TBMM Vekilleri her ne kadar aylık ücretlerini, dahası hediye primlerini/ikramiyelerini alacak olsalar dahi, görevleri sonlanmış durumda.. Bu halde "maniesto"  24 haziran sonrası TBMM'nin (600) vekili için hazırlandı diyebilirim;

Öncelikle yıllardır ısrarla sürdürdüğüm iddiamı yineliyorum;
"tarım" ve "hayvancılık" olmadan "sanayi" olamaz..

Bu gün sadece "hayvancılık" konusunu ele alalım;

Öncelikle içinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayında "et" fiyatlarının yüksekliği, alım gücünün yetersizliği ile birleşince "kasap"a uğrayamayan ailelerin hemen her gün artmakta oluşu insanın yüreğini acıtıyor diyerek söze başlıyorum..

Peki;
"et" fiyatlarının aşağıya çekilmesi/düşürülebilmesi için ne yapılmalı ?

Hemen cevaplıyorum :
"süt üreticisi" desteklenmeli..
"süt üreticisi" desteklenirse "fabrika" kapanmaz..
Nasıl yani ? diyecek olursanız :
Kısaca şöyle söyleyebilirim ki "süt"ün fabrikası olan İNEKler kesime gitmez..
"süt"çü elde ettiği ürünü "çiğ süt"ünden "para" kazanabilir hale gelir.. Zaten kazanamıyorsa da, çok açık ve net söyleyebilirim ki ; "fabrika" kapatılır..
.
Tekraren söylüyorum;
"süt" para etmezse, "çiğ süt"ten elde edilen katma değerli ürünlerin de üretimi yapılamaz; "peynir", "yoğurt", "tereyağı" vb.
Üretici de fabrikayı kapatır..
O halde formül/yapılması gereken;

"süt" üreticisi daha fazla desteklenmeli..
Ancak; hakiki "üretici".. "belgeli" kontrollü olarak.. "sahici üretici"..
"süt" üreticisi desteklenirse, gerçekten de para kazanırsa, (köylü/çiftçi/üretici) mesleğin tüm zorluklarına katlanacak köyünü terk etmeyecek, şehirlere göç etmeyecek..
Dahası; şehirlerden köylerine tersine göç başlayacak..
*****
Şimdi bir başka önerim de buzağı ölümlerine mutlak çareler üretilmeli !
Nasıl yani ?.. diyecek olursanız;
Öncelikle ülkemizde yıllık 450 bin adet "buzağı" ölümü olduğu raporlarla belgelenmiş durumda.. Bu sayı gerçekten fazla..
ÖNERİ :
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün yaptığı gibi "inek"ler için dayanıklı Türk ırkının oluşturulması..
Bunu niçin yapmalıyız ?
Uygulanmasını istediğim, yöntemle "buzağı" ölümlerine son verilecek, ya da en az sayıya düşürülecek..
"Dayanıklı Türk ırkı inek"lerin, mevcut "çıtkırıldım honştayn" ineklerinin yerini almasını sağlanmalı..
Türkiye'nin her bir tarafında var olan "çıtkırıldım" honştayn inekleri "süt" verimliliği konusunda gerçektende istenilen düzeyde ise de;
çok çabuk hastalanabiliyorlar, doğum sonrası yavrularına da yeterince sahip çıkamıyorlar..

Siyah-beyaz ırktan,
dayanıklı/güçlü ırk değişikliğine geçilmeli..
*****
İthal et için ödenen dövizin ne kadar olduğu hakkında fikir sahibi olanlar var mı ?
Hemen söylüyorum; yaklaşık 5 milyar türk lirası karşılığı..
O halde yapılması gereken sadece "süt" üreticisinin desteklenmesi..
İnanıyorum ki kesin çözüme ulaşılacaktır..
*****
"Süt"ün merkezi "inek".. Yani "fabrikası"da diyebiliriz..

Fabrikaları kapatmamamız/kesimhaneye göndermememiz gerekiyor..
"Düve" kesimi ise kesinlikle önlenmeli...Pazara/kesime gönderilmemeli..
Böylece "kırmızı et" sorunu büyük ölçüde çözümlenir..
*****
"Kuzu"da karkas etin fiyatının kasaplara maliyetinin 40- TL. nın üzerinde olduğu bilinmekte..
Bu rakamın da çok fazla olduğu gerçeğiyle;
"Koyun", "keçi" yetiştiriciliğine de yönelinmeli.. "Kuzu", "oğlak" ölümlerinin de fazlalığı için çözümler üretilmeli..
Bu konuda yapılması gereken ilk çalışma da şöyle olmalı :
"Mera"lar üreticilere açılmalı ve gerekli güvenlik önlemleri alınmalı..
*****
Hele bir (600) vekil TBMM'de yerini alsın bakalım;
*****
Sevgiyle kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.