""Türkiye coğrafyasında Türkçe’nin resmi dil olarak ilk kez kabul edildiği tarih 13 Mayıs 1277’dir. Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanıyla Türkçe resmi dil ilan edilmiştir. 1876 yılında Osmanlı Devleti’nin son döneminde ise Kânûn-ı Esâsî Anayasası ilan edilerek meşrutiyete geçilmiştir. Kânûn-ı Esâsî’nin 18. maddesinde, “Devletin resmi dili Türkçe’dir ve Osmanlı fertlerinden her biri devlet hizmetinde istihdam olunmak için resmi dili bilmesi şarttır” şeklindedir. Bu anayasa maddesiyle devlet görevlerinde Türkçe’den başka dil konuşulmayacağı ve devletin resmi dilinin Türkçe olduğu açıkça ifade edildiği gibi bu durum anayasa ile teminatı altına alınmıştır. Kânûn-ı Esâsî’nin 57. Madde ve 68. Maddeleri de bunu destekler mahiyettedir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın,
Madde 1-Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2-Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Madde 3-Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Madde
Madde 4-Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Osmanlı Devleti döneminde çok uluslu bir ortamda bile Türkçe Anayasa’nın teminatı altında devletin yegâne resmi dilidir.
1923 yılında Türkiye millî bir devlet olarak kurulmuş ve halen bu şekilde varlığını devam ettirmektedir.
Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında dil tartışmalarını gündeme taşıyanlar maalesef devletin resmi dili ile ana dili karıştırmaktadır.