Böylelikle Esat Coşan Hoca efendi cemaate lider seçiliyordu. Bize bu bilgiyi aktaran bizzat Esat Hocanın babası Halil Necati Coşan Amca oldu.

O gün bir cemaate mensup olduk. Dönüşte Yahya Abiyi tekrar Fatih’e bıraktık sonra dört arkadaş dönüşte durum değerlendirmesi yapıyorduk. Bazı soru işaretleri bizi rahatsız ediyordu. Cemaatin başındaki isim mesela. Muharrem Nurettin Coşan !

Kendileri seçimlerde AKP’yi destekleyeceklerini ilan eden bir basın açıklaması yapmıştı. Cemaatin bir partisi var SAĞDUYU PARTİSİ.. Adı var kendisi yok derler ya öyle bir siyasi oluşum.. Yapılan seçimlere hiç katılmamış bir partidir, seçim yaklaştığında bir basın açıklamasıyla “falanca partiyi destekliyoruz” der ve tabela partisi olmaya devam eder. Bir nedeni de o tarihte Nurettin Coşan Hoca efendi henüz genç birisi, genelde mürşidlik için Peygamber Efendimiz SAV’e peygamberlik geldiği 40 yaşı uygun görülür.  

Tabi AKP’nin Milli Görüş’e ve Erbakan Hocamıza ihanet etmesiyle kurulan bir oluşum olduğunu bizzat Erbakan Hocamız hayatının sonuna dek anlatırdı. Biz de yakınen o günleri yaşadık ve biliyorduk. Erbakan Hocamız bizi Yaşar Nuri’ye gönderse de itiraz etmeyecektik; ama yine de tekrar bir Mehmet Altınöz Bey’e soralım dedik.  Bu sefer ki cevap daha kısa sürede, neredeyse hemen geldi; “kardeşlerimiz tesbihatlarına devam etsinler..”

Biz de Erbakan Hocamızın Yaşar Nuri’ye göndermemiş olmasından son derece mutlu, söyleneni yapmaya koyulduk.

Cemaatlerde öyle mensup olanların kendi kafalarına göre “mürşidi kamil” tayin etme yetkileri olamıyor. Görevdeki mürşid bir takım gelişmeler neticesinde uygun olan kişiye emaneti teslim ediyor..

10 yıl kadar önce yaşadığım bir İstanbul anısı var, paylaşayım o anımı.

Rıdvan Yılmaz çocukluk ve gençlik yıllarımda arkadaşım, kaybettik kendisini Allah rahmet eylesin. Kahvede oturuyoruz; gelen bayram kardeşi Halim İstanbul Bayrampaşa da asker ziyarete gidelim diye konuştuk, ben asker arkadaşımı da görürüz dedim. Çıktık arefe akşamı terminale gittik, İstanbul’a bilet bulduk ve aldık, bindik otobüse..
Sabah İstanbul’dayız. Önce erken saat olduğu için benim asker arkadaşım Cem Çelikler’in Zeytinburnu’ndaki evine gittik sabah saat sekizde kapıya dayandık, sağ olsun indi, kucaklaştık, bir hoş sohbet ve sonra Bayrampaşa’ya Halim’i ziyarete gittik.. Asker ziyareti işte, hasret giderdik ve İstanbul’a gelmişken bir dolaşalım dedik. Süleymaniye’ye vardık öğle namazı kıldık, sonra bahçesindeki mezarları ziyaret ettik.. Bahçede meftun bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ı, Mimar Sinan’ı ve diğerlerini ziyaret ederken birden M Zahid Kotku Hoca efendinin kabrine geldik.. Sonradan öğrendim Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi (Ramuz El Hadis’in yazanı) ve bir çok Hoca efendi de orada hepsine bir Fatiha okuduk.. Sonra dolaşırken ikindi namazına cemaate yetişemedik; bir cami bahçesinde abdest aldık ve camiye girerken bir de baktım İskender Paşa Camii yazıyor...

Yıllar sonra düşündüm, bir de baktım ki "biz bir cemaate mensup olmalı mıyız, olmak gerekiyorsa nereye gitmeliyiz ?.." diye sorduğumuz Erbakan Hocamız hem Milli Görüşçü olarak, hem de bir mürşidi kamil olarak bizi bağrına basmış !.. Bir düşünün hele, arefe akşamı terminale gideceksiniz bilet bulacaksınız, istanbul’a gideceksiniz işinizi bitirdikten sonra gezerken mezar taşında Bursalı  Mehmet Zahid Kotku Hoca efendi'nin kabri başına geleceksiniz, ikindi namazında Mehmet Zahid Kotku Hoca efendi'nin yıllarca görev yaptığı İskenderpaşa Camii’ne misafir olacaksınız; bir cemaate mensup olmak gerekli ise neresi diye sorduğunuzda ise Erbakan Hocamız bizi nasıl da bir istikamet doğrultusunda yönlendirmiş.. İşte bunun farkına varacaksınız.. Allah Razı olsun Muhterem Hocam..

Biz bu yaşadığımız olaydan 10 yıl önce Rıdvan Yımaz arkadaşımla İstanbul’a gittiğimizde o 'GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE'ye gidip, kaydımızı yaptırmışız da haberimiz yokmuş, vesselam.

***

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.