İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş: “Bankacılıkta kredi ‘ince ayar’ bir iştir”

BURSA ARENA / Haber Merkezi

İş Bankası’nın ilk kadın Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş, kredi bölümünde işe başlayıp zirveye yükseldi. Sürdürülebilir bankacılığa inanıyor,

“Kredi ince ayar bir iştir”diyor.

Türkiye’nin en büyük özel sermayeli bankasının Yönetim Kurulu Başkanlığı 1 Nisan’dan bu yana Füsun Tümsavaş’a emanet. Tümsavaş, “Türkler bankacılık yapamaz” denilen bir dönemde kurulan bankanın ilk kadın Yönetim Kurulu Başkanı. Aileden, doğma büyüme İş Bankalı bir isim. Kredi kökenli bir bankacı. Bankaya adım attığı ilk günden beri krediler bölümünün hemen hemen her kademesinde çalışmış. Sürdürülebilir bankacılığa inanıyor. Onun için de “Kredi ince ayar bir iştir” diyor. İş Bankası’nın en büyük sermayesinin insan kaynağı olduğunu altını çizerek vurguluyor. “CV’ye değil hayatta duruşa inanırım” sözleriyle, hem kendini hem İş Bankalıları anlatıyor.

İş Bankası’nın 31 Mart tarihli Genel Kurulu, bankanın tarihindeki önemli dönemeçlerden biriydi. Bu, bir kadın yöneticinin, bankanın birinci basamağından başlayıp en tepeye ulaştığı bir tarih... 1 Nisan’dan itibaren bu görevi devralan Tümsavaş’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’na uzanan kariyer yolculuğu, bir tesadüfler silsilesi değil… Karşınızda ‘İş Bankalı’ vurgusunu sıklıkla yapan, ‘ben’ değil ‘biz’ kelimesini kullanarak konuşan, çok çalışan, ‘kredici’ bir bankacı var. ‘Ben’ diye başlayan her cümleyi biraz ısrarla ağzından alabildik. Orada da en net cümlesi, “Benim için bu dünyanın en onurlu görevidir” oldu. Çok net ve çok açık konuşan bir bankacı… İş Bankası’nı tutkuyla anlatan biri... Konuşurken satır aralarından verdiği tavsiye ise yine ‘iş’e yönelik... “Sakın işinizi kerhen yapmayın” diyor, “asıl olan motivasyonunu kaybetmemektir” ifadelerini kullanıyor. Füsun Tümsavaş’ın, görevde bulunduğu süre içerisinde dokunuşunu hissettirmek istediği iki alan ise kadın ve sürdürülebilirlik.

Önce aileden İş Bankalı olmayı biraz açalım. Çalışma hayatına Merkez Bankası’nda başlayan Tümsavaş, annesi ve babasının yönlendirmesi ile İş Bankası’nın sınavlarına giriyor. Çünkü hem anne hem baba İş Bankalı. İş Bankası’nın sınavlarını kazanan Tümsavaş, 1981’de İş Bankası’nda krediler bölümünde işe başlıyor. Tümsavaş da tüm İş Bankalılar gibi “İş Bankalı olmak ayrıcalıktır” sözünü sıklıkla tekrarlıyor. 100’üncü yılına koşan bankanın 95’inci kuruluş yıldönümüne sayılı günler kala Füsun Tümsavaş ile bir araya geldik. Önce Füsun Tümsavaş kimdir diye sorduk. Ardından bankanın vizyonunu konuştuk. Sizi, kendisinin ifadeleriyle İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş ile tanıştıralım istedik…

İŞ BANKASI’NIN KORİDORLARINDA BÜYÜDÜM:Annem ile babam bankamızın bugün Ankara’daki İktisadi Bağımsızlık Müzesi’nin bulunduğu binada çalışırken tanışıyorlar. Her ikisi de İş Bankalı.  Annem çok olağanüstü bir kadındı. Ben İş Bankası’nın o koridorlarında büyüdüm. İş Bankalı olan bir evde yaşadım. Daha o günlerde insan banka ile bütünleşiyor. Annem ve babam,  benim de İş Bankalı olmamı çok istediler. Tüm yazılı sözlü sınavlara girdim ve sınavları kazanarak çalışmaya başladım.

