Güncel yanılgı konusu hakkında MİLKO gönüldaşlarını ve tüm Milli Görüş’çüleri yanlış iliklenen ilk düğmeden haberdar ettik.  Oldukça kısa olarak aktardık, düğmelerin ilki yanlış iliklenmişti. Şimdi kısaca yanlışta ısrar edilmesi ve düğmelerin iliklenmeye devam edildiğini anlatmaya devam diyoruz.

Tüm Milli Görüş’çülerin lideri Erbakan Hoca’yı kaybetmek herkesi üzüntüye boğmuştu. Fırsat kollayıcılar hariç.

Meğersem ne kadar çok Erbakan Hoca’ya yakın olan isim fırsat kolluyormuş da kimsenin haberi olmamış. İçlerinde hep “Erbakan yerine ben olmalıyım” hesapları varmış dışa vuramadıkları.

Erbakan Hoca hayattayken en yakınında bulunup herkesi uzak tutanlar, şimdilerde Milli Görüş liderine Erbakan Hoca’ya karşı zihniyet bozukluğu içerisindeler.
Bu düşünce itikati bozukluktan kaynaklanmakta.. İnanmadığı bir davanın içerisinde bulunmak en masum tabirle itikat bozukluğu ile adlandırılabilir. Erbakan Hoca’yı davanın lideri diyeceksin ama kendin buna inanmayacaksın, bir takım iftiralar ortaya atacaksın. Bu düpedüz Milli Görüş lideri Erbakan Hoca’yla ilgili itikat bozukluğudur.

Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının ardından akıl almaz biçimde bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya kalan Milli Görüşçüler’den taraf seçmeleri talep edildi.
Genel Merkezden ayrı hareket edilemeyeceği söylendi.
Milli Görüş kriterlerinden itaat sürekli gündem yapıldı. İtaat öne çıkarken “ittifak-ihlas-ittika-iyi ahlak-sadakat,” hiçe sayıldı.
Erbakan Hoca’nın evlatları vasıtasıyla sürekli aileye ve en önemlisi Erbakan Hoca’ya hiç yakışır olmayan iftiralar atılmaya başlandı.

O dönemin Bursa Saadet Partisi Hanım Kolları himayesinde “organize” bir toplantı tertiplendi. Bu toplantıya Oğuzhan Asiltürk katıldı. Toplantıda önceden kararlaştırılmış sorular soruldu. “Erbakan davaya ait mal varlıklarını genel merkeze teslim etti mi? Çocuklarının malları kendi himayesine aldıkları söyleniyor, bu mesele nedir?” El cevap, “Erbakan çok akıllı bir adamdı. Öldükten sonra borçların ailesine kalacağını tahmin ediyordu. Bu nedenle bir miktar para ve malı çocuklarının üzerine yaptı. Biz çocuklarından bunları istedik vermediler!” Cevaplayan ise Oğuzhan Asiltürk.

Bu toplantı organize yapılmış. Sorular, soracak kişilere önceden tebliğ edilmiş.
Toplantı sonrası tüm Türkiye’ye Erbakan’ın çocukları davaya ait malları ve bir miktar parayı zimmetine geçirdi safsatası servis edildi. Erbakan Hoca’nın çocuklarının hepsi için her türlü iftira kapısı aralandı ve bombardıman başladı.

Yukarıda sorulan soruya verilen cevabı iyice incelerseniz hedefte Erbakan’ın çocukları değil bizzat Necmettin Erbakan’ın kendisinin olduğu açıkça ortadadır.
Kim malları çocuklarına bırakmış, Erbakan Hoca.
Bir baba evlatlarına miras bıraktığında çocuklarının ne suçu var. Dünyanın en iyi avukatı ve hocasını getirin bakalım buraya. Soralım, “hocam evlada kalan miras helal midir ? Peki avukat bey siz cevaplayın, miras hukukuna göre ters bir durum söz konusu mudur ?..”

Bir dönem “biz Erbakan’a değil evlatlarına hırsız dedik” dediler.
Konya konuşmasında Oğuzhan Asiltürk, “ben Erbakan’a değil çocuklarına diyorum” ifadesini kullandığını sosyal medyadan herkes izledi.

Yaklaşık bir yıldır, “Erbakan Hoca kabir azabı çekiyor, çünkü davaya ait malları bize teslim etmedi” şeklinde söylemlerini değiştirdiler.

Bir çok çelişkili konuşmayla gayri resmi durumlarını resmi hale getirme çabasındalar.

Geçenlerde gençlerle bir toplantı yapılıyor. Konuşmacı Oğuzhan Asiltürk.
Konuşmasında Milli Görüş’ün önemini dillendiriyor. Milli Görüş’ün insanlığın ümidi olduğunu söylüyor. Ardından ise Milli Görüş’ün kurucusu lideri hakkında davaya ait malları ve bazı imkanları kendi himayesine geçirdi bu sebepten dolayı da şu anda kabir azabı çektiğinden bahsediyor. Hemen ardından da gençlere “heyecan istiyorum heyecan” diyor.

