Bir gazetenin haberine göre FETÖ'nün üçü general 60 darbeci subayı Kandil'e kaçıp PKK'ya sığınmış.

     Şimdi sadece gülümseyerek hatırlıyorum: 
     Ergenekon yargılamasını yapan FETÖ'nün mahkemeleri bizi; PKK, Hizbullah vb. gibi terör örgütlerini kurmak, yardım etmek ve onlarla işbirliği yapmakla suçluyordu. Maalesef o sırada buna baştaki yöneticilerimiz dahil inanmayan kalmadı ve herkesimden medyanın da yardımıyla toplumsal bir linç ile karşı karşıya kaldık.

     Bizi ayakta tutan şey Atatürk'ün Askeri olmaktan kaynaklanan manevi güç ile bunun ruhumuza ve bedenimize yansımasıydı. Haklıydık ve kumpas davalarında yargılanan bütün arkadaşlarımızla birlikte dimdik durduk.

     Hakkımızda idam cezasının yerine gelen ve Türk Ceza Kanunundaki en ağır ceza olan "Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası" istendiğini bile bile kaçmadık, kendimiz gelip teslim olduk..

     Cemaatin askerlerini el üstünde tutanlar, o zaman TSK'ni kağıttan kaplan ve türlü aşağılayıcı sıfatlarla itham etmişlerdi.. Oysa biz arslandık ve kaçmadık. Hepimiz gelip arslanlar gibi teslim olduk. İşte o zaman iktidar sahipleri kendi kağıttan kaplanlarını, bizim yerimize TSK'ya yerleştirdiler.

     Bizim belki de kendileri gibi kaçacağımızı düşündüler.
     Ama bu millet için ölümü göze alanların ve bunun için yemin edenlerin hapisten korkmayacağını düşünemediler. Çünkü Müslümanlık postuna bürünen bu hainlere; yemin, namus, şeref, millet, cesaret vb. gibi kavramlar uzaktı. Bizi anlayamazlardı..

     Darbe girişimi gecesi de bu hainlere ilk reaksiyonu milletimizle birlikte, kumpas davalarında yargılanarak orduya geri dönen silah arkadaşlarım ve Atatürk'ün Askerleri verdi.

     Cezaevindeki bir arkadaşım, Güney Kore'deki görevinden, orada Koreli bir bayanla evlenmiş olduğu halde, ilk uçakla ifade vermek için gelmiş ve kaçma şüphesiyle tutuklanmıştı. Kore'de en azından olaylar netleşinceye kadar kalabilirdi, o bunu yapmadı. Cezaevine ilk geldiği gün bu fikrimi boş bulunup ona söylediğimde aldığım cevap, suratıma indirilen bir tokattan ve kalbime saplanan bir bıçaktan daha acı veren bir cevap almama neden oldu..; "Abi sizler ve çocukluğumu bile birlikte yaşadığım devre arkadaşlarım burada hapisteyken ben orada nasıl özgür olabilirdim ki.."  dedi.

     Şimdi bize bu kumpası el birliğiyle kuran FETÖ'nün askerleri, polisleri ve mahkeme heyetleri kaçacak delik arıyorlar.. Büyük bir kısmı da tutuklanarak hakettikleri yerler olan bizim cezaevinde boşalttığımız yerlere yerleştirildiler.

     Meğerse bazıları haklıymış; bunlar gerçekten kağıttan kaplanlar..
     Hatta istersen bu kağıda hertürlü şekli vererek bunlardan herşey yapabilirsiniz.
     Ama Atatürk'ün Askerleri biraz farklı; Onları eğip büküp başka şekle sokamazsınız.
  
 

 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.