Onun için kimseye iyilik etmeyeceksin arkadaş,
Kime iyilik yapsan hemen karşına geçiyor,
Sözleri hemen hemen hepimizin dilinin bir köşesinde durur.
Böyle desek de kazın ayağı böyle değil.
Bu söz dilimize nereden gelip yerleşmiş.
Kim söylemiş, niye söylemiş, bileniniz var mı ?
Elin gavuru bile (Chilon )
“Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki ? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi ? " Derken, Müslümanım diyenlerin iyilikte maraz görmesi garipsenecek bir olay değil de nedir. Hadi elin gavurunu bilmiyoruz.
Onun söylediklerini de duymadık.
Vatan yahut Silistre’nin kahramanı Namık Kemali’ de mi duymadık.
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvetmen olan mazluma el çekmez ianetten" Hem iyilik yapmaktan kaçacağız, hem de cennet hayali kuracağız.
Niyazi Mısru hiç de öyle demiyor boş boş cennet hayali kuranlara.
“Bir el ki olmaya hayr-ı hasenatı,
Verilmez ona cennet ilinin derecatı" İnsanlar birbirlerinin hatırını sormazsa,
Komşusu, hısımı, eşi, dostu sıkıntı çekerken nasıl huzur duyabilir.
Bu feryatlar Sadi’nin dilinde hayat buluyor.
“Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan, kırıp geçiren yılın darlığı içinde, zavallı yoksula “Nasılsın ? deme" diyor. Bu iyilikten kaçma cimriliğin bir eseri midir ?
Yoksa içimizde insanlara duyduğumuz bir kinin sonucu mudur ?
Sanki gizli bir el bizi atının terkesine bindirmiş istediği istikamete götürüyor.
İşte o an anlayın ki şeytanın atına binmiş gidiyorsunuz.
Eğer kalbinizin bir köşesinde bir sızlama duyarsanız, bilin ki size ilahi bir ikaz vardır.
“Şeytan siz fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder Allah ise size katından bir mağrifet ve bir lütuf vaat eder Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" (Bakara–268) ayeti sizi rahatsız edecektir.
Atalarımız “Yalnız taş, duvar olmaz” derken insanların da birbirlerine yardımcı olacağından dem vurmaktadır.
Yine diğer bir sözde de “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” denilmek suretiyle insanları birbirlerine yardım etme noktasında hayatın zorunluluğundan bahsedilir. İnsanların birbirlerine olan yardımları kesildiğinde hayat ne olur bir düşünsenize.
Walter Scott’ da tam bu noktada yaraya parmak basıyor. “İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz” diyerek bu vahameti dile getiriyor.
İnsan olarak birbirinize yardımı esirgemeyin.
Korkmayın hiçbir kaybınız ve ziyanınız olmaz.
Gönüller sultanı Mevlana bakın ne diyor “Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” Siz de bir şey kaybetmezsiniz. Tıpkı bıdana ağaç gibi dallarınızı verdikçe daha güçlü olarak dönersiniz hayata.. Bizim dosta ve komşuya ihtiyacımız var ise bu yaşantının bir gereği olarak yardımlarımızı da sonuna kadar yapmalıyız.
Abdullah el Basri “Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır" diyor. Gönüller hanesine girmek için mutlaka bu anahtara ihtiyacımız olacaktır.
İşe bir de şer’i açıdan baktığınız zaman durum daha da vahimdir.
“İyilikten maraz doğar" cümlesi ateşten bir gömlek gibidir. Kim giyecek olsa büyük bir yanık yaşayacaktır.
Zira bu sözü her kim kullanırsa bilsin ki hem Resulullah’a hem Yaradan’a ters düşer.
Zira Yaradan Nahl suresi 90. Ayette
:"Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor." demiyor mu ?
Yine maide suresinin ikinci ayetinde “İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin “ buyurulmuyor mu ?
Peki ya Resulullah ne diyor ?
Hiç kulak verdin mi şefaatçine.
"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir"
Hala iyilik yapmada bir maraz görüyor isen o zaman şu ilahi ikaza kulak vererek kendimizde ufak bir araştırma yapmamız gerekir.
"Size ne oldu da birbirinize yardım etmiyorsunuz? " (Sâffât -25)
Cevaplarınızı hazırlayın.
Ama bu gün burada.
Ama yarın öbür tarafa.
Unutmayın ki adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurd.
Ey insanoğlu sahip ol düşüncene biraz
Nedir sendeki bu kin hiç bitmeyen bu garaz
Yaradan iyiliği emretmiyor mu sana
Hak yolunda gidende nasıl doğarmış maraz.
(Dermanî)
Kime iyilik yapsan hemen karşına geçiyor,
Sözleri hemen hemen hepimizin dilinin bir köşesinde durur.
Böyle desek de kazın ayağı böyle değil.
Bu söz dilimize nereden gelip yerleşmiş.
