Yine büyük bir coşkuyla cumhuriyetimizin 96. yılını kutladık. Yine Anıtkabir insan seliyle doldu taştı. Üstelik Anıtkabir’e girişte üç farklı yerde tek tek üst araması yapılarak, her türlü yıldırmaya karşın, yurttaşlar ülkemizin her yöresinden Atatürk’e bağlılık, sevgi ve saygılarını sunmaya geldiler.

Bu en büyük bayramımız, son yıllarda tartışmalara konu olmaktadır. Cumhuriyetin değerini anlamayan saltanat sevdalıları, ulusal bayramlarımıza ve özellikle de Cumhuriyet Bayramımıza karşı tavır sergilemektedirler. Ancak bu olumsuz tavırlar, toplumun cumhuriyete daha çok sahip çıkmasına neden olmaktadır.

1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüzde gericilerin, tarikatçıların ve bir mezhebin sesi olmuştur. Bu kurum yıllardır eşsiz liderimiz Atatürk’e ve cumhuriyetimize karşı sessizliğini sürdürmektedir; asla Atatürk’ün adını anmamaktadır. Gelen yoğun tepkiler sonucunda Diyanet İşleri Başkanlığı da, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için kutlama mesajı yayınlamış ve mesajda “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz” diyebilmişlerdir.

CHP Nevşehir İl Örgütü, 29 Ekim günü “Atatürk’e Saygı ve Cumhuriyet Yürüyüşü” adı altında bir etkinlik düzenlemek için Nevşehir Valiliği’nden izin istemişti. Ancak valilik düzenlenecek etkinliğin kamu düzenini bozacağı gerekçesiyle önce izin vermemiş, gelen tepkiler sonucunda geri adım atmak durumunda kalmıştır.

Cumhuriyet Bayramından üç gün sonra İzmit’te tren garının çevresinde çöpe atılmış 6 tane çerçeveli Atatürk posteri bulan çocuklar, bunları temizleyip yanlarına almışlar. Bunu gören duyarlı bir vatandaş, posterlere sahip çıkan çocuklardan gerekli bilgileri edinmiş ve karakola giderek şikâyetçi olmuştur. Buna benzer örnekler ülkemizin birçok yerinde bulunmaktadır. Artık o kadar azıttılar ki açık açık Atatürk’e hakaret eden devlet görevlileri, bulundukları makamları sağlamlaştırmaktadırlar.

29 Ekim coşkusunu ve Atatürk sevgisini yok etmek, yasaklayabilmek olanaksızdır. Zaten işin özünde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak için izin alınmaz. Bu bayramı kutlamak her Türk’ün doğal hakkı olmanın ötesinde görevidir de. Çünkü 29 Ekim 1923 yani cumhuriyet, Türkiye’nin varlık belgesidir. Bu gerçeğin değiştirilemeyeceğini herkes bilmek zorundadır.

Aslında 10 Kasım 1938 tarihinden beri cumhuriyet rejiminin altı oyulmaktadır. Eğitim sisteminde cumhuriyetin kitapları kaldırılarak, gerçekle ilgisi olmayan kitaplarla yeni kuşaklar yetiştirilmeye başlandı. Cumhuriyet'in aydınlanma yolunda, fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür olarak yetiştirilmesi gereken kuşaklar yerine, imam eğitimiyle bilimden, kültürden, sanattan uzak Ortaçağ artığı kuşaklar yetiştirildi. Cumhuriyetin değerini bilmeyenler, saltanata sempati duymaya başladılar.

Büyük Atatürk’e göre “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.” Cumhuriyet, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. Cumhuriyet, milletimizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştıracak adımların en önemlisidir, ulusal birlik ve beraberliğin sağlanmasının en büyük güvencesidir.

Eşsiz önderimiz Atatürk’ün sözü durumu anlatmaya yeterli:

“Cumhuriyet, adam olmak demektir.”

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyet'imizin kuruluşuna katkı koyanları saygıyla ve şükranla anıyoruz.

Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk,

Yaşasın kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet'imiz…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.