Bursa Arena E'Gazete
2018-08-13 00:00:20

Çocuklar ve resim..

LEY SABAH

13 Ağustos 2018, 00:00

Karalama eylemi bir çeşit dalınç (meditasyon), yani ibadet halidir. Olumlu ya da olumsuz enerjiyi dengeleme çalışmasıdır. Resimle içgelişim paylaşımlarına karalamayla başlayıp bitirmek faydalı oluyor. Karalama yolu ile akış halinde olmayı deniyoruz. Bunun için de karalamanın, otomatik akılla mı, yamalı mı, öğretilmiş akılla mı, duygusal mı, akış ile mi yapıldığını far ederiz.

Çalışmamızın birinde akış halindeki karalamaya geçmekte zorlanan arkadaşlara bir çalışma yaptırdık. Yaptıkları karalamayı dört yaşındaki çocuğun karalaması ile karşılaştırmalarını istedik. Çalışmadaki zorlama ve tutukluk çok açıktı. Sonra da çocuğu karalarken, büyüklerin kendi kağıtlarında taklit etmelerini rica etttik. Taklit yaparken hem zorlandılar hem de zevk aldılar. Herkes yaptığı iki çalışma arasındaki farkı şaşkınlıkla gözledi.

Evet, bizler çocuklara resim yapmayı öğretecek kişi değilmişiz. Hele boyama kitapları ile onların yeteneklerini engellemek iyice saçmalık! Onlara çeşitli imkanlar sunabiliriz, malzemeyi kullanmasına örnek verebiliriz, ama onlara ne yapacağını, nasıl yapacağını öğretemeyiz. Hele „güzel ve çirkin, yanlış ve doğru“ değerlendirmesinden özellikle kaçınmalıyız. Yemek yediği için alkışlama saçmalığı gibi. Yapılan çalışmaları asmak ve yeni çalışmalarla yer değiştirmek yeterlidir. Yıllar sonra çalışmalarına bakarak kendilerindeki değişimi görmek güzel olabilir. Bırakın duvarları karalasınlar. İnanınki duvarı boyatmanız, çocuğun sağlıklı olması kadar pahalı değildir.

Bir şey anlatmak, göstermek için yapılan çalışmalarda resim kullanılır, resim yapılmış olmaz. Hele doğanın kopyası mümkün değildir, kopyasına gerek de yoktur. Resim yapma halinin, fotoğraf makinasının olmadığı zamanda yaşatmak biraz komik kalıyor. Baştan tasarlanan, bilinenen yolda sanatsal bir tatla rastlaşmak hemen hemen mümkün değildir. Aklın girdiği, aklın yorumladığı çalışma yenilikten nasıl nasip alabilir? Minik aklımız, minik biz. Büyük oluşuma aklımızla varamayız. Sezgilerimizi açmak, yorumsuz gözlem yapmak gerekir. Yapılan çalışmanda samimi olmayı gerçekten öğrenebiliriz. Samimiyet; kaygı, onay, hedef belirlemez. Özümüze yaklaştıkça içten geleni sezer, samimiyeti yaşayabiliriz. Sonsuzluk bahçesinden toplanmayan çiçekler kokmaz!

Bir yıl zihinsel engelli bir çocukla resim çalışmıştık. Ona bir şey öğretemeyeceğimi fark etmiştim. Sadece aynı saatte buluşup çalışıyorduk. Ama o bana, özgür olmadığımı her boya sürüşü, çizgisi ile kafama vurur gibi gösteriyordu. Resim yapmanın gerçekten bir dalınç olduğunu öğreten o öğretmenime hala teşekkür ederim.

Daha geniş bakışa geçersek, insanların özgürleşmesi için sanatın çok doğal bir yol olduğu baş çobanlar tarafından da gayet net bilinmektedir. Bundan dolayı resim, dans, müzik belirli kalıplarda sınırlandırılır; sığ bırakılır. Kolay mı özgür bireyleri gütmek!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.