Türkiye Büyük Millet Meclisi 27. Dönemin Üçüncü Yasama Yılı çalışmalarına başlayınca dikkatler, 5,8 büyüklüğündeki depremin yaşandığı İstanbul’dan Başkent’e çevrildi.

Tabii ki İstanbul depremi, bu depremin getirdikleri ve olası depremler unutulmayacak ancak, bu konudaki tartışmalar ağırlıklı olarak Ankara’ya taşındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclise hitabında ve Siyasi Parti liderlerinin Grup konuşmalarında önemli yer tutan deprem tartışmalarına, önümüzdeki günlerde başka konulardaki karar ve uygulamalar da eklenecek.

Bunlardan birisi, Yargı Strateji Belgesi çerçevesinde hazırlanan paketlerden ilki…39 maddeden oluşan ve TBMM Başkanlığı’na sunulan Yasa Teklifi 15 öngörüyor. Yasa Teklifiyle getirilmek istenen yenilikler satır başlarıyla şöyle:

- İstinaf mahkemelerinde kesinleşen ifade özgürlüğüne ilişkin kararlara karşı Yargıtay yolu açılacak…

Ceza yargılamasında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla ön ödeme, uzlaştırma ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi gibi kurumların kapsamını genişletilecek… Ayrıca, Cumhuriyet savcısı ile şüphelinin anlaşması ile duruşmasız yargılama adı altında 2 yeni usul getirilecek. (Avukat Celal Ülgen, bu sistemin Amerikan yargı sisteminde yer aldığını anımsatarak, belirlenen bazı suçlarda Savcının Hakim yerine geçerek ceza vermesi uygulaması getirilmek istendiğini, ilerde Türk Yargı Sisteminin Amerikalaştırılmasının amaçlandığını söylüyor.)

- Soruşturma evresi için azami bir tutukluluk süresi belirlenerek tutuklamanın bir cezalandırma aracı olması önlenecek, çocuklar bakımından da tutuklama süresini kısaltılacak.

- Suç işleyen çocuklar için Adli Görüşme Odaları (AGO) ve Çocuk İzleme Merkezleri (ÇİM) düzenlemesi yapılacak.

- Avukat, noter, hâkim ve savcı olabilmek için sınava girilecek.

- İstinaf mahkemeleriyle ilgili uygulamadan gelen talepleri dikkate alan düzenlemeler yapılacak.

- En az 15 yıl kıdemi olan avukatların yeşil pasaport alabilmesine imkânı getirilecek.

- OHAL döneminde pasaportları geri alınan kişilerin pasaportlarının belirli koşullarda iade edilmesi sağlanacak.

***

Yargı Strateji Belgesi’nin ilk paketi özetle bu düzenlemeleri getirirken, asıl beklenti ikinci pakette. Zira o paketin şartla salıverme ve ceza indirimi koşullarını yeniden düzenleyerek cezaevlerini kısmen boşaltmayı sağlayacağı söyleniyor.

Söz konusu ikinci paket hazırlanıyorken yükEmeğinize sağlık.. sek yargıdan bazı kesimleri sevindiren haberler gelmeye başladı bile…Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği FETÖ davalarıyla ilgili bazı kararlar kamuoyunda rahatlama yarattı. Yargıtay kararlarına göre, ‘Zaman Gazetesi ve Digitürk aboneliği veya aboneliğin iptali, Bank Asya’ya para yatırma-çekme gibi rutin işlemler, FETÖ eğitim kurumlarında öğrenci okutma ile (FETÖ’nün yanı sıra başka tarıkat-cemaatlere de bağışta bulunduğunAAu ispatlamak şartıyla) himmet adli suç sayılmayacak.

Bu suçlardan soruşturma geçiren yaklaşık 500 bin kişiden 400 bininin Yargıtay’ın bu kararından yararlanacağı belirtilirken, ‘iktidarın Yargı reformuyla, Yüksek Yargının da ilke kararlarıyla baskı döneminden çark etmeye başladığı’ yorumları yapılıyor.

***

Başkentin bir diğer meselesi ise Suriye…Geçen haftaki yazımda ‘Gözler New York’ta Suriye Odakta demiştim. Suriye hâlâ odakta, ancak gözler New York’ta asılı kaldı.

