Dönemin İstanbul Milletvekili Ali Coşkun, TBMM’deki odasında çalışırken kapı açılır, bir adam paldır küldür içeriye girer !..
Ali Coşkun: “Bu ne telaş beyefendi ?..” diye sorar.
Adam masaya yanaşır: “Hemen Milli Eğitim Bakanını ara, kızımın tayinini yaptır” der…
Coşkun, panik içindeki adama koltuğu göstererek, oturmasını söyler!
Ama şahıs ısrarla: “Kızımın tayinini hemen yaptıracaksın” talimatını vermekten de geri kalmaz.
Ali Coşkun yine de adamı rahatlamaya çalışır: “Beyefendi, önce oturun ve derdinizi anlatın. Sonrada kızınızın sicil numarasını verin, duruma bakayım.”
“Hayır. Önce bakanı arayın konuşun, ondan sonra otururum” diye direnir adam !
Bunun üzerine Ali Coşkun sinirlenir: “Ben sizi hiç ama hiç tanımıyorum.”
“Nasıl tanımazsın vekilim?” dedikten sonra şu açıklamayı yapar:
“Üsküdar’da sinemada konuşma yapmıştınız. Ben ön sıranın sağ başındaki koltukta oturuyordum. Konuşmanızın sonunda ayağa fırlayıp alkışladım. Siz de yanıma gelip, yanaklarımdan öpmüştünüz. İşte ben aynen o kişiyim !...”