İmanın şartlarından “Kitaplara iman” boyutu iman ehli olmak için olmazsa olmazlardandır lakin tanımı ve uygulanışı Allah’a göre olunca bizi iman sahibi yapar. Yanlış tanım ve amel imandan uzaklaştırır da kendimizi iman sahibi zannettirir. Bu sebeple şunu iyi bilmeliyiz ki Cenab-ı Allah’ın kitaplara iman gerçekliğinde, Bakara suresi 136 ayeti kerimesinde,

Deyiniz ki, “Biz, Allah'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahim’e, İsmail’e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya ve İsa'ya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik. Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak O'na boyun eğen Müslümanlarız.”

buyurarak zikrettiği, Kur’an’ı Kerim haricinde bahsi geçen diğer kitapların Kendisi tarafından saf olarak indirildiği halidir. Yüce Kur’an’ı Kerim Cenab-ı Resulullah Efendimiz tarafından indirildiği andan itibaren diğer kitaplar hükümsüzdür çünkü hükümsüz oluşlarının ispatı Kur’an’ı Kerimdir. Cenab-ı Allah’ın tebliği neticesinde indirilmiş olan kitabın sonradan, Bakara suresi 79 ayeti kerimde,

Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için "Bu Allah katındandır." derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!

denilerek vurgulandığı gibi insanlar tarafından değiştirilmiş olduğundan, Ali İmran suresi 19 ayeti kerimde,

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir

denilerek beyan edilişinde tek din İslam olduğundan Allah katında geçerli olan tek kitap da Yüce Kur’an’dır. İşte bu hakikat ışığında kitaplara iman Yüce Kur’an’a imandır. İman inancın kemâli olduğundan, Yüce Kur’an’ı Kerimin her cümlesi, her kelimesi, her hecesi, her harfinin yaratıcı Cenab-ı Allah’ın Kendisini, insanı, âlemi, İslam’ı, imanı anlatışı olduğuna ve Kur’an’ın kutsiyet taşıdığına inanmak imanın kapısıdır. Okumak, anlamak ve tebliğ edileni yaparak tebliğ edildiği gibi yaşamaktır iman. Kur’an’a iman, sadece Kur’an’ı ezberleyip sevap kazanmak için ezber tekrarı yapmakla sınırlı değildir.

Hasta bir adamın iyileşmesi için doktorun kendisine verdiği reçetede yazan ilaçları alıp, reçetede yazıldığı gibi kullanması gerekir. Bu adam reçeteyi alıp ezberlese ve iyileşmek için her gün ezber tekrarı yapsa ama ilaçları alıp kullanmasa iyileşebilir mi? Şimdi bu adamın reçeteye imanı var diyebilir miyiz? İçinde bulunduğu bu durum onun reçeteye değil doktora bile imanı olmadığının göstergesidir.

İşte, Kur’an’a iman, Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğu gerçeğinde Allah’ın kitabında kendisini tanıttığı gibi Allah’ı tanımak, insanı tanımladığı gibi insan olmak, kulluğu tanımladığı gibi kul olmak yani yazılanı uygulamaktır. Bunun dışında, Kur’an’a uygun düşmeyen halin kalabalık sözlerle yumuşatılması ya da doğru gösterilmesi gerçeğin inkârıdır. Kur’an usulünce makamınca tekrarı yapılarak sevap kazanmak için değil yaşamın içinde uygulanmak için ezberlenmelidir. Bakara suresi 138 ayeti kerimde,

Allah'ın rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz

denilerek beyan edilen gerçeklik de budur. Allah’ın rengiyle boyananlar Allah’a iman edip Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerime iman edip kitapta belirtildiği gibi yaşayanlardır. Onlar, Cenab-ı Allah’ın Kur’an’da bildirdiği gibi olmak yerine kendi nefisleri doğrultusunda, Kur’an’ı bir kenara bırakmış olarak, kendi şirk hallerini, tevhit, iman ve Allah’a kulluk olarak, Kur’an’a uygun diye anlatanlardan olmayıp, gerçekten Kur’an’a yani Allah’a iman ederek tevhit, iman ve insanlığa ulaşmış olanlar, Kur’an’ın aydınlığında karanlıklardan aydınlığa çıkmış olanlardır. İbrahim suresi 1 ayeti kerimde,

