Yaratılışın ilk zamanlarından beri insanoğlu ölümlülüğünü bir türlü kabul edemedi; buradayım ve sonsuza kadar burada olacağım mesajını her devirde verdi. Tapındığının, sevdiğinin, atının, öküzünün, kendinin, elindeki silahının tasvirini kayalara kazdı, papirüslere çizdi ve bir nevi ölümsüzleştirdi.

İktidar hırsı ve güce karşı duyulan ihtirasla kavga ve savaşları başlattı. Rakip gördüğü herkesi alt etmek, değerli gördüğü, keşfettiği her şeyi elde etmek için yok etmeyi seçti. Parayı icat etti. Kıymetli madenleri işledi. Her maddenin, ürünün, emeğin kıymetini onlara yükledi. Hiçbir şeyi olmayanlar para sayesinde her şeye sahip oldular. Kapitalist sistem dünyayı ve insanlığı esir aldı. Yönetici denilen kişileri kukla haline getirdi. Önceleri karnını doyurmak üzere bir döngü ile hareket eden insan. Yaşamak ve yaşatmaktan çok öldürmeye programladı kendini. Delici kesici aletler derken zaman ilerledikçe ateşli silahlar ve sonrasında kitle imha silahları olan nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar icat etti. Buna mukabil devlet hazinelerinden en büyük pay silahlanmaya ayrıldı. Saldırı ve savunma adına. Neden peki ?

Barış bedava iken bu kadar milyarlarca liranın silaha ve askeri teçhizata yatırıldığı savaşa meyil neden? Çünkü rant o kadar büyük ki birileri silah üretiyor. Kimi saldırı amaçlı kimi savunma amaçlı talep ediyor. Sadece ülke yönetimleri değil kişiler artık legal çoğunlukla da illegal bireysel silahlanıyor. Bunun mazereti bu olmamalı ama artık insanlar kendilerini güvende hissetmiyor. Kanunlar cezai yaptırımlardan uzak bugün eften püften şeyler ile canınıza kasteden kişi salıverilip akşamına veya sabahına elini kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyor.

İşte buyurun Urfa’da bir doktorumuzun kafası parke taşı ile yarıldı. Yıllardır bik bik bik “devlet bize bahmir" modunda mağduru oynayan mağara döngüsünden kurtulamamış ezik bir kesim, eğitim için giden öğretmenleri öldürdü, devlet mallarını yakıp yıktı. Beşer, onar doğurup kendi dölüne bakmaktan aciz insanlar (!) o kadar hassaslar ki, doktorun, hemşirenin vs canına kasdedebiliyor. Onca sene emek ver, kafa patlat, dirsek çürüt doktor ol.. Kendini insanlığın yasaması için ada, hakkettiğin parke taşı kafana vurularak canına kast olsun.

Pardon, militan yuvası ODTÜ idi di mi ?.. ODTÜ yıkılsın yerine ahır yapılsın demişler. E herkesin giremediği ODTÜ ye onca eşek ancak bu sekil girebilir doğru. Ben yanlış hatırlıyorum. Sizlerle birebir yaşadığım bir anekdotu paylaşmak istiyorum. Sene 1995 yer Siirt /Baykal ilçesi.. Zaten çok zor koşullarda hizmet veren sağlık çalışanı hemşirelerden bir arkadaşın muzdarip olup anlattığı aramızda geçen bir diyalog.. Aynı zamanda asker eşi de olan hemşire hanım, izinli gününde aranıp sağlık ocağına çağrılıyor; sebep o gün mesaisi olan erkek bir sağlık çalışanı ve oranın yerli halkından birileri olan karı koca sağlık ocağına geliyor. Kadına enjeksiyon, bildiğimiz iğne yapılacak. Erkek hemşireye yaptırmıyorlar. Bir hengame, kavga gürültü, hemşire arkadaş izin gününde mecburiyeti olmadığı halde sağlık ocağına geliyor, kadının iğnesini yapıyor. Lakin asıl düşündürücü olan iğne yaptığı kadının kocasının daha önceden aynı işleme kendi için geldiğinde, pantolonunu dizlerine kadar indirip gayet rahat bir biçimde hemşire arkadaşa iğne yaptırması ve arkadaşın da veryansın ettiği konu; Onların kadınlarının namusu var da bizim namusumuz yok mu ?Konu bu ise. Yani cehalet hiçbir şeye benzeyip boy ölçüşemiyor. Olmadı kafanı parke taşı ile yararlar. Sen adamın bilmem neresini sergilerken işini yapmak zorundasın. Ama diğer yandan çevir gazı yanmasın.

Daha dün Urfa’da 14 yaşındaki kız kardeşini hamile bıraktığı şüphesi ile gözaltına alınan şerefsiz kendini “kardeşimle en son askere gitmeden evvel ilişkiye girdim. Mart ayında da geldim. Çocuk dayımdan" diye savunuyor. Ama ülkem insanı İntizar’ın derdine düsmüş.

Hani bina ile zina çoğalınca kıyamet kopacaktı!

Neden kopmuyor?

Dindar bir nesil yetişiyor hakkatten!

Yetiştir yetiştir bitmedi.. 

Ergenekon iftirasına, kumpasına maruz kalanlara "Aşağılık" - "Şerefsiz" - "Kahpe" diyen, bütün mal varlığına el konulan Adnan Oktar ifadesinde şöyle demiş; geliri 3.500 liraymış, adam ne çekti bee hizmet adına sürüm sürüm süründü. "Oylar tabii ki Tayyip hocama" diyordu. Yine de yaranamadı. Meğerim devlet sırlarını İsrail’e satıyormuş. Peki nerde idi otuz senedir bu devlet azizim ?İşte böyledir hep alçaklar başkasına iftira atarak kendi suçlarını gizlerler!

Fetullah hocamız dediniz terörist çıktı,

Adnan hocanız pezevenk çıktı.

Bakalım hoca şapkalarının altından daha neler çıkacak.

Evet halimiz ahvalimiz budur “Çevir gazı yanmasın..”

YAZININ DİBİ: İlber Ortaylı; Onun canı BAŞKAN olmak istemiş olsun.. yürümez..çöker !... Bizim milletin verdiği REY tartışmalıdır. Verir, darbeci Kenan Evren'e yüzde 92 verdi, önce verirler. Sonra ah vah derler..!  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.