Günümüz insanları olarak karmaşık ekonomik sorunlarla baş etmeyi, çok karmaşık bilgisayar programlarını kullanmayı, binlerce bağlantısı olan elektronik cihazları veya çok lüks ve karmaşık araçları tamir etmeyi, her gün hükümet kurup hükümet yıkmayı (!), tüm devlet problemlerini halletmeyi (!) biliyoruz.

Ama, beslenme sağlığımızı nasıl etkiler? Cildimizdeki basit değişiklikler neyi ifade ediyor? Günde kaç kez tuvalete çıkmamız gerekiyor? İdrarımızın rengi nasıl olmalı? Bağırsaklarımızdaki enfeksiyon kalp çarpıntısı yapar mı? Sindirim sisteminde oluşan gaz baş ağrısına neden olur mu? Veya kabızlık sağlığımızı bozar mı gibi çok basit soruların cevabını verecek durumda değiliz.

Çünkü “öğretilmiş çaresizliğimiz” sonucu hastalıklar ve sağlık hakkında hiçbir bilgimiz yok ve bugünkü sağlık anlayışına göre “bu çok basit soruların cevabını bile, sadece tıp eğitimi almış doktorların vermesi gerekir”.

Yanlış anlaşılmak istemem. Burada hasta olmuş insanların doktorlara başvurmadan, kendi kendilerine teşhis koyup kendilerini tedavi etmelerini savunmuyorum. Sadece “birazcık emek verip çaba göstermeleri halinde” her insanın kendi sağlığını koruyabilmesi için gerekli ve doğru bilgilere sahip olabileceğini ve bu bilgileri uygulaması halinde “kolay kolay hasta olmayacağınıçok basit şikayetler nedeniyle doktorları rahatsız etmeden sağlıklı kalabileceklerini iddia ediyorum”.

Hastanelere, doktorlara, yardımcı elemanlara, modern tıbbi cihazlara her zaman ihtiyaç vardır ve var olmaya da devam edecektir. Hastalıkların teşhisinde, kazalarda, acil durumlarda veya cerrahi müdahalelerde doktorlar ve gerekli ekipmanlar olmadan asla yapamayız.

Ancak “doktorları hayatımız boyunca tüm sağlık problemlerimizin takipçisi, hastalıklarımızın tek iyileştiricisi,” ikide bir hasta yakınları tarafından saldırıya uğradıkları için, devlet koruması altında çalışmak zorunda kalan, sıradan bir meslek erbabı gibi değilde, insanlara “bilgece tavsiyelerde bulunabilecek çok değerli, az bulunan saygın kişiler” olarak görmemiz gerekmez mi?

Bana göre sağlık durumunuz veya kilonuz ne olursa olsun, bir an önce yapmanız gereken şey; sağlık sorunlarınızın tamamını sadece doktorların çözeceği düşüncesinden vaz geçerek, “sağlığınız için kendi başınıza da bir şeyler yapabileceğinize inanın.” Tüm insanlık olarak, kendimizi hasta edebilecek ya da iyileştirecek kadar güçlü olduğumuzu unutmadan, vücudumuzun verdiği tepkilerden ve ortaya çıkan sonuçlardan (semptomlardan) ders almayı öğrenerek, beslenme alışkanlıklarınızı, yaşam tarzınızı düşünce yapınızı değiştirip, kendinizi hastalıklardan uzak tutmak ya da iyileştirmek için mücadeleye başlamanızdır.

Bizim bilinçli olarak hiçbir müdahalemiz olmadığı halde, muazzam bir düzen içerisinde görevini yerine getiren, akıl almaz derecede karmaşık hücrelerin, organların, sistemlerin ve dokuların başıboş çalışmadığını bilerek, küçük – büyük demeden her türlü şikayetiniz için hastanelere gidip, “yaradılışımız gereği yüklenen fabrika ayarlarımızla sık sık oynatmayın?..

Hastalıklar karşısında kendinizi asla çaresiz ve umutsuz görmeyin. Mükemmel bir yaratık olduğumuzu, insan vücudunun kendini tamir ve yenileme kabiliyetinin adeta sınırsız olduğunu, saniyede on milyon hücremizin yenilendiğini ve Allah’ın bedenimizi yaratıp, “kesinlikle başıboş bırakmadığını” bilin.

Cuma gününün sağlık bilincimizin artırılmasına vesile olabilmesi dileğiyle…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.