Kelime-i Şehadet, İslam olmak için yapılması gereken şartlardan birisi olup, tüm ibadetler bu şartın gerçekleşmesi içindir. Öyle ki, Kelime-i Şehadet olmadan yapılan ibadetler taklit olurken, ibadetlerin tevhitçesine yapılışı da şehadeti mümkün kıldığından, ayrılmaz bir bütünlük söz konusudur. Bu bütünlük, İslam’ın şehadet yani tevhit dini oluşundan gelmektedir. Kelime-i Şehadet,

Eşhedu en lâ ilâhe illallah ve Eşhedu enne Muhammeden abdühü ve Resuluhu

olup, Türkçe söylemiyle,

Ben Şahitlik ederim ki Allah’tan başka İlah yoktur. Yine Şahitlik ederim ki Hazreti Muhammed Allah’ın Kulu ve Peygamberidir

beyanıdır. Şehadet, tanıklık olan şahit olma anlamında kullanılan deyim olup şahit olmak, görmek anlamına gelen kavramdır. Bir yerde şehadet yani şahitlik kullanılıyorsa bu görmeklik olarak kullanılır. Görmediğimiz bir şeyin şahitliği geçerli değildir. Bu sebeple Kelime-i Şehadet, şahitliğin dil ile tekrarını yapmak kısmında kalıyorsa noksandır. Kelime-i Şehadet, dil ile tekrar olsaydı o zaman Kelime-i Şehadet değil Kelime-i Tekrar olarak tanımlanırdı ve İslam’ın şartı olarak Kelime-i Tekrar denilirdi lakin Şehadet denilmektedir. Ali İmran suresi 18. Ayeti kerimede,

Allah, şehadet (şahitlik) etti, Muhakkak ki O'ndan başka ilâh yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de adaletle kaim oldular (şahit oldular) ki, O'ndan başka ilâh yoktur, (O) Aziz’dir, Hakim’dir

denilerek bu gerçek beyan edilir. İşte bu ayetin ışığında baktığımızda Cenab-ı Allah bizleri, Cenab-ı Resulullah efendimizle, İslam olan Kendisinin şahit olduğu Kendisinden başka ilah olmadığı anlayışına yani tevhide davet etmektedir. Allah’ın daveti şehadet olduğundan, şehadetin noksan bırakılması davete icabet etmeyiştir. Ali İmran suresi 98. Ayeti kerimede

Kul yâ ehlel kitâbi lime tekfurûne bi âyâtillâhi, vallâhu şahîdun alâ mâ ta’melûn

De ki, “Ey kitap ehli, ne diye Allah'ın delillerini inkâr eder, kâfir olursunuz? Halbuki Allah, bütün yaptıklarınızı görür

denilerek şehadetin görmek olduğu vurgulanmaktadır. Zaten iman, işittiğini görmek ile gerçekleşen kutsî değerdir. İşitilen görülmediyse henüz iman değil inanç yani öyle olduğunun doğruluğunu kabulleniştir. Kabullendiğimiz doğruya şahit olmak ise inancı imana dönüştürür. İnancı imana dönüştürme talebinde, devreye tevhidin ilmi girmektedir çünkü ancak tevhit ilmi işitilene şahit kılabilir. Şehadet tanımakla, tanımak ise doğru bilmekle mümkündür. İnsan tanımadığını göremez. Cenab-ı Allah, Kehf suresi 65. Ayeti kerimesinde tevhit ilmini,

Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet vermiş, yine ona tarafımızdan Ledün ilmini öğretmiştik

buyururken, Ledün olarak zikretmektedir. İşte, Allah’ın Kendi katından verdiği ve rahmet olarak zikrettiği tevhit ilmi olan ledün ilmi tahsili bizim, Araf suresi 179. Ayeti kerimede,

Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir

denilerek işaret edilen, cahilliğimizden kaynaklı, olup da görmeyen, işitmeyen, anlamayan şirk halimizi, tevhit üzerine gözümüzü görür, kulağımızı işitir, kalbimizi anlar hale getirir de bizler o andan itibaren, Cenab-ı Allah’ın Kendisinden başka ilah olmadığı gerçekliği şehadetine dahil edilip, şahitlerden olup iman ehli kulluğa ereriz. Şehadet olmadığı sürece, gözü olup görmeyen olarak cahilcesine yaşamaya ama kulluk şehadetle mümkün olduğu halde kendimizi kul zannetmeye devam ederiz.