Şimdi bendeniz kardeşiniz diyelim ki O gençlerden birisiyim. 
Anlatılanları dinledim. Milli Görüş’ün ne olduğunu anladım, tam da bana göreymiş dedim. Sonra Milli Görüş’ün bir kurucusu olduğunu öğrendim. Bu kurucu lider çok güzel bir sistem geliştirmiş. Ancak dava şuurunu insanlara anlatıp, davayı kendi menfaati için kullanmış.
Davanın mallarını çalmış çocuklarına vermiş. Bu nedenle de Allah tarafından kabir azabıyla cezalandırılmış.
“Yani çok mükemmel bir sistem olan Milli Görüş’e girsem iyi olur, ama Erbakan Hoca davanın lideriyken kabir azabı çekmekte, yolundan gidersem sonunda kabir azabı var, ne yapmalıyım ben şimdi?” Sorusunu kendi kendime sorarım.

Yahu ömrü boyunca tüm insanlığı kurtuluşu için malıyla canıyla cihad eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan, şayet kabir azabı çekiyorsa bizim halimiz nice olur?
Ne zaman gittin-gördün-geldin de, bizi bilgilendiriyorsun be adam müsveddesi. Cennet ve cehennem senin mi acep?

Bir başka deyişle Oğuzhan Asiltürk bakın neyi ifade etmiş.
Önceki zamanlarda yaşayan bir kimse bir dini kabul ediyor. Kendisi bu dinin güzelliklerinden bahsediyor. “Allah en son bu dini gönderdi, bu günümüzdeki en mükemmel olanı, ahirette kurtuluşun tek reçetesi”  deniyor. Sonra bilgileri veren kişi anlatmaya devam ediyor. “Yalnız bu dini bize getiren peygamber (haşa) bir sahtekar” Dinin vecibeleri mükemmel ama peygamberi sahtekar ve hırsız ise bizim bu peygamber hakkında düşüncemiz ne olacak?
Tüm bu verileri açıklandıktan sonra bize bilgi veren zat, hala bizim ısrarla bu dine mensup olmamızı ahiretimizi böylelikle kurtarmamızı istiyor.
Peygamberi sahtekar bir dine kim girer?
Yaptıkları toplantılarda salonlara Erbakan Hoca’nın resimleri asılıyor, Milli Görüş insanlığın kurtuluş reçetesidir, deniyor. Ardından da Erbakan Hoca bir sahtekar deniyor!

İşte tam da bu anlatılmak isteniyor.
“Hocamıza sadakat şerefimizdi” ya bunu nereye koyacağız. Senin sadakatin nerede kaldı. Yıllarca Erbakan’ın en yakınında bulundunuz böyle davranıyorsunuz, ya biraz uzağında olsaydınız kim bilir daha neler yapardınız.

Sayısı 40’ı aşan MİLKO’lar güncel yanılgı içerisinde bulunuyorken Erbakan Vakfı’nın neden kurulduğunu anlayabildiniz mi? 

Milli Görüş sadece itaatten ibaret değildir. 
İttifak ortadan kalkıyorsa hangi itaatten bahsedebilinir ki? Sadakat yoksa itaatte yok. İyi ahlak, ittika yoksa zaten cihad da yok demektir.
Diğer bahsettiğimiz Milli Görüş kriterlerini kabullenmeden bu maddeleri bilmeden asıp kesmek kimseye yakışmaz. Müslüman araştıracak ki zalimlerden zulmedenlerden olmayacak..

Biz üzerimize düşen görevi yapmakla mükellefiz.
Kimseyi hidayete erdiremeyiz. Hidayetini kaybetmiş olana da tekrar hidayeti verecek olan Allah’tır. Milli Görüş içerisinde oynanan oyunları hasbel kader dile getirip “güncel yanılgıya” kapılmış, yaşanan gelişmelerden haberdar olmayan MİLKO gönüşdaşlarına konuyu aktarmak düşüncesiyle kaleme aldığımız yazılarımızın kimseyi ötekileştirmeden Milli Görüş davasında tutmak arzusundayız.

Güncel yanılgı meselesini özetin özeti diyebileceğimiz biçimde kısaltarak anlatmaya çalıştık. Ard niyet beslemeden yakın zamanda yaşananların tüm Milli Görüşçüler tarafından bilinmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Okuyucularımız ve Cenabı Allah şahidimizdir. Biz görevimizi ifa ettik.
Tüm gönüldaşlar şapkasını masaya koyup iyice bir düşünmelidir.
Anlatılanlara rağmen bizim yazdıklarımızla tatmin olmayanlar “araştırsınlar ki zulmedenlerden olmasınlar” sorumluluk ve vebal üzerimizden gitmiştir inşallah..
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.