ÜLKEMİZ İÇİN ÇALIŞIRIZ: Bankacılık kariyerim boyunca hep krediler hattında çalıştım. 2008 yılına kadar tüm bankacılık yolculuğum orada geçti… Bizim çalıştığımız dönemde bizde de sektörde de şimdiki kadar iş bölümü yoktu. Kredi tahsisi yaparken sadece tahsisle sınırlı kalmazdık. Tahsisini de yapardık fiyatlamasını da yapardık, firma tökezliyorsa ona yardım etmek için bütün görüşmeleri de yapardık.  Bir şirketi başından sonuna kadar izleyip, takip ettiğimiz için 1994 krizini de 2001 krizini de ülkemizle, firmalarımızla birlikte yaşadık.  Ekonomiye, firmalara  destek verirken  yaratılan katma değerin kalıcılığı önemlidir. Bazen bir kredi verirsiniz can suyu olur, herkes mutlu olur. Yıllar geçse bile arayıp teşekkür edenler olur. Biz kredi verirken, ülkenin koşullarına, ülkenin yarınlarına faydalı olacağı öngörüsüyle çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz.

İş Bankası’nda bu süreç içerisinde neler gördüm, neler yaşadım? 1994 krizi, 2001 krizi, 2008 krizini hep İş Bankası Krediler Müdürlüğü’nde yaşadım. Bunları yaşamak ne demek? Firmalarınızla beraber, ülkeyle beraber yaşıyorsunuz. Çünkü biz kredi tahsisi yaparken, ekibimizle birlikte çok tutkuyla şunu yapmaya gayret ettik; firmalara, ekonomiye destek verirken o firmaya yarattığınız katma değerin kalıcılığı, sürekliliği önemlidir. Bir de kalıcı olabilmesi için doğru krediyi vermeniz çok önemlidir. Bazen belli bir miktarda kredi verirsiniz, can suyu olur. Hep birlikte herkes çok mutlu olur. Bu muazzam hazdır.Ya da krediyi vermezsiniz. Çünkü ihtiyaç yoktur. İkisi de aslında kredilendirme tekniği açısından aynı şeydir. Finansalları doğru okumakla doğru orantılıdır. Krediyi vermeyerek de çok büyük bir iyilik yapmışsınızdır.

İŞ BANKASI’NIN HER SEKTÖRDE HARCI VARDIR: Biz İş Bankalılar olarak, sadece kar saikiyle, yükselme moduyla yaşayan, motivasyonu sadece şahsi beklentiler ve kariyer yolu olan insanlar hiçbir zaman olmadık. Bize kurucularımız tarafından yüklenen misyonun, vizyonun hep farkında olduk.  Ankara Ulus’ta geçtiğimiz mayıs ayında açtığımız İktisadi Bağımsızlık Müzemize giden herkes, bu hissi iliklerine kadar hisseder. Bugün Türkiye’nin temel dinamiklerini oluşturan sektörlerin kurulduğu ilk günlere bakıldığında,  yarının endüstrisi olan her sektöre sermaye sağlanmış, 300’ün üzerinde iştirakimiz olmuş.  İş Bankası’nın ülkemiz ekonomisinde muazzam bir harcı vardır. Dün ne yapmışsak, bugün de aynısını yapıyoruz.