Elif, Lâm, Râ. Bu Kur’an öyle büyük bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik

denilerek bize bu gerçek anlatılmaktadır. Kur’an’ı ezberleyip okuyorsak lakin okuduğumuzu yaşantımızın içinde uygulamıyorsak, karanlığın içinde bulunurken güneşin doğduğu bilgisinin ezber tekrarını yapıyoruzdur. İşte bu sebepten Kur’an’a imanımız var demek içi boş iddia olmaktan öteye gidemeyecektir çünkü bakınız Cenab-ı Allah Kur’an için, “Kur’an, karanlıktan aydınlığa, Allah yoluna çıkartır” demektedir. Allah’ın dediği olmuyorsa haşa Allah mı gerçeği söylemiyor yoksa biz mi Allah’ın bahsettiği Kur’an’ı, Kur’an’a iman olan Allah’ın tanımladığı gibi okumuyoruz?

Kur’an’ı sevap kazanma kitabı olmaktan kurtarıp, kendimizi tanıma kitabı haline getirerek okuyabilirsek, kendimizi ve bu âlemi okumaya başlarız. Kur’an bize âlemde kendi hakikatimizi okuyabilecek Rapçayı öğreten bir kitaptır. Nasıl ki, ak kâğıtta kara yazı olmasıyla Kur’an’ı Kerimin içeriğindeki her harf, harflerden oluşan her hece, hecelerden oluşan her kelime, kelimelerden oluşan her cümle, ayrımsız tümü Hak kelamı olduğu için ayet ise, canlı Kur’an’ı Kerim olan bizlerin de varlığımızın her evresi ve unsuru ayettir. Çünkü varlığımızın her fiili, sıfatı ve vücudu, Allah’ın kendisini o fiil, sıfat ve vücutla tanıtmasıdır. Varlık Kur’an’ında bu ayetleri işitip görmenin yolu ancak yazılı Kur’an’da işitip görmekle mümkündür. Ne zaman sevap kazanmak için okumaktan geçip anlamak için okumaya başlarsak işte o zaman işitip görür hale geliriz ve bu işitme ve görmeyle yaşama ve kendimize nazar kılınca Allah’tan başka ilah olmadığına şahit olmaya başlarız. Bilinmelidir ki, bilmediğimiz bir şeyi ne işitir ne de görebiliriz. İşte Kur’an’ı anlamak bu derece önemlidir. İsra suresi 14 ayeti kerimde,

Oku kitabını, bugün hesap görmek için sen yetersin sana

denilerek beyan edilen gerçekliği anlayıp yaşamak gerekir. Şimdi bizler, Kur’an’ın içeriğinde bize göre uygun olmayanları ayırıp, bize göre uygun olanları kabul edip, diğerlerini yok saymaya tövbe edip şirk olan bu halden arınmalıyız. Kur’an’ı bütünüyle olduğu gibi kabul etmedikçe ve yaşantımızın merkezine koyup Kur’an’a göre yaşamadıkça gerçekte iman ehli olamayız. Ayrım yapmak nefisten geldiğinden şirk içinde yaşamaya devam ederiz. Şirkin barındığı yer iman değildir.

Kur’an’ı, Kur’an’da kendi aslımızı anlamak için okumalıyız.

Kur’an’ı, Allah’ı, Hz Muhammed'i, Ehlibeyt'i, Kur’an’ı, imanı, insanı, kulluğu tanımak ve ulaşmak için okumalıyız.

ozkan.gunal@emekyayinevi.com

http://www.emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Zahide 6 yıl önce

Allah razı olsun. çocuklarıma da okutuyorum. Güzel Allah'ım kaleminize güç versin ..