Bursa’nın siyaset dünyasından..

Bir zamanlar Ak Parti Bursa Teşkilatı kuruldu,

Kurucu takım kadroların tamamı koltuk ve makam buldu,

Bu sürece ilk dönem diyoruz.

Bursa'nın ilk dönem abisi de Faruk Çelik oldu;

Haliyle kadro ve medya Faruk beye el pençe durdu,

Herkes Gürcü, herkes İnegöllü ya da Artvin'li oldu.

..

İkinci dönem Bülent Arınç Manisa'dan geldi ve O da Bursa'nın abisi oldu,

Haliyle kadro da Arınç'cı oldu;

Fakat ilk dönem kıyıda köşede olanlarla, makam ve görevde olanlar çatıştı,

Bursa siyaseti ve protokolünde bir “ağırlık koyma savaşı” başladı,

Arınç, “çözüm süreci” politikasını kente taşıdı.

..

İkinci dönem bitti ve bu defa Mehmet Müezzinoğlu ile üçüncü dönem başladı,

Herkes Faruk Çelik’çi, herkes Bülent Arınç’çı olmuşken yine o herkes bu defa Müezzinoğlu'cu oldu,

Bursa siyaseti de bu defa göçmen veya muhacir oldu;

Koltuk ve makamda ya da protokolde olanlarla, dönem arası, kan revan savaşa dönüştü.

O kadar ele ayağa düşmüştü ki siyaset, bayram seyranda, toplantılarda, orda burda görünür bazı sıradışı olaylara şahit olundu..

..

Dördünc dönemde Efkan Alâ geldi,

Bu defa herkes Ala'cı oldu;

Medya dörde bölündüğü gibi, Bursa siyaseti 25. 26. ve 27. dönem aday adaylığında rekor kırdı,

Medya kasayı doldururken, köşe yazarları paralı habercilik yapmaya başladı,

Kasaba kırıntılığından şehre akan bir takım tipler, tetikçiliğe bile yol aldı.

..

Dört dönemde herkesin bir adamı oldu, gazetesi ve televizyonu oldu;

Bursa protokolü ne yapacağını şaşırdı,

Sivil toplum örgütü veya cemaati olan kitleler adam pazarlığına başladı.

Bu pazarlık tam pazarcı zihniyeti, kasaba türcarlığına döndü.

Herkes Gücüydü bir ara, herkes kürtçü oldu,

Herkes demokrattı, herkes milliyetçi oldu,

Herkes İslamcıydı bir ara, herkes sanki demokrat oldu,

Ortalık, bildiğin gibi suyuna tirit bir çorba oldu..

Her dönem listelerde hukukçular, müşavirler ve medya kadar özellikle inşaatçılar ağırlığını koydu,

Dördüncü dönem herkesin kaybettiği bir savaş ortada sahipsiz kaldı..

..

Beşinci dönem başladı, bıçaklar bileylendi,

Listeler süpriz olurken hiç beklenmeyen yerden bir lobi çıktı;

Bursa siyaseti ve kent lobisi, İnegöl lobisinin emrine girdi.

Dört dönemin kendi kurmayları kadar, sivil toplum ve bazı cemaat kitleleri ortada kaldı.

İnegöl lobisi listelere hakim oldukça,

Bursa siyasetinin protokolü darmadağın oldu..

Hakan Çavuşoğlu'na sarılan herkes umduğunu bulamadı,

Bu defa herkes daha pragmatist düşündü ve herkes yine Reis'çi oldu..

..

2003 yılından beri Bursa Ak Parti tarafından yönetiliyor.

Şimdi “Reisçiler” ve “Dönemciler” diye ikiye hatta 22'ye ayrılmış durumda..

..

Herkesin herkesi, kimsesizlik olmuştu.

Belediyede kasa boşalmış,

Gazete ve medya sponsorsuz kalmış,

Rant bıçağının uzandığı kentte asıl kaybeden Bursalılar olmuş (tu), diyeceğim de demiyorum..

..

Şimdi bakıyorum da geriye doğru;

Birilerin adamları kaybetti,

Kent projeleri de kaybetti,

Memleket de kaybetti,

Reis'ciler de kaybetti,

Sadece Ak parti mi?..

İktidarda ve iktidar ittifakında kim varsa kaybetti..

CHP'de böyle İYİ  Parti ve SP'de benzer bir yolda gidiyor,

İşte, demek ki siyaseti deneyimlemek böyle oluyor.

Beşinci dönem ne zaman biter bilemem

Lakin;

Bu defa Altıncı dönem pazarlıklarına Davutoğlu'cu ve Babacan'cı olmak için birileri “ben varım” diyor.

..

Bu yazı diyor ki;

Bugün milliyetçilikte prim var,

Yarın, o primler şunda var bunda var desinler, bu milletin bir kısmı hangisinde ne varsa o olur.

Bizim Bursa siyasetinde tarih böyle yazılır, sular da akışını böyle bulur..

Derken, tüm bu gelişmeleri izleyen korkunç birşey oldu, 

KORONA VİRÜS Bursa siyaset sahnesine de damgayı vurdu.

Bomba gibi düştü ve siyasetin çekişme perdeleri şimdilik kapandı görünüyor..

Siyasete takmayın kafanızı, EVDE KALIN yeterli..

EVDE KALIN VE SAĞLIKLI KALIN..