Biz olabilme halinin bazı şartları vardır:

1- Kırılgan olmamak

2- Kendini bilmek

3- Kendini, başkasından üstün veya aşağı görmemek

4- Sahiplenmek yerine sorumluluk hissetmek

Yukarıdaki şartları oluşturmak zor ama imkansız değildir. Hatta varoluşun sebebini kapsar. Biz olmak; BEN olma bilinci ile başlayıp BİZ olmakla tamamlanır. Tüm ikilik, ayrım gözümüze eskisi kadar sınırları net görünmez. Bu bakışla bakıldığında bilim, inanç ve sanat ayrı değil birbirini tamamlar. Düşünceler, yargılar, olmazsa olmazlar yavaş yavaş azalır, esnekleşir, geçirgen olurlar.

BİZ OLMANIN ŞARTLARINI biraz daha açalım mı?

Kırıganlık, kendi kavgamızın azalmadığına işarettir. Düşünce ve yargılarımızın netliği bizi diğerlerinden ayırır. Duygusallıkla davranarak gücümüzü geçiçi olana harcarız. Kendimizle barışamayınca hiç bir şeyle barışamayız. Kırılan egomuz, benimizdir. Kendileri ezberlenmiş, öğretilmiş aklın emrindedir maalesef. Bize göre en güzel kelime “BELKİ”dir. Bize açık kapı bırakır, açık kapılar insanı genişletir.

* Kişi kaybetiklerinin, kendisi ile ilişkisini kavradıkça bilinçleşir.

Kendini bilmek; neyi, ne zaman, ne kadar, nasıl yapacağımızı bilmekle başlar. Bunun başlangıcı kendimize söylediğimiz yalanları yaklamaktır. Bilinç kabımızı genişletmek amaçtır. Daima kendimize dışarıdan, yargısız bakmaktır. Bu çaba zorlama, değiştirme kıyaslama içermez, sadece fark etmeği sağlar. Fark edilen, gözlenen hal kendiliğinden uyuma dönüşür!

* Konuşamayacak kadar, akışta olmak, ol !

Üçüncü şart ise biz, BİRLİK, BÜTÜNLÜK bilincini kavramaktır. Varoluşa saygıyı ve eleştirecek hakkımızın olmamasını yaşama geçirmektir. Varoluş tablosunda kendi rengimizi parlatarak yerimizi almaktır. Yarım elma değil, tam elma olmak, yan yana uyumlu akmak, “BİZ” halidir. Bu tabloda kirli ve uyumsuz renkler maalesef yer almaz!

* Kendi kuyunda güneş olsan neye yarar ?

Sahiplenmemek ve sorumluluk almak evrensel bir yasadır. Hiçbir şeyi sahiplenemeyiz, kimsenin sahibi olamayız. İşin gerçeği ise çocuğumuzun tırnağını bile yaratamayız. Düşüncelerin, eşyaların ihtiyaçtan fazlası ağırlık yapar. Sadeleşmek, paylaşmak yeniye yer açmak evrensel akışa uyum sağlamaktır. İnsanı olgunlaştıran önemli bir elemandır, yenilenmek. Bize düşen başka bir evrensel yasayı iyicene kavramak; her şey birbirini etkiler, yani sorumluluk. Birbirimizin sahibi değiliz ama birbirimizden sorumluyuz. Bunun için iyi niyet yeterli değildir, bilinçlenmek esastır dostlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.