İlkokul Öğretmeni Saliha Hanım, kendisini aldatan kocası Nihat Bey’den iki celsede boşanmıştı. Hakim, çiftin oğulları Sercan’ı annesine vermişti. O günden sonra, ana-oğul, hayattaki tüm zorlukları birlikte göğüsleyeceklerdi. Saliha Hanım ile Sercan arasındaki kutsal sevgi sözcüklerle anlatılır gibi değildi. Ancak, günler, haftalar ve aylar geçtikçe; anne- babasının ayrılışı küçük çocuğa daha çok koymaya başlamıştı zira Nihat Bey, Sercan için yalnızca bir baba değil; aynı zamanda bir süper kahramandı. Sercan, ne zaman tutkunu olduğu çizgi roman Superman’i okusa veya O’nun filmlerini izlese, bunların içinde, dünyadaki tüm kötüleri tek başına dize getiren Supeman’ın yerine babasını koyardı. İşin en kötü tarafı, Nihat Bey, Saliha Hanım’dan ayrıldıktan sonra, Sercan’ı neredeyse hiç aramıyordu. Olan biten her şeyin farkında olan çocuk, her geçen gün daha çok içine kapanmaya ve bunun sonucu olarak derslerinde başarısız olmaya başlamıştı. Ailenin yaşadığı zorlukları bilen; Saliha Hanım’ın okuldaki öğretmen arkadaşlarından olan Melek Hanım, Sercan’ın öğretmeniydi. Fakat ne acıdır ki Sercan’a, bu özel durumundan ötürü çok daha fazla anlayışlı davranması gereken hanımefendinin, derslerde başarısı düşen çocuğa karşı sert davranması ve O’nun üzerine üzerine gitmesi anlaşılır gibi değildi. Durumun farkına varan Saliha Hanım, kibar bir şekilde Melek Öğretmen’e haddini bildirmişti. Bildirmişti, bildirmesine ama bu şartlar altında oğlunun, bu öğretmenin sınıfında kalmasının doğru olmayacağının da farkındaydı. Oysa ki, daha bir yıl öncesine kadar, Sercan, sınıfın en iyi üç öğrencisinden biriydi…

Nihat Bey, Saliha Hanım’dan ayrıldıktan yaklaşık bir yıl kadar sonra, karısını aldattığı Melahat Hanım ile, adeta yangından mal kaçırırcasına evlenmeyi tercih etmişti. Bu arada Nihat Bey, Sercan’ı artık aramaz sormaz olmuştu. Buna ilaveten, beyefendi, mahkemenin öngördüğü nafakayı bile ağır aksak ödüyordu. Maddi durumunun hayli iyi olmasına rağmen, Nihat Bey, çoğu zaman nafakayı gecikmeli olarak ödüyor ve bir babanın nasıl olması gerektiğini (!) de adeta ders verircesine gözler önüne seriyordu. Sercan ise, bu durumlara içten içe üzülüyor; fedakar annesinin üzülmemesi için gözyaşlarını hanımefendiden kaçırıyor; çoğu gece babasıyla olan o eski güzel günleri düşünüyor ve bunun sonucunda da gözyaşlarına engel olamıyordu.. En çok da, yaz geceleri, babası ve annesiyle birlikte gittikleri Kültürpark ve Lunapark eğlenceleri aklına geldiğinde, küçük çocuk kendisini kötü hissetmekteydi…

Aradan yıllar geçmiş, Saliha Hanım, canından çok sevdiği oğlunun başına üvey baba getirmemişti. Hanımefendi, kelimenin tam anlamıyla nurlu hayatını Sercan’a adamıştı. Sercan ise, lise çağına gelmiş ve Bursa Tophane Endüstri Meslek Lisesi Torna-Tesviye Öğrencisi olmuştu. Delikanlı bu bölümde okumasına karşın, İngilizce’ye karşı anlatılmaz bir ilgi duymaktaydı. Ancak, meslek lisesinde gördükleri İngilizce derslerinde, çoğunlukla makinelerin İngilizce adlarını öğrenmekteydiler…

