TBMM’de grubu bulunan Siyasi Partilerden, yılın son ‘Yerel Seçim Hazırlık Kampı’nı AKP yaptı.

Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki kamptan çıkan sonuçlardan en çok, kamuoyunu yakından ilgilendiren şu üçü dikkat çekti: ABD’li McKinsey şirketinden danışmanlık hizmeti alınmayacak, MHP’nin af teklifi desteklenmeyecek, yerel seçimde MHP ile gönül birliğine evet ama ittifak yok.

***

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, gerçekçi bir ekonomi programı oluşturduklarını belirterek Yeni Ekonomik Program (YEP) bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdiklerini açıklamıştı.

Bu açıklama, AKP ve MHP tabanı da dahil, birçok çevrede tepkiyle karşılandı. Yapılan eleştirilerin en serti ise, AKP’lilerin önemsediği İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak’tan geldi:

''Ya ben kendimi inkar edeceğim ve AK Partililere şirin gözükeceğim ya da susmayacağım. Bu iktidara hep destek oldum ama yanlışa karşı çıkarım. McKinsey'in FETÖ'den farkı yoktur. ENRON'a danışmanlık yapan bir kirli şirketi Türkiye'ye sokamazsınız. Bunu yapamazsınız. Sokarsanız cehennemin dibine kadar yolunuz var… Bunlar ne savunma sanayinizi bırakırlar ne tarımınızı. IMF gelse bunlardan daha kötü olmaz… Bunlar Rorschild'lerin truva atı. Büyük bir komplo ile karşı karşıyayız. Ben McKinsey'e karşı çıkarken Tayyip Erdoğan'ı savunuyorum. Bu böyle devam edemez. Yanlış atamalar var. Bu atamalar da komplonun bir parçası. Türkiye'yi Birleşik Arap Emirlikleri'ne ve Suudi Arabistan'a benzetecekler. Erdoğan'ın da buna izin vermeyeceğine inanıyorum. Bu kafayla giderlerse teğet meğet gitmeyecek. Türk ekonomisi batacak.”

Bu sözleri bir televizyon programında söyleyen Dilipak’ın, köşe yazısında da Erdoğan’a bir başka şikayeti vardı:

“Bazı AK Partili belediyelerde, bazı bakanlıklarda, kamu kuruluşlarında birilerinin adamı olmadığı, olanlara göz yummadığı için baskıya uğrayan, tehdit edilen, taciz edilen bir sürü eleman var. İftira ediyorlar. Tecrit uyguluyorlar.

Hiçbir iş verilmeden bankamatik memuruna dönüştürülen personeller var. Kimi bakanla, kimi başkanla tanış diye kendini konumlandırıyor. Kiminin arkasında milletvekilleri var. Sırtını dayadıkları biri var işte. Birini orada istemiyorlarsa, ya da kendi cemaatlerinden birini getireceklerse, tıpkı FETÖ’cüler gibi sürekli soruşturma açarak caydırmaya, yıldırmaya çalışıyorlar. Sorumlusu olmadığı işlerden dolayı suçlanıyorlar, zimmet çıkartılıyor. Yargıya da gidemiyorlar. Niye, partiye zarar verirmiş.. Sendika da çaresiz, onlar da sorun çıkartmak istemiyor. Avukat kendi partisine karşı dava açmak istemiyor. CHP’li avukat mı tutsunlar. Bu tür haksızlıklara uğrayanlar artık MHP’li sendikalara gidiyorlar..”

***

Bu sorunlar Kızılcahamam’daki toplantıda bütün çıplaklığı ile konuşuldu mu bilemiyoruz. Ancak, hariçten gelen eleştiriler ve dahilden gelen sitemler üzerine Erdoğan’ın, Amerikalı Danışmanlık Şirketi konusunda frene bastığını, AKP kampındaki konuşmasından öğrendik ve rahatladık:

"Elbette her türlü yatırıma, her türlü desteğe, her türlü katkıya açığız. Yeter ki bunun bedelini bize, egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Ülkemizi kendi reçetelerimizle, kendi çözümlerimizle, kendi programlarımızla hedeflerimize ulaştıracağız. Bakan arkadaşların tamamına söyledim. 'Bu kuruluştan fikri danışmanlık hizmeti almayacaksınız. ‘Biz bize yeteriz' dedim. Ayrıca, Türkiye IMF defterini açmamak üzere kapatmıştır."

***

“MHP ile gönül birliğimiz sürecek, ancak partimiz her yerde Belediye Başkan adayı gösterecek” diyerek yerel seçimde ittifak yapılmayacağını belirten Erdoğan’ın, af teklifi konusunda da partnerine kötü mesajı vardı:

“Vicdana uymayan bir kanun atıl kalmaya mahkûmdur. Geçmişte çok aflar çıkarıldı. 'Bu affı çıkarır da bundan ne kadar siyasi rant elde ederiz'... Biz böyle düşünemeyiz. Cezaevlerini boşaltmak için af çıkartılmaz. Afta önceliğimiz vicdandır. Gündemimize gelen meseleleri vidan terazimizde tartmadan karar vermeyeceğiz.”