Kim söylemiş, niye söylemiş, bileniniz var mı ?
Elin gavuru bile (Chilon )
“Hayat zaten yeterince kısa ve ıssız değil mi ki ? Yolları birlikte kat edenler birbirine yardım etmesin mi ? " Derken, Müslümanım diyenlerin iyilikte maraz görmesi garipsenecek bir olay değil de nedir. Hadi elin gavurunu bilmiyoruz.
Onun söylediklerini de duymadık.
Vatan yahut Silistre’nin kahramanı Namık Kemali’ de mi duymadık.
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvetmen olan mazluma el çekmez ianetten" Hem iyilik yapmaktan kaçacağız, hem de cennet hayali kuracağız.
Niyazi Mısru hiç de öyle demiyor boş boş cennet hayali kuranlara.
“Bir el ki olmaya hayr-ı hasenatı,
Verilmez ona cennet ilinin derecatı" İnsanlar birbirlerinin hatırını sormazsa,
Komşusu, hısımı, eşi, dostu sıkıntı çekerken nasıl huzur duyabilir.
Bu feryatlar Sadi’nin dilinde hayat buluyor.
“Eğer yarasına merhem sürüp önüne biraz dünyalık koymayacaksan, kırıp geçiren yılın darlığı içinde, zavallı yoksula “Nasılsın ? deme" diyor. Bu iyilikten kaçma cimriliğin bir eseri midir ?
Yoksa içimizde insanlara duyduğumuz bir kinin sonucu mudur ?
Sanki gizli bir el bizi atının terkesine bindirmiş istediği istikamete götürüyor.
İşte o an anlayın ki şeytanın atına binmiş gidiyorsunuz.
Eğer kalbinizin bir köşesinde bir sızlama duyarsanız, bilin ki size ilahi bir ikaz vardır.
“Şeytan siz fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder Allah ise size katından bir mağrifet ve bir lütuf vaat eder Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir" (Bakara–268) ayeti sizi rahatsız edecektir.
Atalarımız “Yalnız taş, duvar olmaz” derken insanların da birbirlerine yardımcı olacağından dem vurmaktadır.
Yine diğer bir sözde de “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” denilmek suretiyle insanları birbirlerine yardım etme noktasında hayatın zorunluluğundan bahsedilir. İnsanların birbirlerine olan yardımları kesildiğinde hayat ne olur bir düşünsenize.
Walter Scott’ da tam bu noktada yaraya parmak basıyor. “İnsanlar birbirine yardımdan el geçtikleri gün insanlık yok olur Karşılıklı dayanışma olmazsa toplumlar olmaz” diyerek bu vahameti dile getiriyor.
İnsan olarak birbirinize yardımı esirgemeyin.
Korkmayın hiçbir kaybınız ve ziyanınız olmaz.
Gönüller sultanı Mevlana bakın ne diyor “Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” Siz de bir şey kaybetmezsiniz. Tıpkı bıdana ağaç gibi dallarınızı verdikçe daha güçlü olarak dönersiniz hayata.. Bizim dosta ve komşuya ihtiyacımız var ise bu yaşantının bir gereği olarak yardımlarımızı da sonuna kadar yapmalıyız.
Abdullah el Basri “Minnet sahibinin ihtiyacını görmek, dostluk kapısının anahtarıdır" diyor. Gönüller hanesine girmek için mutlaka bu anahtara ihtiyacımız olacaktır.
İşe bir de şer’i açıdan baktığınız zaman durum daha da vahimdir.
“İyilikten maraz doğar" cümlesi ateşten bir gömlek gibidir. Kim giyecek olsa büyük bir yanık yaşayacaktır.
Zira bu sözü her kim kullanırsa bilsin ki hem Resulullah’a hem Yaradan’a ters düşer.
Zira Yaradan Nahl suresi 90. Ayette
:"Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor." demiyor mu ?
Yine maide suresinin ikinci ayetinde “İyilik etmek ve kötülükten sakınmak hususunda birbirinize yardım edin “ buyurulmuyor mu ?
Peki ya Resulullah ne diyor ?
Hiç kulak verdin mi şefaatçine.
"Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız, ve hased etmeyiniz Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz Bir Müslümanın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helâl değildir"
Hala iyilik yapmada bir maraz görüyor isen o zaman şu ilahi ikaza kulak vererek kendimizde ufak bir araştırma yapmamız gerekir.
"Size ne oldu da birbirinize yardım etmiyorsunuz? " (Sâffât -25)
Cevaplarınızı hazırlayın.
Ama bu gün burada.
Ama yarın öbür tarafa.
Unutmayın ki adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurd.
Ey insanoğlu sahip ol düşüncene biraz
Nedir sendeki bu kin hiç bitmeyen bu garaz
Yaradan iyiliği emretmiyor mu sana
Hak yolunda gidende nasıl doğarmış maraz.
(Dermanî)