KREDİ VERMEK İNCE AYAR BİR İŞTİR: 1981 yılında başladığım İş Bankası’nın krediler hattının her safhasında çalıştım. Kredi tahsisini severim. Hem çok fazla insana hem ülkeye dokunur. Her türlü katkısı, sürekliliği olur. Kredi vermek ince ayar bir iştir. Sonuçta bizler profesyoneliz. Ne sevdik diye kredi veriyoruz, ne sevmedik diye vermemezlik ediyoruz. İşin fizibilitesi neyse, onu yerine getiriyoruz. Finansallarına, çalıştırdığı insanlara, ekonomiye katkısına, yarattığı değerlerine bakarız.  ‘Bunu nasıl ayağa kaldırırım, bu ekonomik döngüyü nasıl sürdürülebilirim?’ Bu, zaten kredicinin görevidir. Böyle davranmak zorundayız.  Bu, hem size hem Bankanıza hem topluma bir kazanımdır. Bu ekonomik döngüyü korumak ve sürdürmek ‘kredicinin’ görevidir.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇOK ÖNEMSEDİĞİM KONU:  Biz bu kurumda iş programları ve stratejileri kolektif akılla hayata geçiririz. Bu, çok kıymetlidir. Bunlar Bankanın içselleştirdiği kurallardır. Bankanın sürdürülebilirliği buradan geliyor. İnsanlara bağlı değil. . Görevi devralan sıfırdan başlamıyor, bankayı tanımaya çalışmıyor.  ‘Bu kimdi, bu neydi, bu yapı nedir?’ dediği bir durum yok. Bunu zaten DNA’mızdan, yapımızdan sürükleyip getiriyoruz. Ben de şimdiye kadar nasıl çalıştıysam; aynı şekilde, aynı ruhla, aynı coşkuyla ve aynı amatörlükle çalışmaya devam ediyorum. Tabii ki Yönetim Kurulu Başkanlığı az şey değildir. Bu, benim için en onurlu görev... Sürdürülebilirlik konusu ciddi olarak ilgilendiğim, çok inandığım bir konu.  Bir de kadın konusunda daha fazla bir farkındalıkla katkım olmasına gayret ediyorum. Banka olarak zaten sürdürülebilirlikte de kadın konusunda da çok ciddi bir gayretimiz var. Benim de bu gayrete Yönetim Kurulu Başkanı olmanın getirdiği pozitif bir yaklaşımım olursa, bu daha da iyi noktalara gider diye düşünüyorum.

SEKTÖR OLARAK DA BANKA OLARAK DA ÇOK ÇEVİĞİZ: Bankacılık hayatım süresince birçok dalgalanma yaşadık, dipleri gördük, hep birlikte çözüm ürettik. Bütün bu süreçler zordu. Asla kolay diyemem. Her zaman çalkantı dönemlerinin idaresi zordur. Ama bütün bu zorluklardan sektörün çok daha güçlenerek çıktığını düşünüyorum. Hem çok dinamik olarak yönetebiliyoruz hem aksiyon planlarını çeşitlendirerek bu planları anında hayata geçirebiliyoruz. Hiçbir şekilde paniklemiyoruz. Özellikle 2001’den çıkarttığımız derslerle tüm bankacılık sektörü olarak çok çevik hareket edebiliyoruz. Türkiye’nin güçlü bankacılık sektörü, her zaman ülke ekonomisi için bir artı değerdir.

İŞ BANKASI’NIN EMEKLİSİ DE BANKASINI BIRAKMAZ: Hep ‘İş Bankalılık kültürü’nden bahsederiz. Nedir bu kültür? Bir İş Bankalı, hiçbir zaman ‘işime gittim, maaşımı aldım, evime gittim’ demez. Hep ülkesi ve  kurumu için ‘ne yapabilirim’ diye çalışır. İş Bankalı işini iyi yapar, iyi yapmaya gayret ede. Sadece eski kuşaklar değil yeni kuşaklar da bunu öğrenerek yetişir. Bu nedenle İş Bankası’nın kapısından giren buradan emekli olur. Emeklisi de bankasını bırakmaz.

Bizde hiç kimse hiçbir göreve kolay gelmez. Hiç kimse bir koltukta kadın ya da erkek olduğu için oturmaz. Bu bankanın çok ciddi sınav sistematiği var. Kişisel olarak sadece CV’lere değil, hayatta duruşa, kişinin donanımına, yetkinliklerine bakarım. Hepsinin bir bütün olması gerektiğine inanırım.  CV bir artıdır ama tek başına yeterli  değildir.

Bankamızda 3 kadın Genel Müdür Yardımcımız, benimle beraber Yönetim Kurulu’nda 2 kadın üyemiz var. Hiçbirimiz kadın olduğu için bu görevlere gelmiş değiliz. Bankacılık sektöründe  kadın çalışan sayısı, erkek çalışan sayısından daha fazla. Bankamızda ise çalışanlarımızın yüzde 56’sı kadın. Kadın çalışan oranı hem sektörde hem Türkiye’de artıyor. Kadın yönetici oranının yüzde 40 olduğu bankamızda da artacaktır. Hem sektörde hem bankamızda çok daha kritik konumlarda çok daha yönetsel yerlerde bu kadın oranın yükselmesini isterim.

