Gözümüzün önünde akıp giden zamana ayak uydurmak ve beraberinde getirdiği bir çok değişikliği de kabul etmek durumundayız. Fakat zamanla birlikte bazen hüzünle, bazen sevgiyle anımsadığımız ne çok şeyler oldu.

Bazen sohbetlerde “eskiden şöyleydi, böyleydi..” diye başlayan cümlelerle, yitirilen güzelliklerden söz ederiz.

Bazen eskiye özlemle, bazen de "iyi ki değişti" dediğimiz neler var neler ..

Örneğin, o değişen şeyleri izlediğimiz eski bir filmin sahnelerinde hatırlarız, bazen de şöyle bir geriye bakıp maziyi yad ederek..

Kış günleri sobanın üzerine kestane pişirdiğimiz o günleri, şimdi oturduğumuz kaloriferli evlerde ara ara özleriz.

Şimdi çok kanallı TV'lerde renkli olarak izlerken, siyah beyaz bir Türk filmini; eski de kalan ve hemen hemen her semtte olan o açık hava sinemalarında izlediğimiz filmleri de özleriz..

Kışın yağan karla, eskiden semtimizdeki büyük küçük herkesin kartopu oynayıp, kızak kaydığı günleri; kış akşamları gelen komşularla edilen sohbetleri,

Ellerimiz soğuktan uyuşuncaya dek kartopu oynamayı, tiril tiril titremeyi ve koşa koşa sobanın yanına gelip ısınmayı,

Okul kantininde en revaçta olan o günkü bol susamlı simitleri ve doyamadığımız gazozların tadını,

Sokak satıcısının horoz şekerlerini, elma şekerlerini,

Henüz bulaşık makinesi ile tanışmadığımız o yıllarda, elle bulaşık yıkamanın, ellerimiz üşüyerek o bulaşıkları duruladığımız günleri,

Merdaneli çamaşır makineli günlerde çamaşır sıkmanın ne kadar da enteresan olduğunu,

Yaz günleri samimi birkaç komşu ile ailece gidilen piknikleri,

Özleriz de özleriz..

..

Çocukken oynadığımız ve şimdi çoğunun unutulup gittiği; dalya, yakar top, körebe ve kuka gibi oyunları,

Bayram için alınan giysi ve ayakkabıları büyük bir sabır ve heyecanla bayram sabahı ilk kez giyişimizi,

Büyüklerin eli öpülünce verdikleri o küçük fakat bereketli harçlıkları,

Büyüklerin küçüklere sonsuz sevgili, küçüklerin büyüklere karşılıksız saygılı olduğu günleri,

O günler de yaşamış şimdi rahmetli aile bireylerini, akrabaları, komşuları,

İlkokul günlerimizi, öğretmenlerimizi,

O günden bugüne değişen bir çok şeyi özleriz..

..

Geçip giden zamanla değişen ve kaybedilen çok şeyi, birçok kişiyi,

Kız çocuğu isek, sandalyenin ayağına kurduğumuz minik salıncakta oyuncak bebeğimizi,

Erkek çocuğu isek, telden oyuncak arabalarımızı,

Öğrencilik günlerimizin en eski hatırası olan ahşap kalem kutusunu, teneke kumbaramızı,

Uzaktan kumanda yokken tv..lerde; “sesini sen kıs, kalk sen kıs” diye kardeşlerle didişmeyi özleriz..

..

Hemen her mahallede olan o bakkal amcaları, bayat leblebi tozunu, sakızı, bisküviyi,

Yaz mevsiminde de evimizin önündeki elektrik direğinin dibindeki bahçe duvarında akşamları çekirdek çitlemeyi,

Kahvaltı sofrasına bakkaldan, fırından alınan o mis kokulu taze ekmeği,

Mevsim kış ise de o gürül gürül yanan sobada ekmek kızartmayı,

Eskiye dair ve şimdi değişmiş çok şeyleri özleriz de özleriz..

..

Bazen çoğunu “iyi ki değişmiş” diyerek, bazen de “keşke şimdi de öyle kalsaydı” diyerek özleriz ..

..

Özlenen ne olursa olsun, özlenmeye değerse özleriz.

Tabii ki günümüzde değişimine memnun olduğumuz ve sadece eski günlere ait bir anı diye de çok şeyleri özleriz.

..

Özlemlerimiz sadece eski güzelliklere olsun;

Özlenenleri unutmayalım, birer tatlı anı olarak aklımıza geldikçe de yad edelim..

..

Sevgiyle kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.