Dün akşam bir öğretmen arkadaşım, Gökdere Metro istasyonunun ilerisinde Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi yapıldığını ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer olduğunu söyledi.

Bugünün Pazar olması hasebiyle eşim ve oğlumu alarak burayı görmeye gittim.

Anılan yerde kocaman bir kubbeli yapı uzaktan kendini belli eder durumdaydı. Bahçesinde belki onlarca tur otobüsü ve araç park etmiş haldeydi.

Ulaştığımız ön bilgiye göre yeni yapılmış hatta daha resmi açılışı yapılmamıştı.

Yazımın buraya kadar olan giriş bölümü, değerli mimari eserin varlığını duyurmak ve insanların ziyaret etmesi gereken bir yer olduğunu ifade etmek için olsun.

Devamı da bizim yaşadıklarımızın portresi olsun.

Girişteki turnikelerden geçerek küçük bir resim ve tablo sergisini gezdikten sonra birinci kata çıkan yürüyen merdivenlerin önünde insanların öbek öbek topluca beklediğini gördüm. Gruplar halinde ve güvenlikçi rehberler eşliğinde yukarı çıkıldığını ve her grubun gezisinin minimum 6 dakika sürdüğünü öğrendim. Genellikle grupları 80 kişi civarında tuttuklarını söylediler.

Kalabalığa göre 3’üncü gruba denk geliyorduk, bu da 12 dakika beklemek demekti.

Biz de bu grubun son sırasına takıldık. Ancak ne gelen ne giden bir halde sıranın hiç ilerlemediğini bekledikçe fark ettik.

Beklemekten homurdanan insanların güvenlikçilere sorduğu sorular cevapsız kalıyordu. Bazı yerlerde arıza olduğu gibi zayıf ve ikna etmekten uzak, cılız söylemlerde bulunan güvenlikçilerin bu grupları neye göre, ne zaman, hangi ölçülerde, kaç kişi gibi topladıklarını da kimse bilmiyordu.

Arada sıkılan çocukların yüzünden gruptan ayrılan anne babalar, yaşlıların ayakta durmaktan rahatsızlanmalarından dolayı kalabalığın arasından izin isteyerek ayrılmaları ve sinirlenerek seslerini birbirine duyuran ziyaretçiler…

Gruba katılmadan bekleyen ve ne olduğunu anlamaya çalışan bir kısım insanlar..

Yaklaşık yarım saat beklemeden sonra sesler yavaş yavaş yükselmeye başlayınca, belki de insanları birbirinden uzaklaştırmaya yönelik öndeki 100-150 kişilik grup yürüyen merdivenlerle üst kata taşındı. Herkesin yüzünde yorgun bir huzur kaplıyken yukarıda ikinci bir turnikenin önünde toplanıldı.

Önünde bir güvenlikçi.

Turnikeler kapalı.

Neden gitmiyoruz soruları cevapsız kalıyor, tekrar bekleme seansları.

10-15 dakikadan sonra konunun esası anlaşıldı.

Osmangazi yani bu müzeyi yaptıran ilçenin Belediye başkanı sayın Mustafa Dündar ile Eski bakan, siyasetçi vekil sayın Bülent Arınç bey içerdelermiş.

E ne yapalım yani, biz adam ısırmayız ki açın biz de gezelim..

Olmaz, emir var, onlar çıkmadan kimse alınmayacak dedi görevli…

20 dakika kadar da burada bekledikten sonra ben ve eşim oradan ayrılmaya karar verdik ve kalabalıktan rica edip yol bulup ayrıldık.

Onlar homurdanmaya, kendi aralarında eleştiri, sitem sözlerini sarf etmeye devam ettiler. Daha çok beklediler mi bilmiyorum, ziyaretimi başka gün ve devlet ricalinin olmadığı bir günde yaparım diye düşünüyorum.

Şimdi konum ve sorum şu..

Ey başkan, bakan veya makam sahibi yetkililerimiz, büyüklerimiz…

Sizin zamanınız ne kadar kıymetliyse, bizim ve dışarıdan turlarla gelen misafirlerin zamanları da en az sizin kadar değerlidir, bunu aklınızdan çıkarmayın.

Kimse sizin keyfinize göre zamanını ayarlamak zorunda değil, hasta olan var, yolcu olan var, yerli var, yabancı var, çocuk var, bebek var kısaca sizin seçim dönemlerinde muhtaç olduğunuz herkes var.

Bahsedilen misafir, yaşlı bir bey olması hasebiyle bizlerle beraber dolaşsaydı, çocuklarla bir dede edasıyla sohbet etseydi iyi olmaz mıydı?

Başkan olan bey, siz belediye başkanısınız yani halkın birinci dereceden sorumluluğunu taşıyan ve halk içinde olması gereken birisiniz. Siz neden bizden bu kadar sakınıp, kendinizi tehcir ettiniz ve ediyorsunuz.?

Hani kimsesizlerin kimi olmak böyle midir?

Hani kefenini giyip, kutlu yola çıkmak böyle midir?

Hani insanlara eziyet ederek onları canından bezdirmek kul hakkı değil midir?

Siz o müzeyi halka yaptıysanız, sizi halktan koparan sebep nedir, neden bu kadar kibir ve gururlusunuz?

Kibir ve gurur, sadece Allah’a yakışır.

Söylemlerinizle eylemleriniz birbirine uymadığı sürece halkın adamı olduğunuza kimseyi ikna edemezsiniz..

Bu güzel ziyaret yerini, müzeyi inşa eden, fikri veren, emeği geçenlere teşekkür etmek bizim görevimizdir. Ancak yaşanabilir ortamlarımızı eziyet ve sinir harbi şekline dönüştürmeye hakkınız yoktur.

Bu örnekteki gibi davrananlar bilsinler ki, kimse sizin arkanızdan dua etmiyor.

Bilmem anlatabildim mi?...

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.