Behlül Dânâ Hazretleri bir gün Halife Harun Reşid’e :
–  Ey Harun Reşid! Yer içinde, yer üzerinde ve göklerde çok olan nedir ? diye sordu.
Harun Reşid:
– Bunu bilmeyecek ne var; yer içinde ölüler, yer üzerinde hayvanlar ve bitkiler, gökte ise meleklerdir..dedi.
Behlül Hazretleri:
– Değil ! buyurdu.
Halife:
– ​Nedir ? diye sorunca Behlül Dânâ:
– Ey Halife ! Yer içinde çok olan ölülerin pişmanlıkları, yer üzerinde insanların hırs ve tamahı, gökte ise adil hükümdarların sevaplarıdır.. dedi.
Bu sözler üzerine Harun Reşid ağlamaya başladı..
 
Hz. Enes (RA)dan rivayet edilen bir hadisi şerifte “Ademoğlu, ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir. Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs”
Adiyat suresi ayet 8 de  “Hiç şüphesiz o (insan) mal sevgisi sebebiyle çok katıdır” buyuruluyor.
Yine bir başka ayette Fecr suresi ayet 20 de ;
 “Malı pek çok seviyorsunuz.” Buyuruluyor. 
İnsan ne kadar hırslı bir varlık..
 
İnsan ecelinin yaklaştığını hissedince mal ve hayata karşı olan sevgisini artırır.
Mal, mülk ve makam her zaman insanın şehevi arzularını tahrik eden bir güç olarak görülmüştür. Önceleri mübah olan lezzete alışarak faaliyet gösteren dimağ, daha sonraları lezzetin daha fazlasını istemeye başlıyor. Zamanla bu lezzetin tükeneceğini ve bundan mahrum kalacağını düşünerek helal kazançtan uzaklaşarak şüpheli kazançlara tevessül etmeye başlamaktadır. Ve Allah Teala’nın
“Malı istediğime veririm. İlmi de isteyene veririm”
mealindeki buyrukları nefisler tarafından göz ardına atılır hale gelmektedir.
 
Malı eline geçiren mevkiyi eline geçirmeye çalışmakta.
Mevkiye sahip olan malı ele geçirmenin hesabını yapmaktadır.
Bütün bunları gerçekleştirirken bunları din adına, yardım adına, insanlık adına yaptığını beyan ederek mal ve makam hırsının dine açtığı yaraların hesabı dikkate alınmamaktadır.
 
Hayatın sonu, bitmekte olan uyku gibi tatlanırsa, insanın tamahkarlığını artıracaktır.
Ve halk arasında dile gelen “gözünü toprak doyursun” özdeyişi tamahkarlığın zirveye ulaştığının da göstergesi haline gelmiş demektir. Bu azgınlığın önüne geçmek için şüphesiz Yaratıcı’ nın yardım ve takviyesine sığınılması gerekir. Yaptıklarından pişmanlık duyup tevbeye yönelinmesi ile nefsi tamahtan korumuş olacaktır.
 
“Nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar sadete eren kimselerdir.”
(Haşr suresi ayet  9)
 
Yeryüzünün  gönül sultanı Mevlana hazretleri ;
Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı
diyerek bizlerin kanaat sahibi olmasını teşvik ediyor. Hırsa kapılmakla çok şey elde edemeyeceğimize işaret ediyor.
İnsanların çok az şeylerle yetineceğini  H.Longtellew bakın nasıl izah ediyor.
İnsanlar büyük hırslar gütmeseler küçük şeylerle pekala mutlu olurlar
Gönlü geniş tevazu sahibi insan olmak mutlu olmak için yeterli bir nedendir.
 
Gönlü zengin olmayan insan ne kadar zengin olursa olsun fakirdir.
Maddi beklentilerin esiri olmamak için insanın gönlü âli tutması gerekir.
Ebû Hüreyre ( r.a.)’dan rivayetle Peygamberimiz (s.a.v.)  şöyle buyurmuştur:
 “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.”
 
Gözü doymak bilmez insan oğlunun
Verseler dünyayı verseler marsı
İstedikçe ister dünya malından
Kabarıp durdukça içinde hırsı.

(Dermanî)
 
 
 
 
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fazlı macit 7 yıl önce

Makam, mevki şöhret birde mal hırsından Allaha sığınırım.Allah namerde muhtaç eylemesin. sağol Ali hocam