***

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, kamp’taki konuşmasında CHP’ye sert bir dille eleştirdi. Kızılcahamam ilçesinde katıldığı toplu açılış töreninde ise HDP’ye göz dağı verdi:

“Şunu da açık söylüyorum. Şimdi Mart seçimleri geliyor. Bu seçimlerde de bu tür teröre bulaşmış olanlar sandıktan çıkacak olurlarsa öyle bekleyelim, şu olsun bu olsun yok.. Anında gereğini yapıp kayyum tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz. Beklemek yok..”

***

Siyasi Partiler Mart ayında yapılacak Yerel Seçime hazırlanırken, 24 Haziran seçiminin sonuçlarına ilişkin tartışmalar da sürüyor.

24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimi kesin sonuçları üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapan Bilgisayar Mühendisleri Odası, ‘sahte oy’ ve ‘hileli sayım-döküm’ konusunda partileri uyardı.

Bilgisayar Mühendisleri Odası tarafından, seçim sonuçları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda şu konulara dikkat çekiliyor:

“Sandık sonuç tutanaklarındaki oy sayıları SEÇSİS’e girilirken veriler bir aday/partiden diğerine kaydırılarak bilgisayara girilmiştir. Sandıkların ‘sandık sonuç tutanakları’ ile ‘sayım döküm cetvelleri’ndeki oy sayıları birebir aynı olmak zorundadır; buna karşın bazı tutanak ve cetvellerdeki oy sayıları birbirlerinden farklıdır. Aynı seçim bölgesi (mahalle) içerisinde farklı sandıklara ait olmalarına karşın içerikleri birebir aynı olan sandık sonuç tutanaklarına rastlanmıştır.

Sandık Kurullarınca hatalı olarak düzenlenen tutanaklar SEÇSİS’e girilirken toplamların tutarlı olması için oy sayılarının ‘veri girişi yapanların inisiyatifinde’ düzeltildiği/değiştirildiği anlaşılmaktadır. Bazı sandıklarda, siyasi parti gözlemcilerine verilen sandık sonuç tutanakları ile SEÇSİS’e girilen tutanaklar arasında önemli farklılıklar olduğu gözlemlenmiştir.

Uygulanan veri analizi yöntemi ve yüksek eşik değerle 2000 kadar sandıkta hata olasılığı belirlenmiş; bu 2.000 sandık içerisinde yaklaşık 70.000 seçmene karşılık gelen 250 sandıkta yukarıda özetlenen sorunları içeren yanlışlar ve tutarsızlıklar saptanmıştır. Bu yanlışlar sonucunda yaklaşık 14.000 yuttaşın oyu, tercih ettiği siyasi parti ya da adaya yansımamış görünüyor. Çalışma, yeterince bilgi toplandığı düşüncesiyle 250 hatalı sandık ile sonuçlandırılmış ve saptanan hataların örnekleri belgeleriyle rapora yansıtılmıştır..”

Bilgisayar Mühendisler Odası Yönetim Kurulu’nun açıkladığı raporda YSK’ya bazı sorular yöneltilirken, Siyasi Partiler ve ilgili kuruluşların harekete geçmesi de isteniyor:

“Kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak kamuoyunu meslek alanımızla ilgili konularda aydınlatmak, meslek alanımızla ilgili uygulamalar kapsamında kamu kurumlarını uyarmak ve somut önerilerde bulunmak mesleki sorumluluğumuzun yanı sıra ana görevlerimizden biridir. Bu bağlamda seçimlerin adil, demokratik ve güvenli bir şekilde yürütülmesinden ve bu doğrultuda gereken önlemlerin alınmasından sorumlu olan YSK’ye soruyoruz:

Yurtiçi ve yurtdışı oylar da dahil olmak üzere tüm Türkiye ölçeğindeki sandık sonuçlarının ne kadarında bu gibi hatalar vardır?Kaç seçmenin oyu kayıtlara doğru yansımamıştır? Odamız tarafından yapılan tüm uyarılara ve önerilere karşın büyük çoğunluğu SEÇSİS’e veri girişi sırasında yapılan bu belirgin hataların önlenmesi için neden bir çalışma yapılmamıştır? Açıklanan kesin seçim sonuçları ne kadar kesindir? Odamızın SEÇSİS Çalışma Grubunca yayımlanan '24 Haziran 2018 Seçim Sonuçları Veri Analizi' raporunda belgeleriyle birlikte ortaya konan veri tutarsızlıklarının ve uygulama hatalarının başta YSK ve siyasi partiler olmak üzere tüm ilgili kuruluşlarca dikkatle değerlendirilmesi, gelecekteki seçimlerin güvenilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.”

---

İyi Haftalar.

remzidilan_48@hotmail.com

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.