İhtiras, doymak bilmeyen bir canavardır.

Dr. İvy “Anlamsız hırs, aslanı fare yapan bir kapandır" diyor.

Gerçekten en son örneğini minderi rakiplerine dar etmiş bir milli güreşçimizde gördük.

Bir bankanın yönetim kurulluğuna atanması birçok yorumu da beraberinde getirdi.

Eskiler boşa demiyor; “Demiri pas, insanı hırs kemirir. Az tamah, çok ziyan getirir.."

Hasan-ı Basrî'den (r.a.) şöyle bir rivayet nakledilmektedir:

"Halife Ebû Bekir (r.a.) pazara inerken Ömer (r.a.) ile karşılaştı. Hz. Ömer (r.a.):

"Ebû Bekir, nereye gidiyorsun?" diye sordu.

"Pazara.."

"Üzerine aldığın görev senin pazara çıkmana mânidir."

"Sübhânallah! Bu vazife benim çocuklarımın nafakasını sağlamama mâni mi olacak?"

"Sana mâruf/uygun şekilde maaş bağlarız."

"Yazık! (Nasıl böyle konuşursun!) Korkarım ki bu maldan bir lokma dahi bana helal olamaz." Müteâkip günlerde yapılan istişâre sonucu Ebû Bekir'e Beytülmâl'dan maaş bağlandı.

İki yılı aşkın hilâfeti döneminde (devlet hazinesinden) kendisine toplam 8 bin dirhem ödeme yapıldı. Vefat edeceği sırada:

"Ben Ömer'e, 'korkarım ki devlet hazinesinden bir tek lokma bile yemem bana helal olmaz' demiştim. Ama o beni yendi.(Beytülmâl'dan bana maaş bağladı).

"Öldüğümde kendi öz servetimden 8 bin dirhem alın, Beytülmâl'a koyun" diye vasiyet etti.

Ebû Bekir'in vasiyeti gereği para Ömer'e getirilince:

“Allah, Ebû Bekir'e rahmet etsin, kendinden sonrakileri çok zor durumda bıraktı!' dedi."

Padişah tebdili kıyafet gezerken balık tutmaya çalışan bir garip görür. Haline acır. Ona yaklaşarak;

"Oltanı at, ne çıkarırsan ağırlığınca altın vereceğim" der.

Garip sevinçle oltasını atar. Lakin çıka çıka küçük bir kemik parçası çıkar. Üzülür.

Tartıya vururlar.

Lakin terazinin diğer gözüne altın koydukça terazinin kemik olan gözü yerinden kıpırdamaz.

Sebebini alimlere sorduklarında şöyle bir cevap alırlar

“Sultanım bu bir göz kemiğidir. Doymayı bilmez. Terazinin diğer kefesine bir avuç toprak atın"

Gerçekten de bir avuç toprak atınca kemik olan terazinin diğer kefesi havaya kalkar.

Şimdi etrafımıza bakıyoruz.

Devletten iki maaş, üç maaş hatta 4-5 maaş alan insanları gördükçe insan hayrete düşüyor.

Bunlar Müslüman değil mi?

Diğer insanların haklarını yemiyorlar mı?

Bu doyumsuz insanlar için eskiler şöyle der ;

Gözünü Toprak Doyursun!.."


Bu ilenme nice Sultanı korkutmuş.

Dünyaya hükümran Kanuni Sultan Süleyman'ı da korkutmuş.
"Ben ölünce bir elimi tabutun dışında bırakın ki, halk görsün, padişah olan Süleyman bile bu dünyadan eli boş gitmiştir" vasiyetini yaptırmıştır.

Gözü gönlü bol olan insanlar olmak lazım.

Dünya malı oyalayıcıdır ve insanı aldatıcıdır.

Mal, elden ele nakledilen bir hırstır.

Onun güzelliğine kanmamak lazım. Yunus ne diyor ;

Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi

Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.."

Gelin bu hırstan kurtulalım. Çocuklarımızı emin kılalım. Hz Ali (RA)’a kulak verelim:

Çok kimseler, varisleri kavga etsinler diye mal toplamaya çalışırlar.."  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.