Bursa Arena E'Gazete
2023-12-28 00:24:40

Pazar Yerleri Yürekler Acısı..

ŞAYAN ERCAN

28 Aralık 2023, 00:24

Hatırlıyorum da bizler çocukken haftanın belli günü her semtte sebze meyve pazarları kurulurdu, bugün olduğu gibi.

Genellikle de pazara evin anneleri giderdi. O yıllarda çalışan anne sayısı da az, yani çoğunluğu ev hanımı olduğu için, babalar işteyken onlar da evin alışveriş işlerini üstlenirdi.

Üretim ağırlıkta tarıma dayalıydı ve her türlü sebze meyveyi kendi insanımız üretirdi. En azından temel gıda maddelerimiz ithal değildi.

Bugünlere nazaran daha ekonomik olan fiyatlara rağmen, pazara giden hanımlar her tezgâhta mutlaka pazarlık eder, genellikle de başarılı olurlardı. Hem pazarda müşteriler kendileri seçerdi tezgâhtan meyve sebzeleri.

Pazarın sevimli birer parçası olan çocuklar, okul tatilinde harçlıklarını çıkarmak için "buz gibi soğuk su içeen!.." nidasıyla toprak testilerle soğuk su satarlardı. (Günümüzde olduğu gibi öyle pet şişeler de yoktu).

Müşterinin çantalarını taşımak için “taşıyalım mı teyze” diyen hamal çocukların sesleri karışırdı, "kesmece karpuz" diye bağıran pazarcıların seslerine.

Her şey öyle boldu ki, bir sonraki pazar kuruluncaya kadar yeterdi alınan o mis gibi meyve ve sebzeler.

Fakat günümüzde çok şeyde olduğu gibi pazar yerlerinde de alışveriş alışkanlıkları değişti. Öncelikle fiyatlar yükselirken, insan emeği ucuzladı ve halkın alım gücü de gittikçe düşmeye başladı.

Enflasyonla birlikte çoğalan yoksulluk, hayatı iyice zorlaştırdığı gibi "zorunlu gıda maddelerini" bile almakta zorlanan vatandaş, her şeyin "en ucuzunu" mecburen tercih eder hale geldi.

Geneline bakarsak pazar alışverişine çıkanlar, ellerindeki poşetlerin yarısını dahi dolduramadan evlerine dönüyorlar. Ceplerde para yok ve o eskiden olduğu gibi kilolarca meyve sebze satın alma devri de kapandı artık. Geçtiğimiz yaz günlerinde bile Allah’ın karpuzu dilimle satılır hale geldi.

İnsanlar dolu dolu alışveriş yapamadığından ve taşıtılacak poşetler de olmadığından, pazarlarda el arabası ile "taşıyım mı teyze" diyen o sevimli hamal çocuklar da ortadan kayboldu.

Hatta pazar yerlerinde tezgâhlar toplandıktan sonra yerlerde kalan, satılmayan ezik, çürük meyvelere yönelerek yaşamlarını sürdürmeye çalışan yoksullar ve dar gelirlilerimiz, ülkemizin önemli gerçeği oldu.

Biraz daha ötesini söylersek, öncelerde çürük meyve sebzeleri akşam ücretsiz veren pazarcılar ve marketler, şimdi onları dahi parayla satar oldu. Bu tür sebze ve meyveler de “ÇIKMA” adı altında biraz daha düşük ücretle satılmaya bile başlanıldı.

Neredeyse elle tutulur kısmı kalmayan çürük meyve ve sebzeler, akşama doğru (pazarın toplanma saati hem de karanlıkta mahcubiyetlerini adeta gizlemek istercesine) bir kısım dar gelirli vatandaşlar tarafından ayıklanır oldu.

Artık mutlu azınlıktaki zengin daha zengin, mutsuz çoğunluktaki fakir de daha fakir.. Bundandır ki insanlarımız çürük elmaya, patatese, soğana muhtaç hale geldi.

Bir akşam üzeri, semt pazar yerinizde şöyle bir gezin, mutlaka dikkatinizi çekecektir; Esnafın satılmayan yarı çürük mallarını attığı kasaları deşeleyen insanlarımız.. Ya da 15 liraya satılan bir sebze için “10 lira olmaz mı” diye adeta yalvaran gözlerle esnafa seslenen emeklilerimiz..

Onların sayısı her hafta gittikçe artıyor.

Artıyor da nereye kadar?..

Üzülüyoruz tabii ki..

Hiç olmazsa sebze-meyvenin ucuz ve bol olduğu, herkesin gelir düzeyinin yükselerek alım gücünün arttığı ve insanlarımızın daha başı dik ve onurlu gezdiği günler diliyorum.

Yeni yılda sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.