Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Ocak 2018 Cumartesi günü Afrin'e yönelik başlattığı ‘Zeytin Dalı Harekatı’ sürüyor. 28 Ocak Pazar günü Afrin bölgesinin doğusundaki Azez'den de operasyon başlatan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait savaş uçakları, stratejik önemdeki Cabel Burseya Dağı'nda yuvalanan terör hedeflerini vurdu. Türk askeri ve ÖSO, dağın tamamını ele geçirdi. Cabel Burseya Dağı’nın teröristlerden arındırılmasının ardından yeni adresin, Kilis’i hedef alan saldırıların yapıldığı Bafelyun Tepesi olduğu belirtiliyor. Burseya Dağı ve Bafelyun Tepesi'nin ardından Afrin ile Azez arasında bulunan Marin, Kastel Cindo, Maranez, Minnag ve Tel Rıfat bölgeleri ile çevresindeki köylerin teröristlerden alınacağı da kaydediliyor. Bu arada,Genelkurmay Başkanlığı, ‘Burseya Dağı operasyonunda 20 hedefin imha edildiğini, 73 teröristin öldürüldüğünü, böylece, Zeytin Dalı Harekatının başlangıcından bu yana etkisiz hale getirilen terörist sayısının 557’ye ulaştığını’ açıkladı. Pazar günü itibarıyla durum bu olmakla birlikte, PKK/PYD’den temizlenen bölgeler ile insani kayıplara ilişkin bilgiler her geçen gün değişiyor.

Türk milletinin büyük bölümünün desteğini arkasına alan Mehmetçik terör örgütüne darbe üstüne darbe indirirken, güney sınırımızın geleceğine ilişkin tartışmalarda ise siyasetçiler ve uzmanlar, açıklamalarıyla birbirini bombalıyor.

Afrin Harekatının seyrini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde değil de AKP Kongrelerinde açıkladığı için eleştirilen Erdoğan’ın söylemleri çok sert... Harekatla ilgili kim bir şey söylese parti kongrelerinde veya meydanlarda yuhalatılıyor. Ne profesörlüğü, ne doktorluğu ne de mühendisliği, kalıyor yuhalananların.. Irak’ta 70 günü aşkın süre, maiyetindeki personel ve aileleriyle birlikte IŞİD tarafından esir tutulan konsolos olan, CHP Ardahan Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’ı, açıklamalarından ötürü küçümsüyor, ‘terbiyesiz’ diyerek ezip geçiyor.

***

Erdoğan ile Davos Ekonomik Forumu’nda şov yapan Trump arasındaki telefon görüşmesinin içeriğine ilişkin yapılan çelişkili açıklamaları ise, ABD’de her kafadan çıkan farklı sesler izliyor. Nitekim, ünlü TIME Dergisi de, son sayısının kapağında ‘ABD’nın dış politikada yalnızlaştığını’ yazarak Trump’un zikzaklarına dikkat çekiyor.

Hafta başında Rusya’nın sahil kenti ‘Soçi’ de yapılan ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ ile Zeytin Dalı Harekatı’nın 11’inci gününde nihayet Meclisin resmen bilgilendirilmesi, Suriye sorunun çözümü konusunda bu haftanın iki olumlu faaliyetini oluşturuyor.

***

İçerde de, dışarıda da Suriye sorununun çözümünde Esad yönetimiyle işbirliği yapılmasının zorunluluğuna işaret ediliyor.

İçerde bu işin öncüsü, Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine hafta sonundaki Vatan Partisi Olağanüstü Kurultay’ında karar verilen Genel Başkan Doğu Perincek.

Uzmanlardan ise, bölgedeki gelişmeleri çok iyi okuyabilen araştırmacı gazeteci Hüsnü Mahalli en önde. Mahalli şöyle diyor twitter hesabındaki yorumunda:

"ABD destekli YPG ve müttefiği Demokratik Suriye Güçlerinin militan sayısı 80-90 bin. Hem de Amerika’nın en ağır silahlarıyla. Dahası da var… YPG, Demokratik Suriye Güçleri, Nusra ve müttefikleri, ÖSO ve müttefiklerinin tümü Suriye devletine karşı savaşıyor. Sonrası malum. Hepsi ABD dostu olur… Türkiye ?... Aslında risklerin tümü önlenebilir: Tek yolu var. Suriye devletine yardım etmek. Geç kalınırsa sonsuz felaketler pusuda! Merak ediyorum: Afrin neden bu kadar konuşuluyor! Risk Afrin’de değil. Risk, Suriye-Türkiye sınırının 500 kilometresini kontrol eden ABD’dir. Tam da İncirlik üssünün karşısında. Küçük kasaba olan Afrin’de ABD yok… Amerikalıların Suriyeli Kürtleri sahipleneceğini düşünen dostlar, bu denli saf olmayın. ABD Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nden bu yana İran, Irak ve Türkiye Kürt’lerine hep ihanet etti. Son örnek Barzani olayı. ABD kullanır atar. 6 yıldır söylüyorum: ‘Oyun çok ama çok büyük. Suriye’den sonra hedef Türkiye’... 3-5 aylık dönem bölgenin 100 yıllık kaderini belirleyecek. Hata yapanın işi biter… Olup bitenlere karşı Putin asla sessiz kalmaz. Uygun zamanı kolluyordur. Yakında herkes görecek.."

***

O bir duayen gazeteci… Geçmişte Turgut Özal’ın, günümüzde de Erdoğan’ın yakın dostu, 1970’li yıllarda ise sol görüşlü gençlerin idolü Mehmet Barlas… Sabah Gazetesi Başyazarı Barlas, İran'daki olaylara Amerika'nın ve Trump'ın yaklaşımlarını eleştiren bir yazısında şöyle diyordu:

"İran halkının mutsuzluğunu yine bu halk değerlendirecektir. Eğer rejim sağlam değilse, halka rağmen ayakta kalamaz. Ancak buna asla ABD karar veremez. BU VESİLEYLE BİZİM AYNI HATAYI SURİYE’DE ‘MUHALİF GRUPLAR' DİYE TERÖR ÖRGÜTLERİNE VERDİĞİMİZ DESTEKLE VE ESAD REJİMİNİ BİZİM BİR İÇ SORUNUMUZ GİBİ GÖREREK YAPTIĞIMIZI UNUTMAYALIM…”

Mehmet Barlas’ın büyük harfle yazarak dikkat çekmek istediğim bu ifadeleri yandaş yazarları kızdırırken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefetten destek gördü. Söz konusu ifadeleri değerlendiren gazeteci yazar Can Ataklı, “Kimileri; 'Barlas kokuyu alır, iktidarın gideceğini anlamıştır' diyor, kimileri 'Suriye politikasında radikal dönüş olacak bunun habercis' yorumları yapıyor. Bana göre bu yazının ardında hiçbir şey yok. Bu tamamen özensizlikten kaynaklanmıştır” diye yazdı.

Mehmet Barlas’ın, ifadelerine açıklık getirmek için yazdığı diğer yazıda, eski Başbakan Davutoğlu' nu suçlamasına da yanıt gecikmedi. Ahmet Davutoğlu’nun ofisinden yapılan açıklamada “devri sabık yaratma gayretinin Türk dış politikasına zarar verdiği” vurgulandı.

İyi Haftalar

--

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.