Artık tek başına finansal sermaye yeterli değil

“İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş, bankanın sürdürülebilirlik vizyonunu anlatırken,   “Artık tek başına finansal sermayenin yetmediği bir dünyada, bu kurumu yarınlara taşımak için mutlak surette, farklı sermaye bileşenlerinin çok doğru yönetilmesi, çevreye de sosyal alanlara da kültürel alanlara da ülkeye de kalıcı değerler yaratacak bir yönetim modelinin,  entegre bir bakış açısının yerleşmesi lazım.  İş Bankası olarak mali performansımız çok güçlü. Güçlü mali rasyolarımız ve mali sermayemiz elbette var ama dönüp bakıldığında insan kaynağımıza da ciddi yatırım yapıyoruz.  Geçmişten bugüne getirdiğimiz, bütün bilgi birikimi ve köklü tecrübeleri aktardığımız muazzam bir entelektüel sermayeye de sahibiz. Ayrıca üretilmiş değerlerimiz var. Ve kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle de desteklenen, çevreye ve sosyal hayata değen, ilişkisel, sosyal  sermayemiz de var. Bu sermaye bileşenlerinin hep birlikte yönetilebildiği, birbiriyle eşgüdümlü bir şekilde hem bugüne hem de özellikle yarına, bu ülke için, bu toplum için, dünyamız için kalıcı değerler yaratacak çözüm odaklı stratejilerin izlenmesini sağlayan entegre bakış açımız var. Bu entegre bakış açısıyla da tüm bunların hepsini entegre bir şekilde yönetmeye gayret ediyoruz.” dedi.

Bütün yatırımcılarımıza doğal kaynakların nasıl kullanıldığını raporlayacağız

İş Bankası, 20 yıl önce Genel Müdürlüğünü İstanbul’a ilk taşıdığında yeşil bina kurallarına uygun bir yerleşimle geldi. 2015 yılında yapılan Tuzla Teknoloji ve Operasyon Merkezi TUTOM da daha sonra hayata geçirilen Atlas Veri Merkezi de yeşil bina sertifikalarını aldı. “Bu sene ISO 14001 sertifikası almaya karar verdik ve bunun çalışmalarını yapmaya başladık” diyen İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş, “Bu sertifikayı alarak bütün yatırımcılarımıza doğal kaynakların nasıl kullanıldığını, nasıl tüketildiğini raporlayacağız. Buna ilk etapta Genel Müdürlük,  TUTOM ve İstanbul içerisindeki 34 şubemizi dâhil ettik. İş Bankası olarak bunu kademe kademe bütün yurda, tüm şubelerimize yaymayı planlıyoruz.  Çevreye dair pek çok değişken ölçülebilir hale gelecek. Bu bizim bu işe ne kadar gönül verdiğimizin de bir göstergesi. Karbon saydamlık raporlama sistemine de entegre olmaya çalışıyoruz. Sorumlu bir finansman anlayışımız var ve 10 milyon doların üzerindeki tüm projelerde çevre etkilerini raporluyoruz. Bu adımları da yaşadığımız ekosisteme saygımız gereği atıyoruz” dedi.

Biz hep ‘İş’imizi yaparız

Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi, bu yılın mayıs ayında açıldı. Füsun Tümsavaş’ın çok önemsediği konulardan biri de bu müzenin de iz düşümü olan iktisadi bağımsızlık… “Türkiye ekonomisini oluşturan tüm sektörlerde İş Bankası’nın harcının olduğunun bilinmesi çok önemli” diyen Tümsavaş, “İş Bankası tarihi boyunca elini taşın altına koymuş bir banka. Bugün de ekonominin doğruları neyse onu bankanın doğruları ile harmanlayıp hayata geçirir. Biz hep ‘iş’imizi yaparız” diye konuştu. (Dünya / Ece ceyhun)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.