15 Temmuz darbesi sonrası ülke genelinde 26 ilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait 32 hastane ile bir rehabilitasyon ve bakım merkezi başkanlıkları Sağlık Bakanlığı’na bağlandı.

Sağlık Bakanlığı söz konusu devir hakkında şu açıklamayı yaptı: "Askeri birlik ya da kıtalardaki stratejik ve kritik sağlık hizmetleri yine silahlı kuvvetler sağlık personelince verilmeye devam edecektir. Hizmetlerin sona erdirilmesi ya da aksatılması söz konusu olmayacaktır. Hizmetler güçlendirilmiş şekilde verilmeye devam edecektir. Bu bağlanma öncesinde de askeri hastanelerimizle sivil hastanelerimiz birçok iş birliği gerçekleştirmiştir. Uygulama ülkenin daha güçlü bir ordu ve sağlık hizmetine kavuşmasına imkân tanıyacaktır. Bakanlığımıza bağlanan askeri hastaneler, FETÖ davası sebebiyle devir alınan hastaneler ile karıştırılmamalı ve bir tutulmamalıdır. Tüm askeri sağlık kuruluşları, bugün saat 17.00'de ülke genelinde eş zamanlı olarak Sağlık Bakanlığına bağlanmıştır."

Gülhane Seririyat Hastanesi’nin Kuruluşu

18 Mayıs 1898’de Berlin’de Osmanlı Devleti Büyükelçiliği’nde yapılan anlaşma sonrasında Dr. Rieder, Mekâtib-i Tıbbiye-i Şahane Müfettişi ve Seririyat-ı Dahiliye ve Hariciye Muallimi, Dr. Deycke de onun yardımcısı olarak, 5 Haziran 1898 tarihinde İstanbul’daki görevine başlamıştır. Dört ay süren yoğun bir çalışma sonucunda inşa edilen yeni hastane “Gülhane Seririyat Hastanesi” adı ile Padişah II. Abdülhamit’in doğum günü olan 30 Aralık 1898 tarihinde törenle açılmıştır.

Prof. Dr. Tümg. Robert Rieder (1898-1904) ve Prof. Dr. Tuğg. George Deycke (1904-1907)’nin müdürlük görevlerinden sonra bu görevi üstlenen Prof. Dr. Tuğg. Julius Weiting (1907-1914) döneminde, Gülhane’deki Askeri hekimlik eğitimleri artırılmış, “Gülhane Seririyat Hastanesi” ismi değiştirilerek “Gülhane Tatbikat-ı Askeriye Tatbikat Mektebi ve Seririyatı” olmuştur. Gülhane Seririyat Hastanesindeki modern eğitim ve öğretim nedeniyle, burada yetişen asker hekimler Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında ordu içinde başarılı görevler yapmışlardır.

Birinci Dünya savaşı (1914-1918) yıllarında, Gülhane bir harp hastanesi olarak görev yapmaya başlamış, özellikle Çanakkale’den getirilen ağır hastaların bakımına tahsis edilmiştir. Gülhane hocaları cephelere ve kıtalara dağılmıştır.

1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Gülhane’ye ait “Gülhane Tababet-i Askeriye Tatbikat Mektep ve Seririyatı Talimatnamesi” adı ile bir talimatname hazırlamıştır. Bu talimatnamede: Gülhane; Genel askeri tababetin uygulandığı bir klinik (seririyat), askeri tababetin geliştirilmesi için bir okul, bilimsel incelemeler ve yayınlar için bir tıp akademisi (Askeri Tıp Encümen-i Alisi) olarak, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı, Tugay seviyesinde, Sağlık Dairesince seçilen bir asker tabip Müdür-Baştabip yönetiminde bir kurum olarak tanımlanmıştır.

Gülhane’nin Ankara’ya Taşınması

Türkiye’nin II. Dünya Savaşına girme ihtimali üzerine, askeri okulların ve Gülhane’nin İstanbul’dan Ankara’ya taşınmasına karar verilmiş, bu kararda Başkent Ankara’da güçlü bir tıp merkezinin olmamasının da rolü olmuştur. 21 Temmuz 1941’de, İstanbul’dan 28 vagonluk bir katara sığdırılan tüm eşya ve personel, Sirkeci’den Ankara’ya Cebeci Merkez Hastanesi’ne nakledilmiştir.

Gülhane 1947’de “Gülhane Askeri Tıp Akademisi” adını almış, 1953 yılından 1971 yılına kadar Bahçelievler'deki şimdiki K.K.K.’lığı binasının bir bölümünde ve Harp Okulu’nun yanında bulunan o zamanki Mevki Hastanesi’nde hizmetine devam etmiştir.

1960’lara gelindiğinde GATA bulunduğu binaya sığmaz hale gelmiştir. Türkiye’de tıp biliminin ilerlemesine ve Türk halkının sağlığına yaptığı hizmetleri göz önünde bulundurarak, 1961’de iki kanun çıkartılmıştır. 5 Ocak 1961 tarih ve 230 sayılı kanunla Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Üniversiteler Kanununa bağlanmış, aynı tarih ve 231 sayılı kanun ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne yeni ve modern bir bina yapılması için bütçeden 30 milyon TL ayrılmıştır.

Modern hastane işletmeciliğine göre Gülhane’nin teşkilat ve kadrosunun yapılanması da yeni binanın yapımı kadar önemli kabul edilmiş ve yurtdışı örnekleri de incelenerek yeniden oluşturulmuştur. 1961’de temeli atılan yeni akademi binası, 1971 yılında bitirilmiş, Gülhane Etlik’te yapılan bu yeni binasına Ekim 1971’de taşınmıştır.

30 Temmuz 2016 tarihinden itibaren GATA kararname ile Sağlık Bakanlığına devredildi ve adı Gülhane Eğitimžve Araştırma Hastanesi olarak değiştirildi. Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1150 yatak kapasitesine sahiptir. Bunların 49 tanesi tescili yoğun bakım ünitesi yatağıdır. Yeni açılacak yeni doğan yoğun bakımı ve palyatif bakım servisleri de dahil olmak üzere bu sayının 100’ün üzerine çıkarılması planlanmaktadır.

Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi

OHAL kapsamında çıkartılan kanun hükmündeki kararname ile askeri hastaneler bakanlık bünyesine devredilirken isimleri de değiştirildi. Tarihi 1840’lı yıllara dayanan Türkiye’nin en eski hastanelerinden Haydarpaşa Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin adı, “Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak değiştirildi.

Bilindiği gibi, GATA Haydarpaşa köklü geçmişi ile önemli bir hastane. Önceden asker ve asker yakınlarına ağırlıkta hizmet veriliyordu. Sivil kontenjan yüzde 5 dolaylarındaydı. Sağlık Bakanlığı’na devri sağlanan askeri hastaneler artık poliklinik hizmeti sunacak. Söz konusu düzenleme ile askeri hastanelerdeki askeri sağlık personeli ve memurlar hastane bünyesinde kalırken, diğer askeri personel ayrıldı. Devrinin ardından poliklinik hizmetlerinin başlatıldığı hastanelerin acil kısmı henüz beklenen seviyede değil. Anadolu Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliğinden o günlerde yapılan açıklamada bugüne kadar buralarda sunulan kaliteli hizmetin daha da artırılacağı belirtildi.

Kurumların günahı olamaz. Kurumların içindeki yöneticilerin günahı vardır. Kurumları kapatmak dönüştürmek yerine Kurumların içerisindeki ayrık otlarının temizlenmesi gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.