Peki bu şehadet nerede gerçekleşecek?

Yaşamın kendisi ve içinde mevcut bulunan tüm yaratılmışlık şehadet âlemi olduğundan, şehadet dünyada yaşarken gerçekleşmesi gereken hakikattir. Şehadeti öldükten sonraya bırakmak, filmi sinemadayken değil sinemadan çıktıktan sonra izlemeye bırakmak ya da her türlü yemek yeme imkânı mevcutken acıkınca yemek yemeyi öldükten sonraya bırakmakla aynıdır. “Ama yemek yemek için ne lazımsa hepsi dünyada, yaşamın içinde var olduğu için acıkınca yemek yiyebiliyoruz” denilişine cevap, “Şehadet için ne gerekiyorsa hepsi yaşamın içinde bizde de mevcut” olacaktır. Bizlerde, Cenab-ı Allah’ın Kendisine ait görme sıfatının mevcut oluşu ve beraberinde görünürlüğün varlığı, inkâr edilemeyecek şekilde var mı? Var. Cenab-ı Allah Kendisine ait görme ile Kendisinden başka ilah olmadığına şahit mi? Şahit. Kendi görmesiyle bizleri ziynetlemiş mi? Evet. O zaman Allah’ın bakıp da Kendisinden başka ilah olmadığına şahit olduğu yaşam ve yaratılmışlığa bakıp şahitlerden olamıyorsak, bu şehadetin mümkünsüzlüğünden değil bizim cehaletimizden ve Ledün ilmi tahsili ile görmeyen gözümüzü görür hale getiremeyişimizdendir.

Örneğin, doktor elinde tuttuğu röntgen filmine bakıp gördüğü duruma göre teşhis koymaktadır. Aynı filme bakıp doktorun gördüğünü görmüyor oluşumuz görülen bir şey olmayışından mı, bizim doktorun görüşüne sahip olamayışımızdan mı? Var olanı doktora gösteren doktorun tıp ilmini tahsil edişidir. Biz de o ilmi tahsil edersek görenlerden olur muyuz?

İşte burada devreye İlah kavramının ne olduğu girmektedir. İlah, tapılacak, ibadet edilecek; kâinatın ve eşyanın yaratıcısı ve yoktan var edicisi olarak tanımlanır ve bu sebeple insanlar ilah denilince, insanların kendi eliyle yaptığı heykeller şeklinde anlamlandırırlar. İlah demek, insan eliyle yapılıp önünde secde edilen put demek haline dönüşmüştür. Oysa ilah, tevhit gerçeğinde yaratıcı Allah’ın yaratmış olduğuyla yaratılmışlığa yani şehadet âleminde şahit olunurluğa çıkışı olduğundan, varlık anlamı kazanır. İlah demek varlık demektedir. Cenab-ı Allah, Kendisinden başka ilah olmadığını beyan ederken, Kendisinden başka varlık yani şahit olunan yok demektedir. Bu sebeple Cenab-ı Resulullah efendimizin,

Nefsine arif olan ancak Rabbine arif olur

beyanı ve bu gerçeğe daveti, Allah’tan başka ilah olmadığına kendimizde şahit olmanın yolunu göstermekte ve Allah’tan başka ilah olmadığına kendimizde şahit olmaya davetidir. Bu ise ancak Muhammedî irfaniyet ile tevhidî görüşe ulaşınca mümkün olduğundan Kelime-i Şehadet Hz. Muhammed efendimizle birlikte zikredilirken tamlanmaktadır.

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

http://www.emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Zulkarneyn 6 yıl önce

Eşhedu en lâ ilâhe illAllah ve Eşhedu enne Muhammeden abdühü ve Resulühu.. ALLAH RAZI OLSUN !