Amerika ile Suriye’deki güvenli bölge ve yanı başımızdaki eli silahlı 100 bin kişilik PYD/YPG terör örgütü konusunda bugüne kadar ne yaptıysak anlaşamadık. Bugüne kadar da umutlarımızı yitirmedik.

İsteklerimiz belli:

Suriye sınırları içinde kontrolü Türkiye’de olan bir güvelik bölge oluşturulması.

Bizim için tehdit unsuru olan PYD/ YPG’lilerin silahlarının toplanıp, başka yere gönderilmesi.

Suriye’den artık yeni göç dalgasının Türkiye’yi tehdit eder boyutlara ulaşmaması. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması.

Yapılan üst düzey ve ikili görüşmelerde de bu konular dile getiriliyor. Amerikalılar “haklısınız, sorunu çözeceğiz” diyor söz de veriyorlar ama bugüne kadar sorunlar çözülemediği gibi daha da büyüyor.

Çözüm aranan bugünlerde en son gelişen olaylara göz atalım:

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, ABD geçenlerde yine Suriye-Irak arasındaki Simelka sınır kapısından yaklaşık 60 tırlık konvoy geçirdi.

Konvoyda geniş araçlar, iş makinaları, yakıt tankerleri, jeneratörler ve kapalı tırlar olduğu görüldü. Kaynaklar, tırların YPG/PKK işgalindeki bölgelere gittiğini bildirdi.

Önceki sevkiyatların aksine konvoyun gündüz saatlerinde girmesi ise dikkati çekti.

ABD yaklaşık iki hafta önce de 60 tırlık lojistik destek konvoyunu YPG/PKK işgalindeki bölgelerdeki üslerine ulaştırmıştı.

Aylardan bu yana terör örgütlerine gönderilen silahların sayısı bile artık bilinmiyor. Her gün yeni tır’lar yola çıkıyor. Silah sevkiyatının bu kadarla da sınırlı kalmayabileceğini sanıyoruz.

2015'ten bu yana DEAŞ ile mücadeleyi gerekçe göstererek YPG/PKK'ya askeri destek veren ABD'nin Suriye'de halen 18 üs ve askeri noktada 2 bin civarı personeli bulunuyor.

Demek ki, Amerika bizi oyalıyor. Silahlandırdığı PYD/YPG unsurlarından da vaz geçmeye niyetli değil. Böyle bir durum karşısında ortadaki sorunların çözümünü de imkânsız gibi görmekteyiz.

Bu durum karşısında söylenecek tek cümle şu:

“Niyetleri belli.”

Sözü faza uzatmaya da gerek yok:

Amerika açıkça “Siz benim müttefikimsiniz ve önemlisiniz ama şu anda PYD/ YPG’lilerden de vaz geçmeyeceğim” demek istiyor.

Daha açık ifade ile terör örgütlerini Türkiye’ye tercih ediyor.

Bunu neden yaptığını daha önceki yazılarımızda detayları ile dile getirdik.

Amerika, bölgede İsrail’e çalışıyor. İran’ı büyük tehdit görüyor. Bölgedeki enerji kaynaklarını da başkalarına kaptırmak istemiyor. Silahlandırdığı unsurları da kara ordusu gibi kullanmayı planlıyor.

Güvenli bölge konusunda birlikte çalışmaya karar verdiğimiz günden bu yana Amerikalılar halen terör örgütleri ile çalışıyor, onlara tır’lar dolusu silah sevkiyatını sürdürüyor.

Böyle müttefiklik de dostluk da olmaz.

Daha fazla oylanmaya ve Amerika’yı denemeye gerek yoktur sanırız. Niyetleri açıkça belli olduğuna göre yapmamız gerek “kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi” olmalıdır.

Açık söyleyelim;

Biz artık Amerika’ya da, verilen sözlere de inanmıyoruz.

Milli Savunma Bakanı Akar açıkladı, güvenli bölge ve terör örgütlerinin yok edilmesi konusunda B ve C planlarımızın olduğu duyuruldu.

Daha fazla zaman yitirmeye ve oylanmaya gerek yok.

Bölgede var olma mücadelesi yapıyorsak, gereğini de yerine getirmeliyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konu hakkında yaptığı konuşmada “Size üç hafta süre tanıyoruz Bu süre içinde ya sorunu birlikte çözeriz ya da kendimiz bu işi tek başımıza çözeceğiz” açıklamasının önemsenmesi gerektiğini de düşünüyoruz.

Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı.

.

necdetbuluz@gmail.com

www.acebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.