Boşluk, ana maddedeki undur. Hava, su ile hamur yapılır, şekil olur. Karanlık enerji diye tanımlanan itici ve değişken boşluk enerjisi var oluş ve değişkenliği ile süregelen bir durumdadır. Boşluğu bu şekilde hissettiğimizde hologram bir etkileşim içinde her şey sihirli ve mucize haline döner. Oluşumlar bizi şaşırtır. Biçimi olamayan bilinç,  engellenmediğinden, koşulsuz olarak sonsuzlaşır. Ve bizden geriye kalan öz, bilinç, hem var hem yok oluşla devinime katılır; HİÇLİK..

İnsanın kendini boşluk içinde ve bütünün parçası olarak hissetmesi, yargısız bakabilmenin son aşaması olarak bizi varoluşun düzenine ulaştırır; HİÇLİK !

Nesnelerde hava ve su en boş maddelerdir. Bu ikisi yaşam için şarttır ve dikkat edersek şekilsizdirler. Zamanda tek boşluk şimdidir, andır. Boşluk olmazsa gemi, uçak, atom, insan olamaz. Şekilde zaman, boşlukta zaman yoktur. Boşluğa dikkat ettiğimizde, dolu dediklerimizden daha dolu olduğunu kavrarız. Boşlukta tüm varoluşun KAYNAĞI, enerjisi var !

Derinleşmek ve yükselmek bu boyutta aynıdır. Dolulukta derinleşir, boşlukta yükseliriz. Ve makro da mikro da sonsuzdur. Önemli olan hangi yönü seçip yüzebilmemizdir !
Özün amaç ve amaçsızlığı, bizim bilgimiz içinde değildir. Ama bize uyan uyumlu ve içsel huzuru oluşturan davranışlarımız yolumuza ışık olur. İçten yanan insan, içine kapanamaz, yüzer, sebepsiz insandır, sebep var oluşun içindedir çünkü !


 Mevlana der ki ; “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen hiç ol… Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı, nasıl ki çömleği ayakta tutan dışındaki biçim değil,  içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiç’lik bilincidir.”
 
Bedenimizin içindeki boşluk evrendeki boşlukla orantılıdır. Onu bozan bizim duygusal bakışımız, düşünce kalıplarımızdır. Fiziksel olarak öfkeden elimizin ayağımızın boşalması olumsuz, sevişme ve sevgi anı deneyimlediğimiz boşluk olumludur. Boşluk yaratmak için dikkatin ya da bilincimizin biçimsiz kalması için bedenimizdeki boşluğa, doğaya, kendimizi unuttuğumuz uğraşıya kendimizi bırakmalıyız. Yalnız kendimiz için sevdiğimiz şeylerle uğraşmalıyız. Yani biraz bencillik, kişide faydalı bir enerji fazlalığı oluşturabilir. Sıra dışılık, şaşkınlık yaşamak da boşluk oluşturur.

Beklentisiz beklemek ! 
Bütün gece uğraştığımız sorunun, bilmecenin yanıtı uyanınca geliverir. Henüz uyanmamış olan zihin boş alanı doldurmamıştır. Boşluk, bomboş olmakla karıştırmamalı, her ne yapıyorsak dingin, sonsuz bir oluşuma dikkatimizi, kendimizi vermek, kendimizi yok ederek var etme anlamındadır..
 
“Sonsuzlukta hepimiz bir bütünüz ve bu bütünlüğe uyum bize düşüncelerimizin gerçekleşmesini sağlar. Akıl gerekmez, uyum her şeye yeterlidir.” Chuang Tsu
 
GEÇMEYEN,
NE BİR SEVİNÇ NE DE BİR ÜZÜNTÜ VAR.
GEÇMEYEN,
MİNİK BİR HAKİKATTE, EN BÜYÜK ZENGİNLİK VAR.
DEM BU DEM, AN BU AN!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
homeopati 6 yıl önce

bunu nasıl bir bağlantı ile yazdıysanız eminim siz de anlamadınız, olsun, kolektif bilince güzel bir armağan olmuş