Olası Erdoğan–Trump görüşmesi aile fotoğrafı çektirmekten öteye gidemedi. (Erdoğan’ın, New York’a gittiği akşam Trump ile yaptığı telefon görüşmesinin resmi bir görüşme olmadığı, otelde kabul ettiği ABD Senatörü Lindsey GrahAAam’ın aracılık etmesi üzerine telefon görüşmesinin gerçekleştirildiği öne sürülüyor)

Bu nedenle Türkiye, Güvenli Bölge konusunu Milli Güvenlik Kurulu’nda masaya yatırarak kendi göbeğini kendi kesti. Ancak, MGK Bildirisinde, "Türkiye'nin, insani bir mesele olarak ele aldığı Suriyeli sığınmacıların evlerine bir an önce dönmelerini sağlayacak güvenli bölge projesinin hayata geçirilmesine ilişkin samimi gayretlerini daha ileri adımlarla güçlendireceği belirtilmiştir" denilerek ameliyatın ayrıntısı saklı tutuldu.

MGK toplantısında ‘Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi' de onaylanarak tehdit sıralaması güncelleştirildi.

MGK Kararındaki ‘Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygılı, yeni anayasa temelinde siyasi çözümden yana olduğu’ ifadeleri ise birkaç saat sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yankı buldu

Güvenlik Konsey’inde konuşan BM Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, ‘Suriye Anayasa Komitesi’nin 30 Ekim’de Cenevre’de çalışmaya başlamasıyla birlikte, iç savaş yüzünden uzun süredir acı çeken Suriyeliler için yeni bir umut ışığı doğduğunu söyledi.

Pedersen, ‘Suriye Anayasa Komitesi konusunda sağlanan uzlaşmayla birlikte ilk kez bir taraf karşı tarafı muhatap olarak kabul etti. İki taraf, aralarında sivil toplum örgütü üyelerinin de olduğu bir şekilde ülkelerinin geleceğini yüz yüze tartışmaya başlayacaklar” diye konuştu.

Bu arada, CHP’nin İstanbul’da düzenlediği, toplam 5 panelde 25 bildirinin sunulduğu ‘Uluslararası Suriye Konferansı’nın düzenlenmesi ve konferansta ‘ABD emperyalizmine karşı Ankara ile Şam yönetiminin diyalog kurması ve işbirliği yapması’ tezinin ağırlık kazanması olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.

***

Ankara’da önemli ulusal ve uluslararası konuların yanı sıra sağlık sorunları da bir başka gündem maddesi.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, üst solunum enfeksiyonu sebebiyle Başkent Hastanesi’nde tetkik yaptırıp evine dönmesi basında yer almıştı. Ancak Bahçeli’nin, daha sonra Bilkent Şehir Hastanesi’ne giderek kalbiyle ilgili daha ayrıntılı tetkikler yaptırdığı bilgisi sosyal medyada yayılmaya başladı.

İyi Parti lideri Meral Akşener ise bağırsak enfeksiyonu tedavisi için hastaneye yattı ve pazartesi günü taburcu oldu. Tabi, Ankara’da bağırsak enfeksiyonunun bu sıralar yaygın olması ‘şebeke suyundan mı kaynaklanıyor’ tartışmalarını beraberinde getirdi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bu konudaki raporları göstererek içme suyunda sorun bulunmadığını açıklarken, ‘Günün İncisi’ TRT’nin gayretkeşliğinden geldi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamalarda salgının su şebekesinden kaynaklanmadığını belirtiyor ve şöyle diyordu:

"Biz ishallerde her yıl bu vakitler sıklık artışı görürüz. Önceki akışlarda sebeplerini yazdım. Ama bazı ‘film’ adamlarının neden sık ekrana çıktığını anlayın diye yazıyorum. İshal ile ilişkili konuşmamı isteyen haber kanallarının bir ricası var, ‘sularla ilişkili olduğunu’ söylememi istiyorlar… Aslında bu teklifi açıkça yapan, yani ‘ishallerin sebebi sulardır’ dememi isteyen ana haber kanalının adını da yazıp sildim sonradan. Zira, bizim vergilerimizden beslenir, amir sözü dinlenir ve naapsak illa ki söyleyecek dolu yalanları vardır. ‘Amirimiz, hoca söylemeyecekse onu yayına almayın diyor’ diye bana aktarıyorlar…Hayır söylemeyeceğim çünkü ilişkisi yok. Yayına çıkıp ‘sular yüzünden ishal arttı’ diyeceklere buradan çok sözüm olacak.”

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.