltasını çeker, ancak sükutu hayale uğrar.

Oltanın ucuna takılan küçücük bir kemik parçasıymış.

Kemiği tartıya çıkarırlar.

Terazinin boş olan kefesine denk gelecek şekilde bir iki altın atarlar.

Terazi yerinden oynamaz.

Yine bir iki tane daha atarlar. Terazi yine oynamaz.

Bir avuç atarlar oynamaz. İki avuç atarlar oynamaz. Altın terazinin kefesinden taşmaya başlar.

Buna bir mana veremezler. İşin ehli bir ilim adamına sorarlar. O da şu cevabı verir ;

"Bu bir göz kemiğidir. Öyle kolay kolay doymaz. Terazinin bir kefesine bir avuç toprak atın" der.

Denilen yapılınca terazi ağdırmaya başlar.

Mal ve makam peşinde koşan insanlara bir bakın.

Sahip oldukları hırs yüzünden doyumsuzluk noktasına erişirler.

Dünyayı da verseniz gözleri hala açtır.

Bu hırs insanı neticede kardeş katili bile yapmaktadır.

Bu tür maldan ve hırstan “Meazallah" diyoruz.

Allah hesabını verebileceğimiz hayırlı mal, hayırlı evlat, hayırlı ömür nasip etsin.

Ey Müslüman’ın hakkını yiyenler,

Kardeşim deyip de onun hakkını gasp edenler,

Öyle bir zamana girdik ki,

Bu zaman herkesin ayıplarının bir bir yüzüne vurulacağı zamandır.

Kim ne yaptı ise bir bir ortaya döküleceği zamandır.

Hele hele Allah’ın adını kullanıp da yanlış işler yapanlar var ya !

Vay onların haline vay ….

..

Sırça cam kaplansa denize uzansa yalı

Neyleyim gülüm olmadan gölgesiz bir dalı

Akibeti hüsrandır ihtişama düşenin

İsteme sakın Yaradan’dan hayırsız malı. (Dermanî)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.