Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, tarihte en geniş kabul gören insan hakları belgesidir. 20 Kasım 1989 tarihinde onaylanan bu sözleşme sayesinde artık çocukların hakları yasalarca da tanınıyor. 20 Kasım günü tüm “Dünyada Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Türkiye, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi 1990 yılında imzalamıştır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır.

Doğumdan itibaren, çocuğun barınması, beslenmesi, giyinmesi, eğitilmesi, sağlığının korunması gibi bedensel ihtiyaçlarının yanı sıra, yeterince ilgi ve sevgi görmesi, şiddete dayalı olmayan ortamda yetişmesi gerekir. “Çocuk ve gençlerin ihmali ve istismarı” denilince boşlama, ilgisizlik, önem vermeme gibi kavramlar akla gelir. Ülkemizde çocuk ihmal ve istismarı gün geçtikçe artıyor. Adli sicil kayıtlarına göre son 5 yılda çocuk istismarı dava sayısında yüzde 50 oranında artış var. TÜİK verilerine göre, 2015 yılında Türkiye’de işlenen suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlenirken çocuğa şiddet ve cinsel istismar öne çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 verileri ise suç mağduru çocuk sayısının yılda 122 bini geçtiği, bunların yüzde 10 oranında cinsel suçlar olduğunu gösteriyor.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nde çocuğa karşı ayrım gözetilmemesi, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme hakkının korunması esası vurgulanmıştır.

Çocuk istismarı ve ihmali konusunda dikkat edilmesi gerekenler:

*Okul Yönetimi’nin görev ve sorumlulukları,

*Çocuk İhmal ve İstismarı Danışmanlık Tedbiri Uygulamaları,

*Psikososyal Müdahale,

*Adli Bildirim,

*Cinsel İstismar ve Tecavüzün Çocukta Bıraktığı İzler,

*Çocuğun Kendine, Ailesine ve Çevresine Bakış Açısı,

*İstismar Şekilleri, İstismarı Düşündürecek İpuçları.

Sadece çocuk ihmal ve istismarı mı? Ya gençlerimizin uyuşturucu madde bağımlılığında dünyada kaçıncı sıradayız? “Madde bağımlılığı”nın gençlerimiz arasında hızla yayıldığı hatta ilkokul önlerinde uyuşturucu hap ve maddeler satıldığı haberleri hepimizi dehşete düşürmüyor mu?

“Madde Bağımlılığı” konusunda ebeveynler ve okul yöneticilerinin alması gereken acil tedbirler şunlar:

* Uyuşturucu maddeler ile ilgili yaşa uygun doğru bilgilenme,

* Güçlü ve pozitif aile bağları,

* Anne-Babaların çocuklarıyla ilgili olmaları ve çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğinden haberdar olmaları,

* Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması,

* Okulda başarılı olma,

*Okul, STK'lar ve kulüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bağlar.

“Madde Bağımlılığı”nın olumsuz etkileri nelerdir?

* Bağımlının kendine güveni azalır,

* Bağımlının kontrolü zayıflar,

* Bağımlının insani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar,

* Kullandığı maddeler bağımlının vücudundaki savunma mekanizmalarını yok edip bağışıklık sistemini zayıflatır,

* Bağımlının frengi, verem, AIDS, kanser, kangren, hepatit B ve hepatit C gibi birçok ölümcül hastalığa kapılma

riski artar.

Yukarıda kısaca yer verdiğimiz ve gençlerimizin yaşamını karartan ve “bağımlılık” yapan bu korkunç maddelere karşı ebeveyn, okul yöneticileri ve öğretmenlerin bilinçlendirilmesi hatta eğitilmesi; devlet, sivil toplum ve sosyal yardım kuruluşlarının sorumlulukları arasındadır. “Bağımlılık Yapan Maddeler”in neler olduğu, zararları, bağımlılık sürecinin nasıl başlayıp ilerlediği, madde bağımlılığını reddeden genci bekleyen klişeler nelerdir, uyuşturucu satanların ağına düşmemek için neler yapılmalı, “Hayır” diyebilmek neden bu kadar önemli, okuldaki disiplin süreci nasıl işlemeli, cezalar nelerdir ve Türk Ceza Kanunu’nda madde bağımlılığının yeri nedir?

İşte tüm bu sorulara cevap vermeyi amaçlayan düzenli bir psiko-sosyal eğitim ve gelişim süreci için toplumun her bireyi üzerine düşeni yapmalıdır. “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nı kutladığımız şu günlerde, çocuk ve gençlerimizin sağlık ve neşelerinin ömür boyu sürmesi dileğiyle, 23 Nisan Bayramı’nı çocuk ve gençlerimize armağan eden Atatürk’ü bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz. “Çocuklar Gibi Şen” tanımlamasını hak eden çocuk ve gençlerimizin “şenlik”leri daim olsun, yüzleri hep gülsün!

NevinBalta@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.