19. yüzyılın sonuna doğru Avrupa’ya giden Osmanlı Devleti’ndeki yenilikçi ve aydın kişiler için, Avrupalı yazarlar Jön Türkler (Jeunes Turcs) terimini kullanmıştır. Jön Türkler, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ortaya çıkan meşrutiyetçi ve Abdülhamit dönemine muhalif olan genç, aydın ve eğitimli kuşağa verilen isimdir. Jön Türkler, hürriyet ve meşrutiyet fikirlerinin Osmanlı bürokrasisinde ve ordusunda yayılmasını sağlamışlardır. Bunun yanında topluma yurtseverlik fikrini de aşılamışlardır. Jön Türklerin gayretleriyle ilk Osmanlı Anayasası olan Kanun-i Esasi’nin, 1876 yılında 2. Abdülhamit döneminde kabul edilmesi sağlanmıştır.

İttihat ve Terakki’ye giden yolda, orta sınıf asker ve sivil aydınlardan oluşan Jön Türklerin büyük katkıları olmuştur. Düşünen, sorgulayan, yenilikçi, özgürlükçü yurtsever aydınların oluşturduğu Jön Türkler, 2. Meşrutiyet’e giden yolu açmışlardır, 1923 Aydınlanma Devrimi’ne ilham kaynağı olmuşlardır.

Eşsiz liderimiz büyük Atatürk’ün ölümünden sonra her konuda geriletilen ülkemiz, demokratik ve laik eğitimden sapınca, düşünen ve sorgulayan yurtsever kuşaklar yetiştirilememiştir. Büyük Atatürk’ün “cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” isteği tam olarak gerçekleşememiştir. Zaten 17 yıllık AKP iktidarı ile laik eğitim, imam eğitimine çevrilmiş, bırakın sorgulamayı, düşünen insan bulmak bile olanaksızlaşmıştır. Bugün AKP iktidarının yıllardır yaptıklarını düşünmeden, sorgulamadan destekleyenlerin, geldiğimiz sıkıntılı günlerde sorumlulukları bulunmaktadır. Bugün tüm siyasi partilerde demokrasi askıya alınmıştır, genel başkanlara biat kültürü egemen kılınmakta ve her dedikleri sorgusuz yapılmaktadır.

Günümüzde Atatürk’ün partisi CHP’nin geldiği noktayı eleştiren kişiler, özellikle yeni CHP’liler tarafından AKP’li ya da Vatan Partili olmakla yaftalanmaktadır. Eğer üyesi olduğunuz ya da oy verdiğiniz, desteklediğiniz siyasi parti, kendi tüzüğü ve programına aykırı eylem ve tutumlarda bulunuyorsa, eleştirmek normaldir.

Atatürk’ün partisinde bugün yönetici konumunda olan PKK terör örgütünün “TR 705 kodlu” avukatını, Atatürk’e “kefere” diyeni, “CHP kapatılsın, vakıf olsun” diyeni, partinin tüzüğüne aykırı söylem ve tutumlarda bulunanları eleştirmek en doğal haktır. Bunları eleştirmemek ise, düşünememenin ve sorgulayamamanın ürünüdür.

“Laiklik tehlikede değildir”, “yargıda cemaatçi yapılanma var diyemem”, “il başkanlığı seçimlerine tek aday ile katılacağız” diyen bir genel başkana sessiz kalmak mümkün müdür? CHP içindeki Atatürk karşıtlarına, ikinci cumhuriyetçilere, tarikatçılara, liberallere, Soros’tan beslenenlere tepki vermemek normal midir? “Ekmek için Ekmelettin” tekerlemesiyle, “tıpış tıpış oy vermeye gidecekler” diyerek seçmenlerle açıkça alay edilen bir duruma nasıl tepki verilmez? 15 Kasım 2017 tarihinde Tunceli’de hain Seyid Rıza heykelinin önünde basın açıklaması yaparak “1938 Dersim, Türkiye Cumhuriyeti’nin cinnetidir” diyen CHP Tunceli örgütüne nasıl sessiz kalınabilinir? CHP İstanbul il başkanının sosyal medya paylaşımlarında sözde Ermeni soykırımına destek verdiği, PKK terör örgütü üyeleri için güzellemeler yaptığı, devlete seri katil suçlamasında bulunduğu ve Atatürk’e karşı olumsuz görüş içinde olduğu bilinmektedir. Bunları eleştirmemek, Atatürk’e karşı görevimizi yapmamamız anlamına gelmektedir. Aynı şekilde İstanbul Anakent Belediye Başkanı’nın demokrasiyi bitiren Adnan Menderes’e, ahlaksızlığın ve yolsuzluğun yayılmasının önünü açan Turgut Özal’a övgüler düzmesi ve bölücülüğün mimarı Selahattin Demirtaş’ın çizgisini beğenmesi karşısında susmamalıyız.

CHP üyeleri partinin tüzüğüne ve programına uymak zorunluluğundadır. Ancak parti üst yönetimi bunlara uymadığı için, üyeler de farklı telden çalmaktadırlar. Haziran 2015 seçimlerinde bir CHP genel başkan yardımcısının “ailecek oylarını HDP’ye verdiklerini” söylemesi karşısında, üyelerin isyan etmesi gerekirdi. CHP üyesi olup, seçim zamanında CHP için oy isteyenlerin, HDP’ye oy vermesi aymazlık değil midir?

14 Eylül 2019 tarihinde Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı’nı kazanması onuruna evinde yemek verdi. Bu yemeğe CHP’nin ikinci cumhuriyetçi takımından bazıları ve bölücü başlarından Ahmet Türk ile Yunanistan’ın eski başbakanı Yorgo Papandreu’nun katılması şaşırtıcıdır. Bu yemeği çok yönlü olarak değerlendirip, gidebileceği noktalara dikkat çekince, yeni CHP’liler yine homurdanmaya başladılar.

Bizlerin turnusol kâğıdı Atatürk ilke ve devrimleridir. Ulusallıkla ve Atatürkçülükle bağdaşmayan tüm olayları eleştirenlere olmadık hakaretleri yapanlar, eleştirenleri AKP yandaşı olmakla suçlayanlar, düşünmeyen ve sorgulamayan, bilinçsiz ama günü ya da çıkarlarını düşünen aymazlardır. CHP’nin getirildiği durumu görünce, bu aymazlıkların ihanete dönüşeceği de kaçınılmazdır.

Bugün CHP yönetimi, işbirlikçilerin elindedir; Atatürk’ün partisini, Atatürkçü parti yapamazsak, ülkemizi çok karanlık günler beklemektedir. CHP’nin ancak kendi ilkelerine inananların güçbirliğiyle zafere ulaşacağı unutulmamalıdır.

19. yüzyılda düşünen, sorgulayan, yurtsever "Jön Türkler"in yerini, günümüzde düşünmeyen, sorgulamayan, aymaz "Bön Türkler" almıştır.

Okuyan, yazan, üreten insanların gayretleriyle Bön Türklerden, yine Jön Türklere doğru gidişin olması dileğiyle...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.