Yüksek tutma beklentini hayattan yana, yardan yana, dosttan yana... Beklentin büyük ve yüksek olursa, kırıkların da o ölçüde büyük olur. Zaman akıyor, geri getiremediğin anlar çoğalıyor. Hayaller birikiyor içimizde, bir yerlerde.. Sabah tuttuğun el nerede şimdi ?.. Veya bakarken içinde boğulduğun gözler, soldan düşen kakülün alnındaki gölgesi nerede ? .. Yaşandı ve mazideki yerini çoktan aldı bile...
Akıllı ol!
Sevgiden yana sınır koyma; ölçü koyma, şekil verme! Bırak, aktığı yere gitsin... Zaten; su akar, yatağını bulur. Paylaşılınca büyür, anlam kazanır, karşılık bulur, değer görür. Fakat tüketme! Söylenecek sözün kalsın, farklı bir kelimen olsun şaşırtacak bazen.
Akıllı ol!
Her sevgi özeldir ve güzeldir, karşılığı olursa. Sevdiğinle aranızda şifre olmalı, kimsenin bilmediği, kimsenin anlayamadığı. Gözlerle konuşmaktan bahsetmiyorum. Mesela; onu özel kılacak, duyduğunda iliklerine kadar titretecek bir kelimen olmalı. Sen bana ''Ömür'' de, ben sana ''Hayat'' diyeyim. Ömür dediğinde; tek vücut olmuşçasına senkronize olmalı nefes alışımız ve kalp atışımız. Hayat dediğimde sana, bilmesin ki; senden değerlisi yok, özeli yok, güzeli yok. Teslim oldum, canım canındır, anla...
Akıllı ol!
Sabır denen olgu dolmalı için.. Zaman, hırsız... Çalıyor bizden her şeyi. Tek çalamadığı, inancımız olmalı. Sevgiye, aşka inancımız. Ne kadar zaman geçerse geçsin, çoğalmalı, çağlamalı, coşmalı...