Evvel zaman içinde
Var imiş bir dunganga
Tutarmış çocukları
Atarmış sepetine
Yaparmış hep dunganga
Dungangaa dunganga..

Eski bir film repliğinden satırlar ile başlıyorum yazmaya çocukluğumuzda dimağlarımıza işleyen..

Allah’ım dunganganın varlığını bu denli hissettirdiği,  palazlandığı önüne geleni yuttuğu sepetine attığı bir dönem daha olmamıştır sanırım.

En son MHP ve ülkücüleri tutmaya, hatta yutmaya başladı sazan gibi birilerinin peşinden gidenler birer birer olmaya başladılar dunganga,

Devlet Bahçeli deyince tüm tepe tüyleri dikilen, kardeşimle beni dungangayı eleştirdiğimiz için evden kovan babam bile sevmeye başladı Devlet Bahçeli’yi .. 

Neden ?
Nerden gelmişti  "Süt Kardeşler"  filmindeki Kemal Sunal'ın deyişi ile bu şimşek aşkı ?

Çünkü artık o da bir Dunganga idi..
O halde herkesin aradığı Gulyabani de belki oydu..

Yapmayın etmeyin efendiler neymiş efendim, ülke çıkarları için destek veriyormuş..

Memleketi içinden çıkılmaz bir hale getiren, fetöcülerle parsel parsel eyleyen, açılım saçılım safsataları ile memleketi yangın yerine döndüren, Kürtçülere her gün şov yaptıran, askeri-polisi maskara eden bunlar değil miydi ?

Ne oldu ? Hangi papazın önünde çöküp günah çıkardılar, analarından doğmuş gibi akupak oldu dunganga hazretleri ve avanesi, bu ihanet şebekesinin yaptıkları ne çabuk unutuldu ?

Ülkücülere ettiği hakaretler, kendilerinden olmayana dinsiz donsuz yakıştırmaları,

Ey Bahçeli !..  
Eyy Fatihayı bile bilmeyenler, ne oldu la birden kur'an-ı hatmetmiş gibi oldunuz hafız ?

Önce ; Haydi şimdi bütün eller havaya, "en büyük başgan bizim başgan"  deyip,
Sonra; dunganganın yaptığını yapıp kandırıldık mı diyeceksiniz?
Onu yedirmeyiz, bunu yedirmeyiz derken MHP yi yutuyorlar farkında mısınız?

Yazık, beş bin şehidimin kemikleri sızlıyor,
.....

Adam arıyorum !
14 yaşındaki Velican Oduncu'nun küçücük bedenindeki koca yürekli ruhundan bir damla taşıyan,
Arkadaşlarının karnelerini imzalatmaya girip kahpe kurşunlara gelen,
Kursağına otuz altı saattir yemek girmemiş şehit İmamamoğlu’nun cebinden çıkan otuz beş kuruş kadar değer edecek,
Önkuzu’mun ciğerlerini patlatan havayı yaşamak için soluduğunda hicap duyan,
Boyunlarına yağlı urganları geçirip, kendi sehpalarını tekmeleyen, celladına bile "hakkını helal et" diyen, şahadet dilinde Allah huzuruna varan Selçuk Duracık ve Halil Esendağ'ın yüreğinden, naif ruhlarından nasiplenmiş adamlar arıyorum :/

Neredesiniz ?
İçimiz acıyor, her gün baba ocağına cenazesi giden evlatlar, sönen ocaklar,
Millet cinnetin eşiğinde,

‘’Ülkücülük bazen evinin bir köşesine çekilip, lekesiz onurlu bir şekilde yaşamaktır’’ diyor ya rahmeti bol olsun Ali Metin Tokdemir.. Onurlu ülkücüler çıkın artık evlerinizin köşelerinden sizlere ihtiyacı var bu biçare vatanın... Çakala çukala bu kadar kolay teslim etmek için mi heder oldu onca genç hayat, neredesiniz ? 

Diğer yandan,
Ben de bir kaç gündür paranoyak oldum, yastık altlarında sakladığım dolarlarımı arıyorum..

Ya "neyin kafasını yaşıyorsun" diye amiyane bi tabir var ya, sahi o nasıl bir kafa öyle, insanların işi yok el yakan faturaları ödeyemiyor.. Evini ısıtamıyor, üşüyor donuyor..
Size göre her yer Angara’nın bağları..

Milletin aklıyla dalga geçmeyi bırakın artık, hani biz imf' ye borç veriyorduk ?
O halde verdiğin borçları geri iste !

Büyüyen ülke,
büyüdük ya kıçımızdaki delik bayağı bir açıldı kocaman oldu,
dolar çıldırdı,  altın da füze gibi fırladı..

Vardır altınınız, dolarınız, odur tabi, eyidir di mi ? O zaman hayat, kazık kimin ardına girerse girsin sizin ruhunuz duymuyor tabi..

Yazıyı noktalarken sevgili aç gözlü dunganga;
Samanlık gibi miden var anladık, ama her kuşun eti yenmez, her ülkücü senin sepetine girmez..
Senin sepetine koydukların,
Bizim bildiğimiz, namı diğer kanı bozukların, 
Al, hepsi senin olsun zati onlar bize yaramaz,
doku zehirlenmesinden gider.

‘’Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker!.."

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.