Çocukluğumun en önemli günüdür bugün.
Çocukluğumun bayramları, yüreğimin baş köşesine oturmuş.
Konuşuyorum çocukluğumun arefe günleri ile..

O zamanlar sormazdım, Arefenin anlamı nedir? diye.

Annem erkenden kalkardı. Yarın bayram yatmak olmaz.

Eskiden fırınlar bayram süresinde açık olmazdı. Hamur mayalanır. Mevsimine göre bahçede veya bahçede tahinli kömbeler yapılırdı. Fırından ekmek de alınırdı. Kalabalık aileydik.

"Arefe günü kurtlar kuşlar oruç tutar" derdi büyüklerimiz. Yaşımız kaç olursa olsun mutlaka oruç tutardık. Oruçlu oruçlu nasıl güzel kokardı o tahinli kömbeler... Saate bakar dururduk.
Arefe günü iş çok. Öyle durmak yok. Zamanı iyi kullanmak gerekirdi.

Banyo günümüzdü. Annem "Arefe günü yıkanan çocukların boyu bir arpa boyu uzar" derdi. Sırayla boy boy banyomuzu yaptırırdı. Öyle üzeri manken saçlarıyla reklamları yapılan şampuanlar yoktu. Duş jelimiz de yoktu. Bildiğiniz zeytinyağlı sabun... Mis gibi.

Bayram gününe kirli çamaşır kalmazdı. Tekrar üzerimizden çıkardığımız çamaşırlar da yıkanırdı.

Sipariş baklava verilmezdi. Hamurlar açılır baklavalar yapılırdı.

Eczaneden kolonya şişeleri doldurulur, şeker tabağı ile yan yana bayram namazından sonra dökülmeyi beklerdi.

Canlı -cansız herkes ve her şey sırasını bilirdi.

Arefe günü bayramlık giysilere dokunulmazdı. Askıda ya da pakette.

O zamanlar peynirimiz çömlekte, tahinimiz cam kavanozda olurdu. Plastik poşetler yoktu.

Deterjan reklamları "yeni..." diye başlamazdı. Kil ve sabun ile çamaşır yıkanırdı. Çamaşırlar ipe asılır, güneş enerjisiyle kurtulurdu.

Akşam erken yatardık.

Babam erkenden bayram namazına giderdi. Sokakta karanlık olmasına rağmen namaza gidenlerin ayak sesleri duyulurdu. Sokak lambası ışığında silüetleri görünürdü. Babam namaza gidince annem bize bayramlıklarımızı giydirirdi.

Lokumda olurdu gözlerimiz ama bayram namazından sonra tadabilirdik.

Aslında sabretmeyi öğretmişler bize. Nefse hakim olmayı.

Akrabalarla bayramlaşmalar bir bir yapılırdı. Büyüklerin elleri öpülür, küçüklere bayram harçlığı verilirdi.

Çocuklar, el öper şeker toplardı.

Bir Ramazan ağır kanatlarıyla üstümüzden geçip giderdi.

Mezarlığa gidilir dualar okunurdu.

Özledim, o eski arefe günlerini özledim..

..

Arefe sözlük anlamı:

"Kelime de aslında Kurban bayramından bir önceki günün ismi. Kurban bayramında bir önceki gün hacılara Arafat'a çıkar. Bayramdan önceki güne arefe denmesi oradan geliyor. Arafat (Ğäräfât) Arefe'nin (ğäräfäh) çoğulu. Hatta Arafat dağına Arefe dağı da deniyormuş. Biz şimdi her iki bayramdan önceki güne de arefe diyoruz."

..

Ah annem ah...

Ah babam ah...

Tatlı telaşlar, sizinle gelen bayramlar sizinle gitti.
Ruhunuz şad olsun..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.