Mustafa Kemal Atatürk 1930’larda Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü bir ekonomisi olmasına çok önem vermişti. Kurtuluş Savaşı biter bitmez İzmir'de bir iktisat Kongresi toplar. Ekonominin ne kadar büyük bir önem taşıdığını halka anlatma ihtiyacı duyar.

23 Nisan I920′de Ankara’da toplanan TBMM, 2 Mayıs 1920′de 11 bakandan oluşacak hükümetin kurulması ile ilgili kanunu kabul etmiştir. Bu hükümette bir iktisat (ekonomi) bakanlığı da bulunmaktadır.

Hükümetin programında, mali ve ekonomik meseleler üzerinde önemle durulacağı da belirtilmiştir. Ancak 1920-22 yılları arasında Türkiye Kurtuluş Savaşı içinde bulunduğundan TBMM hükümetinin bu dönemdeki başlıca amacı yurdu istiladan kurtarmaktır. Savaşın gerektirdiği nedenlerle de hükümet o sıralarda üretim ve endüstriye yatırım yapacak durumda değildir. Aksine tüketici topluluk çoğunluktadır. Bununla beraber yönetici kadro zaferden sonra prensip olarak siyasi ve ekonomik bağımsızlığı öngörmüştür.

Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyetin ilanından sonra, Lozan Barışı’nı takip eden günlerde iktisadi durumu görüşmek ve alınacak önlemleri tespit etmek için bir “İktisat Kongresi” toplamaya karar verecekti. Kongreye; çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi temsilcileri katılacaklardı. Toplantı yeri İzmir seçilmişti. Çağrılan temsilcilerin sayısı yaklaşık 2 bin kişi kadardı. Meslek ve iş kollarını temsil edenlerin görüşleri bir araya gelince memleketin iktisadi tablosu ortaya çıkabilir ve ihtiyaçlar belirlenebilirdi.

İzmir İktisat Kongresi 17 Şubat I923′te Gazi Mustafa Kemal tarafından açıldı. Kongreye Kazım Karabekir başkanlık etmekteydi. Çağrılan 2 bin temsilciden 1.135′i gelmiştir. 'İzmir iktisat Kongresi’nde; yeni Türkiye’nin ekonomik sorunları henüz savaştan çıkan Türk yurdu için başlıca konu oluyor. Lozan’da devamı istenen kapitülasyonlar ve diğer imtiyazların kabul edilmeyeceği ifade ediliyordu.

Bu kritik devirde ekonomik sorunlarını düzenlemek için kararlar alan İzmir iktisat Kongresi’nde, devlet adamlarımızın, özellikle Mustafa Kemal’in kongreyi açış konuşmasındaki fikirleri dikkate değer. Çünkü Türkiye için amaç, savaşlardan yorgun çıkan halka ekonomik yön vermek ve harap olan yurdu kalkındırmak ve mamur etmektir.

O dönemin şutları altında ekonomik problemlerin durumu ve çözüm şekilleri üzerindeki çeşitli düşünceleri yansıtması açısından I. İzmir İktisat Kongresi oldukça önemli bir yer işgal eder.

Henüz barış antlaşmasının imzalanmadığı Lozan Konferansı’nda ekonomik ve ticari kapitülasyonlar hususunda anlaşma sağlanamayıp ara verilen müzarekeler esnasında toplanan İzmir İktisat Kongresi, önemini daha da artırmaktadır.

İzmir İktisat Kongresi’nin açış konuşmasında Gazi Mustafa Kemal şunları söylüyordu: “Sizler halk sınıfı içinden seçilerek geliyorsunuz. Halkın sesi hakkın sesidir. Memleketin halini, ihtiyacını, dertlerini ve emellerini bilen kişilersiniz. Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalmış bir gerçek varılır. Türk tarihi incelenecek olursa, gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Kazanılmış zaferlerin ve uğranılmış başarısızlıkların tümü iktisadi durumla ilgilidir. Türkiye’mizi layık olduğu uygarlık düzeyine eriştirebilmek için ekonomiyi ön planda tutmak (için) lazımdır. Çağımız ekonomi çağıdır.

Bugüne kadar ekonomiye gereken önem verilmiş değildir. Memleket evlatları yüzyıllar boyunca ihtiraslı bir dış politikanın körüklediği savaşlar uğruna diyar diyar dolaştırılmış ve öz yurdumuz ihmal edilmiştir. Millet evi ve barkı ile ilgilenmez ve yaşam koşullarını iyileştirmek olanağından mahrum bırakılmıştır.

Osmanlı Devleti zamanında milli bir devir yaşamıyorduk. Milli bir tarihe sahip değildik. Mazinin tarih diye uzattığı kitap, hakanların ve zümrelerin destanı mahiyetinde idi.

Milletimiz, düşman ordularını mahvetmiştir. Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Çiftçiler, Sanatkarlar, Tacirler ve İşçiler birbirlerine rakip değil, birbirlerini tamamlayan gruplardır. Fabrikalarımızın çoğalmasını ve buralarda kendi işçilerimizin çalışmasını temenni ederiz. Herkes ‘milli çalışma’ misakı niteliğinde bir program etrafında toplanmalıdır.”

Bununla da memleketin ekonomik yönden kalkınmasının temel şartlarından en önemlisinin memleketin değişik sınıflarının birbirleriyle çatışarak değil, birbirlerine destek olarak tek bir elle memleketin düze çıkarılması ve milli bir ruh ile “milli iktisadiyata” inanmaları ile mümkün olacağına işaret etmektedir.

Gazi Mustafa Kemal, İzmir İktisat Kongresi’ndeki konuşmasıyla ekonomi siyasetine milli görüşü getiriyordu. Ayrıcalıklı kumpanyaların millileştirilmelerine ve kapitülasyonlara dayanan “gayr-ı meşru rekabete” son vermeye kararlı görünüyordu. Değişik sektörlerden 1.135 delegenin katıldığı kongrede Türk işadamlarını iktisadi kalkınmada etkili rol oynamağa çağırıyordu. “Memlekette yeterli sermaye bulunmadığını takdir ediyor, ödünç verilebilir fonların eksikliğini dış kredilerle gidermekte sakıncanın olmayacağını belirtiyor ve memlekette yararlı konularda yabancı sermayeye de izin verileceğini belirtiyordu.”

Gelecek ile ilgili olarak da şunu söyler: "Gelecekte Büyük Savaşlar Olmayacak Ekonomi Savaşları olacak."

Bugün Dünya Ekonomi Savaşları içindedir. Bizde ekonomi savaşı içindeyiz. Son zamanlarda ABD Başkanının yaptıkları ortada. En iyi örneği o veriyor..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.