5 Numaralı Hücre

Beş Numaralı Hücre’de yaşayanların yaşadıklarını ancak benzer hücrelerde yaşayanlar anlayabilir. Ölmenin yaşamaktan daha çekici olduğu yerlerdir oraları… Vedat Çınaroğlu beş numaralı hücrede “eksi dirlik” sürenlerdendir. “Eksi Dirlik” dediğim ölümün özlendiği yaşamaklıktır.

Vedat Çınaroğlu yaşadı, düşündü, değerlendirdi, yazdı. Yazmalıydı. Yazılmalıdır.

Bugün 12 Eylül artık gerilerde kaldı. Öncesinde, sonrasında yaşananlar, ne bilimlik anlamda incelendi ne de gerçek anlamda sorgulandı.

Sorgulanmalıdır, incelenmelidir, yazılmalıdır, anlatılmalıdır ki bu deneyimden çıkarılacaklar değerlendirilsin. Değerlendirilsin ki yinelendiğinde aynı çukurlara düşülmesin.

Bu bitik 5 NUMARALI HÜCRE (12 Eylül’ün Gizli Kalmış Öyküsü) bilim açısından, yansız inceleme yapacaklar için altın değerinde bir kaynaktır.

Gerçeği, yalnız yalın gerçeği öğrenmek isteyenler ise uzun bir öykü okumak tadında bu yapıtı okumalıdırlar.

Vedat Çınaroğlu bir savaşçıdır.

Türkiye’nin savaşçı yetiştiren en yüksekokulunu bitirmiştir. 1979 yılında yaya (piyade) Teğmen olarak başlamış, 1996 yılında Binbaşıyken emekli olup ayrılmıştır. Türkiye uğruna savaşçıyken şimdi yeniden Türkiye ile birlikte Türklük uğruna savaşım için MHP’ye katılmış 1999 yılında Samsun ilinden Milletvekili seçilmiştir. TBMM Başkanlık Kurulu (Divanı) Üyeliği, M. Savunma Kurulu (Komisyon) Başkan Yardımcılığı, Türkiye-Kazakistan Dostluk Topluluğu Başkan Yardımcılığı yapmıştır. Çok okuyan, okuduklarını iyi anlayan, gerçek bir düşünür, çok iyi bir konuşucudur.

Şimdi yeni kurulan ATA DERNEĞİ’nin ÖRGÜTLENME BAŞKANI’dır.

Bu kişiliğin soy kökenlerine girdiğinizde bir kökü Başkırt Türklerine, bir kökü Selanik Türklerine, bir kökü Samsun’a ulaşan bir Türk kimliği bulursunuz. Bu durum çok mu önemli. Yok çok önemli değil. Önemli olan Vedat bey’in bilincinin oluşmaya başladığı andan başlayarak ulaştığı TÜRKLÜK BİLİNCİ’dir.

Vedat bey Türkçü - Atatürkçü’dür.

Atatürk’ü, Türkçülüğünden kopararak anlayanlar ya da anlatanlar, Türkçü-Atatürkçü’leri anlamadılar, sevmediler, korkutucu kişiler olarak gördüler, ellerine güç geçince de ezdiler, yok etmek istediler. İşte 5 NUMARALI HÜCRE’nin anlattığı -bence- tam da bu olgudur.

12 Eylül 1980’ de yönetime el koyan Komutanlar, Evren ile dört Komutan arkadaşı “Bağımsız Türkiye” diye bağırarak suç işleyenleri ezdiler. Onlara “Solcu-terörcüler” deniliyordu. Denge olsun diye “Sağcı-terörist” dedikleri “Milliyetçi Türkiye” diye bağırarak suç işleyen ya da işlemeyenleri de ezdiler. Tüm bunları yaparken de solcuları, sağcı güvenlik görevlileriyle, savcı-yargıçlara; sağcıları da solcu güvenlik görevlileriyle, savcı-yargıçlara ezdirdiler. Güvenlik görevlileri denilenleri yaptı, savcılar olmasa da yargıçlar ise bir süre sonra kim olduklarını, okudukları yasal bilinci eslerine getirip olabildiğince doğru tutumlara girdiler. (Bu da ayrı bir inceleme konusudur)

Vedat Çınaroğlu Kara Savaş (Harp) Okulu öğrencisiyken ÜLKÜCÜ diye tanımlanmış, böyle tanınmıştı. Bu yüzden, tümden gelme yöntemine göre, suç işlemiş olmalıydı. Arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı; sorgulandı, kişiliği ezilip kimliksizleştirilmek istendi.

Bu işler 5 NUMARALI HÜCRE’de yapıldı. Gövdesine eziyet yaptılar. Gövdesini ezdiler. Suç bulamadılar. Aklandı, çıktı. Beklenirdi ki artık Türkçülük’den kopsun, başkaları gibi dirlik sürsün. Bekledikleri olmadı. Türklük Bilinci ezilemeyecek boyutlarda güçlüydü. O yolda Türkçü-Atatürkçülük yolunda adanmışlıkla tinini kurtardı. Yolundan sapmadan yürüyor. Çıkar için ödün vermeye yanaşmadan…

O yüzden bugünkü MHP’de değil artık. Gerekirse tek başına Atatükçü-Türkçülük savaşımını sürdürürdü. Şimdi kendisi gibi düşünenlerle birlikte yolunda dosdoğru yürüyor.

5 NUMARALI HÜCRE’nin içinden örnek vermiyorum. Okuyunca göreceksiniz derinlikleri…

Arka kapağında Atatürk’ün sözleri var. İşin tini o sözlerde:

BİZ TÜRK’ÜZ, TÜM ANLAMIYLA TÜRK’ÜZ. İŞTE O KADAR! Asya için, Avrupa için bizim yasamız budur. Dostlarımızın olması, bağımsızlığımızı tümüyle korumak; tüm olayları TÜRK AÇISINDAN incelemek. Bu gerçekçi bir görüştür. Osmanlı Devletini yok eden görüşlere (İdeolojiye) tepkidir.