Sercan, lise son sınıfta kararını vermişti. O, o dönem üniversite sınavlarındaki en yüksek puanlı bölümlerden biri olan İngilizce Öğretmenliğini kazanacaktı. Bunu, kendisinden daha çok, bir tanesi annesi Saliha Hanım için yapacaktı. Annesi, bir melekti ve meleklere de hiç şüphe yok ki, gülmek yaraşırdı. Annesinin öğretmen arkadaşlarının çocukları, çok güzel bölümleri kazanırlarken, O, annesini boynu bükük bırakamazdı. Sercan’ın bakışlarında anlatılmaz bir kararlılık vardı. Gece- gündüz çalışacak ve annesini dünyanın en mutlu insanı yapacaktı…

Delikanlı, liseyi bitirdikten sonra o zamanki adıyla ÖSS’yi aşmış ancak ÖYS’ de İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nü kazanacak kadar puan almaya muvaffak olamamıştı. Fakat bu duruma rağmen, yürekli delikanlının kararında bir değişme olmamıştı. Bir sene postanede işçi olarak çalışacak, bu arada kendisini kırmayarak üniversiteye hazırlamayı kabul eden ve babası kadar çok sevdiği Meslek Lisesinden İngilizce Öğretmeni Hüseyin Ulus ile birlikte sınava hazırlanacaktı…

Sercan, bir meslek lisesi mezunu olmasına rağmen, gecesini gündüzüne katarak, hayalindeki meslek olan İngilizce Öğretmenliği Bölümünü kazanmıştı ve bu başarıda çok büyük bir payı olan sevgili Öğretmeni Hüseyin Ulus’a, tüm hayatı boyunca minnettar kalacaktı…

Sercan, elinde sınav sonuç gazetesiyle eve doğru koşarken, sevinçten ne yapacağını bilemiyordu. Evin kapısına ulaştığında ise artık kalbinin yerinde duramayacak kadar hızlı çarptığını duyumsamaktaydı. Kapının ziline bastığının bile farkına varamamıştı.. Kısa bir süre sonra, annesinin o duymaya hiç doyamadığı sesini duymuştu: “Annesinin yavrusu, geldim, geldim.."

Kapı açılmıştı, Saliha Hanım oğluna, sınavı kazanıp kazanamadığını sormuştu…

Sercan annesine, Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nü kazandığını zar zor söyleyebilmişti…

Sarılmışlardı,

Ana-oğul, o an birbirlerinin kalbine akmışlardı,

Bir yaş belirdi, saçlarına ak düşmüş hanımefendinin gözünde,

Ardından bir yaş, bir yaş daha,

Bir nehirdi sonra,

Ummandı,

Sevdaydı,

Anneciğinin kır saçlarını okşadı,

Kırışmış yüzünü sevdi parmaklarıyla,

Cebinden mendilini çıkardı,

Ummanları sildi,

Ağlamamalıydı anneciği,

Boşalan, sevinç göz yaşları bile olsa, dayanamazdı buna,

Ardından, çocukluğundan beri bayıldığı şeyi yaptı delikanlı, anneciğinin saçlarını kokladı,

Anneciği de, yavrusunun boynunu,

O, dünyanın en güzel annesiydi

Ve, mutluluk en çok O’na yaraşırdı…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
zekeriya İskefyeli 6 yıl önce

Milletimimizin içinde Kanayan yaraya dikkat çektiniz..ve bunca zorluğu sevgi ile güzel sabır fedakarlıkla aşılacağını belirtiniz teşekkürler üstadım gönül isterki bu üzücü yıkıcı olaylar olmasın..

Misafir Avatar
Melih Uludağ 6 yıl önce @zekeriya İskefyeli

Ben çok teşekkür ediyorum sevgili dostum.Ümit ediyorum ki, bu yıkıcı olaylar son bulur ve aile birliği bozulmaz.

Beğenmedim! (0)
Avatar
nurullah 6 yıl önce

merhaba Değerli sanatçi hikmet hoca ya kolaygeğsin diyorum.
çok güzel yazılariniz var..

Misafir Avatar
Melih Uludağ 6 yıl önce @nurullah

Çok teşekkür ediyorum Nurullah Bey.

Beğenmedim! (0)
Avatar
Erkan yılmaz 6 yıl önce

Muhteşem, kalemine sağlık

Misafir Avatar
Melih Uludağ 6 yıl önce @Erkan yılmaz

Çok teşekkür ediyorum Erkan, sevgili dostum.

Beğenmedim! (0)