Apartmandan içeriye giriyordum ki, bizim üst katta oturan Nuriye Hanım, kucağında köpeği ve peşinde kocası; koşarcasına merdivenlerden iniyordu…
Bir taraftan da, “deprem oluyor!” diye bağırıyordu!
Nuriye Hanımın feryadını duyan komşularda, çoluk çocuk sokağa fırladılar…
Herkes, “hissetmedik” deyince, Nuriye Hanım:
“Bakın, köpeğim uluyor” cevabını verdi!
Kucağındaki köpeğin sürekli kıvrandığını görünce, iki sokak aşağımızda bulunan veterinere götürmesini önerdim.
Nuriye Hanım, “Köpeğim hasta falan değil. Depremi hissetti” diyor da, başka bir şey demiyordu!...
Sonunda ikna edip, köpeğini veterinere götürdük.
Veteriner, köpeği muayene ederken Nuriye Hanım devamlı konuşuyordu:
“Köpeğim sürekli olarak uluyor. Bu da gösteriyor ki deprem olacak.”
Veteriner gülmeye başladı:
“Deprem, meprem hissetmesinden değil hanımefendi; köpeğiniz ‘Kabız’ olmuş da, onun için uluyor.”