Herşeyden önce hayat bizler için en büyük fırsattır.. Onu yakaladıktan sonra huzur, sağlık, mutluluk ve refah da artı çabaları getirecektir peşinden.. Hayatta olmak ve hayatın bize sunduğu fırsatları farketmek, onları iyi değerlendirmek gerekir.

Fırsat; biz onu beklerken, çoğu zaman önümüzden geçip gidendir.. Yakalandığı ve değerlendirildiği sürece anlam kazanacak ve bir avantaja dönüşecektir.
 
Çoğu insan dezavantajları da fırsata çevirirler. O da bambaşka bir meziyet olsa gerek.. Değerlendirdiğimiz fırsatlar kimseye zarar vermeden ve hatta bize ve beraberinde birçok kişiye fayda sağlayacaksa, değerlendirilmesi çok daha hoş olacaktır. Uygun ve elverişli durum olduğunda değerlendirilen fırsat muteber olandır. Bir anlamda hayata dair bugüne kadar olan yaşanmışlıklar ve yarına dair yaşanılacakların insanla buluşması anıdır “fırsat".. Kişilerin zararına olansa, değerlendirilen zamanda kötü niyetli ve “fırsatçı”  pozisyonunda bulunulandır.

Elimize geçen fırsatın beklentilerimize, planlarımıza, statümüze, prensiplerimize hitap etmesi de önemli.. Yine insanın karşısına çıkan fırsatlar; yetişmekte iken farklı, ergen iken farklı, yetişkinken ve orta yaş üstü dönemlerde ise daha farklı olacaktır. Fırsatlar, biraz da insanların maddi ve manevi gereksinimleri ile ilgili şekilde; bazen sosyal olgulardan bazen de iç dünyasından doğan şartlara göre de değişkenlik arz edecektir. 
 
Fırsat her zaman insanın ayağına gelmez, bazen de bizler fırsat oluşturmalıyız.
Örneğin, konumumuz nedir, beklentilerimiz nedir, hangi konuda ne yapmak istiyoruz. Kısacası isteklerimizi belirledikten sonra, uygun fırsatlara dikkat kesilip o anı değerlendirmek.
Sağlığımız, imkanlarımız, sahip olduğumuz  nesneler, meşguliyetlerimiz, hayatın bize sunduğu fırsatların ürünüdür.. Hangi konuda beklentilerimiz her ne ise, umarım onların fırsatlarıyla karşılaşırız hayatımız boyunca.. Ancak tabii ki çok geç olmadan..
 
İşte tam da "çok geç olmadan" derken; geç kalındığında kaçırılan fırsatlar yönünden düşünürsek, bunun sonuçlarında tek bir şey söz konusudur ki;  o da hayatımızdaki “keşke”leri çoğaltmış olmaktır; pişmanlıktır ve duygusal anlamda eziklik yaşamaktır. Bakın ne söylemiş Brezilyalı yazar Paulo Coelho;
“insan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlar da insanın gelmesini.. Fırsatlar bekler, insanlar bekler.. kazanan da hep mazeret olur..”         

Fırsatların çoğu zamana endekslidir..
Geç kalan fırsatlar ise "kaçan trenin dumanları" misali fayda sağlamayacaktır.    
 
Tüm bu yazdıklarımın tek başına ve yalın bir  “her şeye rağmen fırsatçılık” olarak algılanmaması da önemli.. Bir “sığ fırsatçılık” değildir tüm bunlar; bilakis sağlıklı davranmaya, zararlıdan kaçıp faydalıyı elde etmeye, uygun an’ı değerlendirmeye; ancak insanın onuruna, onurlu duruşuna yani kendisine yakışır şekilde en akılcı olanı yapmasına yöneliktir.
 
Güzel olaylarla, yararlı nesnelerle, iyi ve pozitif insanlarla karşılaşmak ve sonucunda sağlıklı ve mutlu bir hayat için bol fırsatlara denk gelmeniz dileğiyle.

Mutlu haftalar ..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.